ÇAMAŞ İLÇEMİZDE İKİ ÇALIŞKAN BÜROKRAT
ÇAMAŞ İLÇEMİZDE İKİ ÇALIŞKAN BÜROKRAT
Kimden bahsediyorum? Çamaş Kaymakamı Sn. Hüseyin Tekin ve Belediye Başkanı Yaşar Aktaş bölgemizde eko turizm konseptinde yaptığımız SARIR00;TUR etkinliğine ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlar. “Sarı tur organizatörleri Güven Özel ve Meli Keskin’e emrinizdeyiz diyorlar. Kendileri Çamaş’ı bölgede büyütmeye çalışıyorlar. Bölgede yamaç paraşütü için çalışmalar yapıyorlar. Sülün çiftliği ve kır tavşanı çiftliği kurmuşlar. Bunlar için dörtyüz dönüm çevrili alanı bitiriyorlar. Bunlar genç dinamik mesuliyet alan yürekli adamlar. Belki bir gün bu güzel çalışmalarından dolayı cezalandırıllar!! Ama olsun!
Mahalli Bürokratlar
Bir de suya sabuna dokunmayan tirişkadan bürokratlar vardır. Onlar açılışlarda, kutlamalarda kendilerini gösterirler. Gazetelere de resimleri çıkar. Mesela, “Osuruktan teyyare selam söyle o yare” adlı sempozyumda onların bir şeyden anlamadığı halde anlıyormuş gibi davrandıklarını gazetedeki duruşlarından anlarsınız!! Onlar amirlerinin gözünün önünde dikilip gerdan kırıp makamlarına yükselmeye çalışırlar. En iyi tarafları piyasaya zararları olmaması.
Üst düzey bürokratlar
Bir de zararlı bürokratlar var. Onlar kariyerlerini tamamlamış ülkenin en üst düzey bürokratlarıdır. Kendilerine süs verirler. Mesela şu anda SURİYE ile neredeyse savaş çıkacak. Onlar hamasetli konuşmalar yapıp halkı kandırırlar. Suriye’ye girmek sanki T.C. için kariyermiş gibi gösterirler. Bu planın arkasındakileri ben ortaokulu altı yılda bitirmiş, Sülükgölü’nde yaşayan bir vatandaş olarak anlarım da onlar anlamaz. Anladığımı yazıyorum. Bizi 50’li yıllarda nato nato diyerek Kore’de savaştıran kim? Amerika. 1960’ta askere ihtilal yaptıran kim? Amerika. 1974 Kıbrıs’ta bizi savaştıran kim? O savaşta benim verdiğim silahları kullanamazsın diyen kim? Amerika (madem nato ülkesiyiz neden silahımızı elimizden aldı) 12 Mart’ta Amerika, 12 Eylül Amerika. Bu gün AKP’yi iktidara getiren kim? Amerika. Türk ordusunun komutanlarını paşalarını burnunu boka sokturan kim? Amerika. Aha bu benim düşündüklerimi üst düzey bürokratlar bilmiyor mu? Bilirler de bilmezlikten gelirler.
Düşünmeye devam edelim. Suriye bizim anamıza mı sövdü de savaş açıyoruz yoksa toprağımızı mı kapmaya çalıştı. Ne yaptı? Ama neden bu cıngaz çıkıyor? BÜYÜK KÜRDİSTAN için İran’da kürt bölgesi var. Irak’ta kürt bölgesi kuruldu. Suriye’deki kürtler için özerk bölge kurulacak. Türkiye’de kürtlere özerklik verilince büyük kürdistan hayali gerçek olacak. Biraz daha derine inersek İsrail’in Nil Nehri’nden Fırat’a vadedilmiş toprakları İsrail tarafından suya sabuna dokunmadan elde edilmiş olacak. Bilmem yanlış mı düşünüyorum.
SANİYE HANIM
Bizim mahalleyi bir kale sayarsak o son burçttu. Son burç da yıkıldı. Bu zamana karşı direnen burcun adı Saniye Hanım’dı. Önce Saniye Hanım sonra Asiye Hanım, peşinden Saadet Hanım onuu makbule hanım takep etti. En son saniye hanım da kervana katıldı.
Onlar bizim mahallenin çilekeş hanımlarıydı. O fakirlik yokluk günlerinde kaliteyi korumuş kendilerine hanım dedirtmişlerdi. (Şimdikiler birbirine kanki diyorlar) Kaliteyi süslenerek sürdürüyorlar. Onlar sabah ezanı ile kalkarlar, ezanla beraber her evin bir lambası yanar mahallenin sabaha karşı kandilleri yanmış olurdu. (Şimdikiler saat dokuzda kalkar onun için evin pek bereketi olmaz.) Onlar gitti, şimdi sabah namazına kalkınca etrafa bakıyorum, onların giderken bıraktıkları evlerin sabah ezanı okunurken artık kandilleri (ışıkları) yanmıyor. Saniye Hanım’ın gidişiyle son kandil de söndü. Onlar yaşadıkları sürece birbirlerine hanım diye hitap ederlerdi. Hanımlığı elden bırakmadan bu dünyadan kayıp gittiler.
PEKİ ERDOĞAN’A NE OLDU?
Onunla çocukluktan, okuldan arkadaştık. Çok temiz giyinir. Yemesine içmesine dikkat eder, spor yapar, düzgün bir yaşam sürerdi. En son bir ay önce görüştük “hastayım” dedi. Ben de bazı şeyler istedi gönderdim. Öleceğini hiç düşünmedim.
Gerçi Nebi Çamaş’ın, Erol Gündüz’ün ölümlerine de şaşırmıştım. Nebi kırkında kalbine yenildi. Erol ise elli üçünde akciğer kanserine, Erdoğan içimizde en güçlü olandı, o da kansere yenildi.
Beraber ne günlerimiz vardı. Hangi takımda oynarsa (Fener, galatasaray, Ordu) maçtan önce Erol, Nebi ve ben maç öncesi otelde Erdoğan’ı ziyaret eder, maçtan sonra da alır eve getirirdik.
Bu dörtlüden üçü çok az yemek yer, çok şık giyinirdi. Aralarında en kötü giyinen, en pis boğazı bendim demek ki, iyi beslenmek düzgün yaşamak ömrü uzatmıyor.
Netice olarak olayı şöyle bağlayalım.Afrikadaki belgeselleri seyrediyoruz. Binlerce kilometre yolu beraberce yan yana giden antiloplar yolun bir yerinde bir aslan grubuna rastlar. Aslan antiloplara saldırır. antilopların hepsi bir tarafa kaçışır, canlarını kurtarmaya çalışırlar. Ama sonuç bellidir. Aslan binlerce antiloptan birini yakalar. Aslan o antilopu yıkar. Onu bağırta bağırta boğar. Tüm antiloplar o anda durur. Aslanın kurbanını parçalamasını bir müddet seyrederler. Artık geride kalanlar için bir müddet ölüm tehlikesi geçmiştir. Onlar bir müddet sonra yollarına devam ederler.
Gerçek hayatta da bu böyledir. Azrail aramızdan birini kapar, biz bir müddet olanları seyrederiz ve hayatımızın kalan bölümünü yaşamaya devam ederiz.