Görüntülenen Sayı: 2131
2804 | Yayım Tarihi: 13 Nisan 2012 Cuma
  • Ana Sayfa
  • Haberler
  •  Spor 
  • Köşe Yazarları
  • Bunları Biliyor musunuz?
  • Vefatlar
  • Güneşlik
  • Dost Siteler
  • Künye
  • İletişim
  • Son Sayı
Ana Sayfa » Köşe Yazıları » ERDOĞAN ARICA’NIN ARKASINDAN

ERDOĞAN ARICA’NIN ARKASINDAN

Av. Mehmet YILDIZ

Av. Mehmet YILDIZ

av.mehmetyildiz52@gmail.com
Facebook'ta Paylaş

  Kırkpınar’da 3 yıl başpehlivanlığı kazanarak Ordu’nun ismini spor tarihine altın harflerle yazdırmıştı Mustafa Bük. Fatsa’nın Göller Köyünde doğmuş-büyümüştü. Uzun yıllar Mustafa Bük olarak değil Ordulu Mustafa olarak anıldı. Popüler olduğu yılarda şarkıcı Emel Sayın ile evlenmeye kalkışmıştı. Ömrünün son yıllarında sıkıntılar çekti. Manevi değeri maddi değerinden kat kat üstün olan altın kemeri satış bile çıkardı. Çok yaşlanmadan da kaybettik kendisini. Spor tarihinde Ordu adını öne çıkaran isimlerden birisiydi.

Erdoğan Arıca’ya gelince: O, çok bambaşka bir kişilikti. Mustafa Bük’le Ordu ismini ön plana çıkarmakta benzeşiyorlardı. Diğer hususlarda Mustafa Bük’le karşılaştırma yapacak kadar rahmetli Bük’ü tanımıyorum. Ama Erdoğan çocukluk arkadaşımdı. Daha orta öğretim yıllarında Dumlupınar İlkokulunun bahçesinde birlikte top koşturuyorduk. İşte Dumlupınar İlkokulunun Bahçesinde top kovalarken keşfetmişlerdi O’nu. Fatsa’daki Ortaöğretimini, Ordu’da altyapı olanaklarının fazla olması nedeniyle Orduya taşımıştı. Ordu spor alt yapısında yetişti. İlk profesyonelliği Malatya spor da oldu.
Bizim kuşağın üniversite öğrencilik yılları idi. Sanıyorum 1974 yılı. Beşiktaş’ın antrenman stadı bugünkü Çırağan Otelinin olduğu yerdeki kırık dökük Şeref stadı idi. Bu stada resmi maçlar da veriliyordu. Erdoğan’ın Malatya sporu burada bir maç yapacaktı. Tüm dönemin İstanbul’da okuyan Fatsa gençliği toparlanıp maça gitmiş ve Malatya taraftarının: ‘Artiz yegeni, Erdogan helal sana’ sesleri ile çok gururlanmıştık.  
Daha sonra yılar geçti. Galatasaray, Fenerbahçe ve ulusal takımdaki başarıları hep bizim için övünç kaynağı olmuştur. Övünç kaynağımız olmaya da devam edecektir. 
Bugün spor yazarı Sayın Ömer Güvenç’in yazısında bir anekdot gördüm. Gerçekten de çok yerinde bir tespitti. ‘O’nun suratının gülmediğine aldanmayın, içi sevgi doludur’   anlamında bir cümleydi.
Gerçekten de etrafa diğer kardeşleri gibi gülücükler savuramazdı. Ama O’nu tanıyanlar kalbinin kahkahalarla dolu olduğunu çok kolayca anarlardı. Evet! Sevgi doluydu. Yardımseverdi. Hiç kimseye zerre kadar zararının olmasına mahal vermezdi. Hatta kimseye yük olmamak için de hep başını dik tutmayı tercih ederdi. Bu özelliğinin en çarpıcı örneğini jübilesi sırasında fark ettim. Şükrü Saraçoğlu stadında jübilesini yaparken her şeyle bizzat kendisinin ilgilendiğini görmüştüm. O tarihte Fatsa Dernek Başkanı olduğum için jübilesine yardımcı olmayı önerdiğimde: ‘Gelmen yeter.’ karşılığını vermişti. Dürüst ve de çalışkandı. Futbol hocalığı döneminde de bu özelliklerini göstermişti. 
Son görüşmemiz birkaç hafta önce Sabiha Gökçen Hava Alanında olmuştu. Bodrum’a gidiyordu. Bodruma kendi zevkine göre bir ev yaptırdığını, bundan sonrası için Bodrum’da yaşamayı planladığını söylemişti. 
Temennim; Bodrum’da hayal ettiğinden daha güzel bir yaşantıyı ebedi yaşam yerinde yaşaması yolundadır. Buna hakkı olduğuna da samimiyetle inandığımı söylemek istiyorum. Bu vesile ile kendisine tekrar tekrar rahmet, ailesine, sevenlerine, hepimize baş sağlığı diliyorum.
 

Yalnızca aboneler yorum yazabilir.

Abone Bilgileri

Abone girişi yapınız
Abone Kodu:
Parola:
Şifrenizi almak için tıklayın

  • Hava Durumu
  • Arşiv


Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü






 Güneş Gazetesi © 2005-2025 Her hakkı saklıdır.