33 YIL İLİM YOLUNDA SEYYAH!...
Değerli okur, Hacı Hulisi ERER (1873-1936) Fatsa ve Tekke Camii-1920 ile ilgili yazıyı görüşlerinize sunuyorum:
Nefsinde ilmi, ruhunda Fehmi, başında zühali,gözlerinde hayatı, dilinde hikmeti, kulağın
da hayrı, kalbinde şevkati , himmetinde rahmeti ve bütün bu olgunluklarla bezenmiş, yeri gönülde, sırrı yanında , kazalara rıza gösteren, belaya sabır,nimetlere şükür eden ; BİR VELİ
Hacı Mehmet Hulisi ERER :1873 yılında Rize’nin Pazar ilçesi Çamlıhemşin’de Temeşoğullarından Zübeyde Hatun ile Arif efendinin 6.çocuğu olarak dünyaya gelmiştir.Hulisinin kendinden başka 4 erkek ,1 de kız kardeşi daha vardır.Ailedeki 6 çocuğun
3’ü eğitim almıştır.Ağabeylerinden bir tanesi yüzbaşı rütbesindeyken şehit olmuş.Diğer kadre
şi ise Operatör Doktordur.
18 Yaşında Hacı ! … Mehmet Hulisi; henüz 18 yaşındayken Hz. İbrahim’in ; Ebu Kubeys Dağından yaptığı çağrıya 3 arkadaşı ile fiilen cevap vererek, yaya olarak Kabeyi ziyaret ederek (1891) Hacı Mehmet Hulisi olmuştur.
“İbrahim , ben yer ve gökleri yaratmazdan önce şöyle yazdım; evinden Hac niyetiyle çıkan kimsenin her adımına 10 sevap verir ve 10 günahını bağışlarım. Bu yolculuk halinde ölürse kendisini cennete korum. ( Cenab-ı Allah’ın PeygamberlereHitabı) Hacı Mehmet Hulisi ERER’in , 2 defa daha deve ile binekli olarak Hac ettiği bilinmektedir.
33 YIL İLİM YOLUNDA SEYYAH!...
İlim gibi ibadet olmayacağının bilincinde ve farkında olan Hacı Mehmet Hulisi yaya olarak gitmiş olduğu Hac görevini eda ettikten sonra da eğitim için yollara düşer.Dur durak bilmeden
Tam 33 yıl dolaşarak ilim edinir. Zira İbn-i Abbas (R.a)nın rivayetinde , Resulü Ekrem (S.A.V) “Alimlerin cahiller üzerinde yüz derece üstünlüğü vardır. Her derecenin arası beş yüz yıllık yoldur.” Buyurmuşlardır.
İlk zamanlar Hacı Hulisi Efendi tıp eğitimi almak istemiş, Lakin doğuştan var olan bir sakatlık (sol kol, dirsek altından itibaren kısa , parmaklar gelişmemiş ) yüzünden tıp eğitimini 2 yıllıkken bırakmıştır. 7 yılı Afkanistan’da felsefe eğitimi olmak üzere toplam 33 yıl eğitim öğretim görmüştür. Hacı Mehmet Hulisi ERER, devrin önemli lisanları olan Latince,Farsça ve Arapça biliyordu….
Hacı Mehmet Hulisi ERER; Fatsaya yerleşmekte karar kılar ve nihayet yerleşir.Bu esna’da Vahabzade’lerden Hacı Kibar Ağa’nın torunu Fahriye Hatunla evlenmiştir.Bu evlilikten adlarını : Zübeyde, Zehra ve Leyla verdikleri 3 kızları olmuştur.Bunlardan Zehra Hanım Gül GEDİK TANRIKULU’nun annesidir.
“Benim yeryüzündeki Evlerim Mescid(cami)lerdi!...”
Hacı Hulisi Efendi;1920 yılında daha sonraları imamlığını da yapmış olduğu “Tekke Camii”inşa ettirmiştir. Bu camii daha çok halk arasında “Hulisi Baba Camii” olarak bilinip anılır… Hz.Muhammet (s.a.v.)buyurmuştur ki” “Helal maldan mescid (cami) yapan kimseye Allah-u Teala cennette altın,gümüş,inci ve yakuttan bin şehir verir… yeni gün mescid (cami) aydınlatan kimseye Allah-u Teala yedi cehennem kapısını kapatır, mezarını nurlandırır. kıyamet günü bu nur ile istediği tarafa gider.
“Mescidler ünsiyet edenlere
Allah da ünsiyet eder.”
Hacı Hulisi ERER; Fatsa’da ;imamlığın haricinde “Sorgu Hakimliği” ve Fatsa Müftülüğü” de yapmıştır. Büyük bir de kütüphane oluşturan Hacı Mehmet Hulisi ERER ‘in bir çok eserinin yanı sıra , kendi adı ile anılan bir de “ HACI HULİSİ DİVAN-I” VARDIR. Fatsa’da Hacı Hulisi Baba’nın bir takım kerametlerinden de bahsedilir. Bunlardan en önemlisi, kuraklık döneminde Rabbin’den almış olduğu rahmettir.
Hacı Hulisi Baba ,kısa bir rahatsızlık döneminin ardından 63 yaşında 1936 senesinde Fatsa’dan geçip, Allah’ın rahmetine kavuşmuştur. Orta Büyük Camii bitişiği Fatsa Şehir mezarlığına defnedilen Hacı Hulisi Baba, bu mezarlık sökülünce naaşı ailesi tarafından İslamdağdaki Aile kabristanlığına nakledilmiştir.
Türkiye Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün koruması altında olan Tekke Camii restore edilerek eski orijinal haline getirilmesi kararlaştırılmıştır.
Kaynakça: Dünüyle Bugünüyle Fatsa-Celal ÇUKURLU