BATUM TURU
BATUM TURU
Bu tur Kabakdağı Eko Turizminin bir parçasıydı. Yurt dışı ilk turizm atağıydı bu. çok disiplinli çok güzel bir tur düşünmüştük çok da eğlenceli olduğunu ilave edersek bu işi başarmış olduk.
Gece saat 11’de 45 kişi Saadet Hanım’ın önünden Batum’a doğru 425 Km. Normal 7 saatlik yola koyulduk. Rehberimiz Güven Özel Batum hakkında bilgiler verdi. Batum’da bizi diğer rehber Corci bekliyordu.
Yolculuğumuz son model turizm otobüsü ile uçak konforunda devam ediyordu. Bir ara baktım Meli ( Keskin) bir şey okuyor. Ne o? Dedim. “ Abi, bu gece Mevlit Kandili, Yasin okuyorum” dedi ve devam etti. “ Abi, istersen otobüsün mikrofonundan okumaya sen devam et, herkes istifade etsin” dedi. Ben de “kızım, Umre seyahatine gitmiyoruz, Batum seyahatine gidiyoruz. İçinden oku, hepimiz adına dua et “ dedim.
ACARİSTAN’A GİRİŞ
Sabah erken sorunsuz bir şekilde nüfus cüzdanı ile sınırı geçtik. Otobüsümüz hareket etti. 100 metre gittikten sonra yolun sağında bir çağlayanın içinde yıkanan bir adam heykeli gördük. Herkes bu ne diye soruyor. Kimse ne olduğunu bilemedi. Ben tecrübeli olduğum için grubun sorusunu cevapladım. “ Bu adam 22 yıl önce ben buradan geçerken burada yıkanıyordu. Bugün hala buradaysa demek ki adam temizliğe çok önem veriyor.” şeklinde fikir beyan ettim.
OTELE VARIŞ
Otele çıktık. Otelin ismi SPURTNİK Oteli. Manası Kainat Oteli. 45 kişilik grup otele yerleşti ve sonra kahvaltı salonuna çıktık. Ben çıktığımda o büyük salonun büyük duvarına resim yapmışlar sandım. Meğer orası cammış ve görünen Batum’un tepeden görünüşü imiş. Manzara şahaneydi.
BATUM’DA GEZİ
Batum’un parklarını, bahçelerini eski Batum’u, yeni Batum’u anlatmama gerek yok sanırım. Oraları yazarsam filmin sonunu anlatmış gibi olurum. Önce Batum müzesini gezdik. 4. yüz yıldan günümüze gelmiş ahşap, taş, demir gibi eserleri gördük.
CAMİYE GİDİŞ
Öğle vakti biraz geçmişti. Hep beraber camiye gittik. O sırada camide mevlit okunuyordu. Hoca çok güzel gürcüce mevlit okuyordu. Mini bir vaaz da dinledikten sonra namazı kılıp, dışarı çıktık. Kapının önü envai çeşit yiyecekler baklavalar, börekler, pastalar, meyveler, meyve suları dolu. Tam açık büfe buradaki gibi. “ Bir mevlit iki gazel, iki tıngırtı şeker alsana cennet.” Böyle bir sevap kazanma şekli yok. Bilmeyenler Batum’a gidip olayı incelesinler.
SONRA DOĞAL OLARAK KİLİSE’YE
VASIL OLDUK!!
Ben önden kiliseye girdim. Papaz efendi bir dini rituelle ilgileniyor. Peşimden 45 kişi içeri girdi. Papaz efendi işini yaparken birbirinden şık müslüman tesettürlü tesettürsüz hanıma baktı. Bir de önünde duran hanıma baktı. Biraz bozum oldu. Tam o sırada bizim Meli tam tesettürlü papaza bir şey sordu. Papaz, Meli’ye “ bu kıyafetle kiliseye giremezsin” dedi. Meli de “ benim başım örtülü” dedi. Papaz, “ başın önemli değil, pantalonla kiliseye giremezsin” dedi. Mübarek papaz değil RADAR. Meli’nin başı örtülü, üzerinde diz altı manto var, onun altında da çizme var. Papaz efendi herhalde kalp gözüyle Meli’nin pantalonlu olduğunu anladı ama Meli çok şanssız insan. Pantalon giymezse kocası kızıyor, pantalon giyerse papaz kızıyor. Bu da onun şanssızlığı...
KİLİSEDE GÖRDÜKLERİMİZ
Bizim grup gelmeden papaz efendi bir hanımı kutsuyordu. Rituel şöyle: Karşısındaki hanımın başı ve omuzları açık. Diz altı açıkayakta ayakkabı yok. Yanında iki hanım daha var. Papaz efendi, ortadaki kutsal su dolu kovadan fırça ile karşısındaki hanımlara su serpiyor. Bu işin manası, ortadaki hanımın ileride doğacak çocuğu hasta doğmasın diye vaftiz ediyor. Size göre bu iş ne derece doğru bilmiyorum ama bana göre bizi buraya vatanını terk ederek gelen dedemizden Allah razı olsun diyorum.
AKŞAM YEMEĞİ
SANRAMEO RESTORAN’DA
Akşam yemeğini yedik, müzik başladı. İki erkek yüksek volümde şarkı söylemeye başladı. Bizimkileri coşturmaya niyetli ama bizimkiler mevlit dinlemeye meyyal oldukları için kıpırtı yok. Sahnedekilere takviye olarak bir hanım sanatçı yardımcı olmaya çalıştı. Hanım sanatçı dediğim Rahmetli Adile Naşit’in fizik olarak aynısı. Yalnız cok sıkı makyaj yapmış modeli. Hanım sanatçı iki erkekle beraber trio yaptılar. Bizim grup bu sefer kaşlarını çatarak dinlemeye başladı. Biraz sonra hanım eline bir keman aldı. Hem keman hem trio şarkı yıktılar ortalığı ama bizimkiler kaşlarını biraz daha çatınca müzislenler pert olarak sahneyi terkettiler.
RESTORANDA YAPILAN
KİŞİSEL ETKİNLİK
Bu olaylar yaşanırken birden bir hanıma gözüm takıldı. Restoranın müdüresi iki metre boyunda maaşallah Filiz Nurullah Pehlivan endamında bayağı iriyarı.Yanımdan geçerken konuşma imkanım oldu. Yanımda Ali Osman var. “Ne dedin abi” Diye sordu. “Müdüre hanım seninle dans etmek istedi“ dedim. “Niye?” Dedi. “ Meşhur olmak istiyormuş” dedim. Ali Osman bana “ abi senin film piyasasında tanıdıkların var. Al götür, Akkuş’un Gürgenleri filminde oynat da meşhur olsun”dedi. “Ali Osman korkma, ben beline dolanır, sen sırtıma çıkarsın bir vals yapalım” dediysem de Ali Osman kabul etmedi.
DELPİNER
Delpiner denilen yunus gösterisinde yunuslar bizi 45 dakika boyunca kendilerine hayran bıraktılar. Oradan balık akvaryum müzesine geçtik. Ben önden gittim kapıdaki hanımlarla konuşuyorum. Baktım Meli arkamda 40 kişi ile çıka geldi. Birden göz göze geldik. Meli telaşla kulağıma “ şu hanımın fermuarı açık kalmış. Ben fermuarın gürcücesini bilmiyorum. Hanımı ikaz et kapatsın” dedi. Ben de hanıma baktım, açık fermuara baktım. ( Fermuarın gürcücesini ben de bilmiyorum.) Kalbadono mağaziya gağebulya dedim. O da bana gayet kalenderce Nugeşinya! Signit araperi ara!!! dedi. ( Türkçesini meraklısı öğrensin.)
Ben Batum turunun magazin bölümünü yazdım. Batum’u merak edenlerin bu tura kendilerinin katılarak yaşaması lazım.