DEMİRLE NE KASTEDİLİYOR?
Son zamanda yargı ile ilgili bu sütunlarda sıkça şikayetleri dile getiriyorum Ancak hemen yazımın başında belirtmeliyim ki yargının değişik kademelerinde çok takdir edilecek yargı mensuplarının varlığını yazmadan geçmeyeceğim. Şikayet ediyorum diye tüm yargı mensuplarının aynı kefede değerlendirilmesine asla gönlüm razı olamaz. Ben yargıda hata kabul edemem. Yargının hatasının sıfır olması gerekir. Benim dile getirmek istediğim husus bu sıfır hatayı ihlal edenlerdir.
Şimdi sizler bu bağlamda bir hikaye anlatmak istiyorum.
Suç örgütü kurmaktan bir grup yargılanıyor. Aralarında zamanla karşılıklı olduğumuz bir meslektaşım da var. Tahliye olabilip olamayacağı hususunu gözlemlemek için duruşmayı izliyorum. Suç örgütünden bahsettiğimize göre çok sanıklı bir dava. Sanıklardan bir tanesinin sorgulaması yapılıyor. Telefon konuşmalarında: ‘’ Demirleri gönderecek misin? Tabii göndereceğim. Ama faturalarını da kesmem lazım…’’ diye bir diyalog geçiyor.
Savcılık; Bu şifreli konuşmanın silah kaçakçılığı anlamına geldiğini düşünerek sanık hakkında bu yolda dava açmıştır.
Yargılamayı yapan mahkemenin başkanı sanığın ifadesinin bitmesi üzerine sanığa sordu. Hani silah kaçakçılığından hiç bahsetmedin. Esasen silahlar için kestiğin veya keseceğini söylediğin faturalar da iş yerinde bulunamamış. Nedir bu demirler hikayesi?
Sanık ülke çapında tanınan bir eğitim kurumunun sahiplerinden birisi idi. Sanki herhangi bir eğitim kurumunu işleten kişi başka hiçbir iş yapamaz gibi değerlendiriliyordu. Ama eğitim kurumu çalıştıran kişinin silah kaçakçılığı ya da topluca silahlar satabileceğine ihtimal verilebiliyordu. Sanık söz aldı:’Başkanım, ben toplam (6) adet şirketin büyük hissedarıyım. Özel okullarım da bu 6 şirketten birisidir. Beni genellikle özel okullarım dolayısıyla tanırlar. Ancak özel okulu para kazanmak için çalıştırmıyorum. Esas para kazandığım şirketler diğer şirketlerdir. Bu 6 şirketin arasında bir de demir ticareti yaptığım şirketim vardır. Müşterim benden demir istemiş ben de bu şirketin temsilcisi sıfatı ile demir vereceğimi söylemişim. Telefon dinlemesine bu konu takılmış. Bunun neyini anlatayım…’
İşte beni rahatsız eden bu tür basit ve komik ayrıntıların ayıklanamamış olmasıdır. Bu küçük bir detaydır. Ancak yargının boş yere meşgul edilmesi demektir. Yargıyı komik duruma düşürmek demektir. Telefon konuşmasında demir kelimesi geçince bunu hemen silaha bağlamak yanlıştır. Hukukçu kuşkulu olmalıdır. Detaycı olmalıdır. her şeyin detayını aramalıdır. Ama elinde her türlü soruşturma yetkisi olan bir hukukçu böyle bir konuşmada geçen demir kelimesi ile neyin kastedildiğini ayırt etmelidir.
Burada somut bir olayı anlatmamızın nedeni birilerini eleştirmek veya birilerini küçük düşürmek asla değildir. Ancak son zamanlarda hukukun yaralanmasını dile getirirken, hukukun neden yaralandığını binlerce örnekten bir tanesi açıklamak amaç edinilmiştir.