Görüntülenen Sayı: 2116
2803 | Yayım Tarihi: 30 Aralık 2011 Cuma
  • Ana Sayfa
  • Haberler
  •  Spor 
  • Köşe Yazarları
  • Bunları Biliyor musunuz?
  • Vefatlar
  • Güneşlik
  • Dost Siteler
  • Künye
  • İletişim
  • Son Sayı
Ana Sayfa » Köşe Yazıları » 2011’DEN 2012’YE GEÇERKEN

2011’DEN 2012’YE GEÇERKEN

Av. Mehmet YILDIZ

Av. Mehmet YILDIZ

av.mehmetyildiz52@gmail.com
Facebook'ta Paylaş

  Yılın son haftasındayız. Yazımızı yazmaya hazırlanıyoruz. Geçmiş yıldan, gelecekten bahsedeceğiz. Ancak geçmiş yılların son haftalarında neler yazmışız bir bakalım, çift dikiş olmasın dedik. İyi ki öyle yapmışız. Nerde ise her yıl tekrarlanan; geçmiş yılın kötü bilançolarını görmeme temennisi,  gelecek yıl için iyi dilekler… Sadece 2009-2010 yılbaşı için yazdığımız yazıda biten 2009 yılını güvensizlikler yılı ilan etmişiz. Hem de örnekler vererek hükümetin yargıya, muhalefetin hükümete, başbakanın sağlık bakanının aldığı aşıya güvenmediğini gerekçeleri ile yazmışız. Bunun dışında aynı tas aynı hamam. Bu yıl da aynı şeyi yazmak gerekirse eski yıllar yazısının başlığını değiştirip koy köşeye..Çünkü geçen 2011 yılının da daha önceki yıllardan çok farkı yok. Ancak eski yıllara ait bir yazının alınıp, bu köşeye koyulması en azından okuyucuya nezaketsizlik olacaktır. 

Bu nedenle:
Farklı bir şeyler dile getirelim dedik. Fatsa aşkımız her zaman olduğu gibi öne çıktı. Fatsa’da geçirdiğimiz yılbaşı geceleri aklımıza geldi. Hani o öğrencilik yıllarındaki geceler. Ortaokul ve lise yılları.Bir bekar evinde toplanıp birkaç arkadaş sabahlara kadar radyo dinleyip geçirdiğimiz yılbaşı geceleri. Televizyonun bile olmadığı yıllar. En büyük eğlencenin tombala kartlarının olduğu 1960’lı, 1970’li yılların yılbaşı geceleri… İnanın bugünlerden daha sade, daha az girift ve daha az görkemli olmasına karşın daha keyifli, daha zevk verici, daha tatminkâr oluyordu.
 
Paris’te, hem de dünyaca ünlü şanzelize caddesinde de yılbaşı gecesi geçirdim. O geceden unutamadığım en büyük anı hayatımda gördüğüm en soğuk an olmasından öteye geçmedi. Dünyanın en doğusu Bankok’da geçirdiğim yılbaşında ise aklımda kalan tek şeyin biz yatmaya giderken İstanbul’daki dostlarımızın daha geceye gitmek için hazırlık içinde oldukları idi. Ya Kıbrıs’ta: her şeyin bir-iki saat içinde bitmesi ve gazinoları dolaşarak sabahlamaktan başka iz bırakan bir şeyi hatırlamıyorum.
Yani kısacası: Dört duvarın arasında, televizyonun bile olmadığı Fatsa günlerinin tadını bulmak çok kolay olamıyor. Belki yaşanan o yılların, hayatta kat edilen yol ile de ilgisi olabilir. Hatta bunu öne çıkaranlar olacaktır. Ancak ben yine de, o yıllardaki insanların ve olayların saflığının, temizliğinin, duyguların tazeliği kadar önemli olduğunu düşünüyorum.  
Önümüzdeki yıllarda gurur duyacağımız bir geçmiş yıl anıları ile süslü, umut duyacağımız gelecek yıl beklentisi ile coşkulu yazılar yazacağımız hayalimizi muhafaza ediyoruz. Bu hayalimizin gerçekleşmesi dileğiyle, tüm okurlarımın, dünyadaki tüm iyi insanların yeni yılını kutluyor, ister iyi olsun ister kötü herkese sağlık, mutluluk ve başarılar diliyorum. 
 

Yalnızca aboneler yorum yazabilir.

Abone Bilgileri

Abone girişi yapınız
Abone Kodu:
Parola:
Şifrenizi almak için tıklayın

  • Hava Durumu
  • Arşiv


Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü






 Güneş Gazetesi © 2005-2025 Her hakkı saklıdır.