PUŞT
PUŞT
Öylesini puşttu ki herşey
önüm,
arkam,
yanıbaşım,
arkadaşım, yandaşım puşt.
Alacakaranlığında gecenin
uykularım
rüyalarım,
hayallerim,
karartılar puşt.
öylesine puşttu ki bedenim,
kalbim, beynim, kolesterolüm.
Kanımın geçtiği damarlarım puşt.
Nefesini çektiğim havanın,
oksijeni,
tozu, dumanı
sımsıcak sandığım güneş’i puşt.
Öylesine puşttu ki sözler,
iktidarı, muhalefeti
insanla yapılan
ve yapılmayan her şey puşt.
Olmasını illa istediğim,
doğruluğum,
eşitliğim,
sağlayamadığım ilişkilerim puşt,
Öylesine puşttu ki yaşam
gülmesi,
ağlaması
tuzu biberi,
Üretimi, tüketimi puşt.
İsterim ki, güzel yazılsın kaderler,
inandığım,,
yaşadığım
ya da yaşamadığım sistemler puşt.
Not: tanınmadığını zanneden puştlara ve puştluklarına, birlikte olabildiğim dostlara ve dostluklarıma selam olsun...
Op. Dr. Mehmet YEREBASMAZ