Görüntülenen Sayı: 2104
2803 | Yayım Tarihi: 30 Eylül 2011 Cuma
  • Ana Sayfa
  • Haberler
  •  Spor 
  • Köşe Yazarları
  • Bunları Biliyor musunuz?
  • Vefatlar
  • Güneşlik
  • Dost Siteler
  • Künye
  • İletişim
  • Son Sayı
Ana Sayfa » Köşe Yazıları » ORDUSPOR İYİ DE, YA GİDENLER?

ORDUSPOR İYİ DE, YA GİDENLER?


Facebook'ta Paylaş

  Fatsalı olarak Orduspor’un şampiyonluğuna olağanüstü sevindik. Hatta dönüş yollarında yağmura rağmen inanılmaz bir coşkuyla karşıladık şampiyon takımı. Topçular o kadar mutluydu ki tarifi imkansız. Hepsinin yüzünde öyle bir gülümseme vardı ki, onlara bakınca insanın içini neşe kaplıyordu. Gel zaman- git zaman transfer dönemi geldi çattı. Acaba kalacaklar mıydı? Çünkü onların her birinin hayaliydi, süper lig. Çok azmettiler bunun için. Yağmur çamur demeden çalıştılar, çalıştılar, çalıştılar…

Pekala bunun ödülü ne olmuştu? Nedim başkanları onları yine takımda tutacak mıydı? Maalesef öyle olmadı. Mehmet Ayaz, Kürşat Duymuş ve çoğu maçta golleri ile takıma can veren Kostovski ile yollar ayrıldı. Ve onlar gibi birçok futbolcusu tekrar Bank Asya’nın yolunu tuttular. Şimdi uzaktan, bir sevgiliye bakar gibi bakıyorlar eminim, Orduspor’larına. O şampiyonluk kutlamalarındaki sevinçleri, mazide bir seda gibi boynu bükük kaldı. Evet bu futboldu ve çark tamamen kazanmak üzerine kuruluydu. Burada duygular yer yoktu. Burada iyiysen vardın, kötüysen yok.
Asıl soru şu onlar gönderilmeyi hak edecek ne yapmışlardı? Takımlarını şampiyon etmek, ne zamandan bu buyana suçtu? Bence onlar burayı, yeni gelenlerden çok daha fazla hak ediyorlardı. Ama VEFA aslında, İstanbul’da bir semtin adıydı!
BABANEM GÖRSEYDİ! 
 
Hey gidi babanem benim. Çok derdimi çekti benim. Usluydum ama yine de çocuktum işte. Bir kere su istemişti benden. Bende oyuncaklarımla oynuyordum. ‘–Of babane ya!’ dedim. O kocaman kadın, verdiğim cevaba öyle içerlemişti ki, sessiz sessiz ağladı dakikalarca. Benim de yüreğim yangın yeri oldu, onun gözyaşlarını görünce ama iş işten geçmişti bir kere. Kırmıştım babanem o sevgiyle dolu kalbini. O gün benim için bir milat oldu. Daha hiçbir büyüğümün isteğine ‘of’ demedim. Babaneme ise hiç saygıda kusur etmedim.
Vefatı askerliğimin acemi dönemine rast geldi. Tam yemin törenimin önce ki günüydü. Ve ben ne acı ki izin alamadığım için, cenazesine gidemedim. Ama o vefat ettiği gece girdi rüyama, hem de tam alemini değiştirdiği saat olan gece 03.00’de. Beyaz başörtüsü başında yatağa uzanmış bir şekilde, elimi tuttu; ‘-Sana hakkım helal olsun!’ dedi. ‘-Sende hakkını helal et ama!’ dedi. ‘-O nasıl söz tabi helal olsun babanem!’ dedim. Ve ateşler içinde uyandım. Ağzımın her tarafı uçukladı. Cenazesini gidemesem de, o beni Peygamber ocağında ziyaret etti. Şimdi ise sıra bana geldi. Babanemin adını yaşatmak için bir mekan açıyorum, birkaç gün sonra. Adı ‘Saadet Hanım Bizim Lezzetler’ olacak. Eskiye dair yemeklerimiz, içeceklerimiz olacak mekanımızda. Ve ürünlerimiz organik olacak. Siyah-beyaz fotoğraflar köşesinde, belki sizde babanenizi hatta babanenizin annesini görebilceksiniz, kim bilir?
Sahilde Yok Yok Market’in, hemen bitişiğinde ‘Saadet Hanım Bizim Lezzetler’. Gelin misafirim olun. Mekanlar dostlarla ve dostların ettiği muhabbetle güzel. Saygılar-sevgiler. a86;

Yalnızca aboneler yorum yazabilir.

Abone Bilgileri

Abone girişi yapınız
Abone Kodu:
Parola:
Şifrenizi almak için tıklayın

  • Hava Durumu
  • Arşiv


Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü






 Güneş Gazetesi © 2005-2025 Her hakkı saklıdır.