KİM DURDURACAK BU AKAN KANI!
Farkında mısınız bilmiyorum ama artık şehit haberleri, bizim gözümüzde sıradanlaşmaya başladı. Gün aşırı bir şehit haberi geliyor ama ‘Nefes’ filmindeki yüzbaşının dediği gibi, süslü süslü ablalar üç dakikada anlatıp geçiyorlar. Biz ise haberi izleyip, beş dakika sonra hayatımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz. Ama o aslan gibi komutanlar, daha on sekizinde ki delikanlılar, koca bir çınar gibi yıkılıyor, bizde temel açma izleyen Fatsalı gibi bakıyoruz. Ama sadece bakmakla olmaz. Artık harekete geçmek zamanı gelmedi mi?
Bana sorarsanız geldi de geçiyor bile! Sakın biz Karadeniz’deyiz diye bize bir şey olmaz sanmayalım. O leş kargası teröristlerden ikisi daha birkaç hafta önce, Fatsa’da Dolunay mevkii tarafında görüldüler. Son zamanlarda ki hareketlerine bakılacak olursa, artık bu sakin topraklar onların ilk hedefi gibi gözüküyor. İş işten geçmeden bu işin ehemmiyetini algılamamız lazım. Hepimizin bu kalleşlere karşı BİR olmamız lazım. Biz bunlar gibilerini mi gördük? Ta Dünya’nın bir ucundan gelen Avusturalyalılar, yemedi mi tokatımızı? Biz değil miydik yunanlıları denize döken. Sakın demeyin o zaman ayrıydı şimdi ayrı diye. Değil işte! Niye mi değil? Anlatayım.
Vizyonistlik konusunda en önemli isimlerin başında gelir, Mustafa Kemal Atatürk. Onun sanki bu miskin halimizi görerek söylediği süper bir söz var.’Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur’ diye. Biz ne kadar deforme olmuş bir toplum olsak da, ne kadar örfümüzü, ananemizi unutsak da, ne kadar birbirimizden kopmuş olsak da, bizim dedelerimiz kahramandı. Ve hala damarlarımızda onların kanı, onların dnası dolaşmakta. Biz ne kadar bunu inkar eder işler yapsak bile, öz onların özü. Bunu hiçbir hakikat değiştiremez. Eğer hakikaten öyleysek bu üç-beş çakal bizim için artık sorun olmamalı. Artık radikal kararlar alma zamanıdır. Bu pisliği bize kim musallat ettiyse oradan başlanmalı. Ve muhalif kanat-hükümet bir paydada birleşmeli. Bu payda milleti ya da diğerlerini mutlu etmek için olmamalı. Direkt çözüm olmalı. Eğer halk olarak bize görev verilirse bizlerde üzerimize düşeni yapmalıyız.
Bir yola çıkıldıysa eğer bu topyekün olmalı. Eğer ölünecekse beraber ölünmeli. Eğer gülünecekse de hep beraber gülünmeli. Ha eğer yine amaç günü kurtarmaksa hiç uğraşmaya gerek yok. Bırakalım dağınık kalsın. Ama zafere giden yol BİR olabilmekten geçer, bizde bir olduk mu bu işin sonu gelir.
Zor durumda olan ülkesini düşmana karşı toparlamaya çalışan bir kral. Yanına en yakın adamını almış‚ çok güçlü düşmana karşı 5 krallığı nasıl toparlayacağını anlatıyor.
O an en yakın adamına sordu. ´´1 mi büyüktür‚ 5 mi?´´ diye. Adamı ´´elbette 5 lordum´´ dedi. Şimdi yeniden soruyorum dedi. Eliyle 5 yaptı‚ ´´5 mi büyüktür?´´ sonra elini yumruk yaptı ve sordu ´´1 mi?´´...
Biz 5 ayrı parmak mı olacağız‚ yoksa tek yumruk mu?