Yaptığı Önemli Maçlarından Bazıları

  Allaha Adanan Yumruk 

   

Değerli okur ; bu dünya ibret dolu olaylarla doludur.Müslümanlığın ne kadar önemli olduğunu ; spor hayatındaki etkilerini gözünüzün önüne sermek istiyorum:

Muhammed Ali 17 Ocak 1942 günü Kentucky eyaletinin Louisiana şehrindeki yoksul bir  zenci mahallesinde dünyaya geldi. İlk ismi “ Cassius  Maracellus Clay “ dı. Bu soyadı Muhammed Ali’nin ailesine Amerika tarihinde mühim yeri olan Henry Clay adındaki bir beyazdan tevarüs ediyordu. Ali bu hususta Müslüman olduktan sonra şunları söylüyor:  “Bendeki  beyaz kanı, esaret zamanındaki tecavüzden gelir. Beyaz kanı bize zarar veriyor.Biz karışmadan önce daha güçlü, daha duruyduk.” 

Çocukluğu sıkıntı içinde geçmiş,küçük yaşta hayatını kazanmak zorunda kaldığından okuyamamıştı.Ali’nin annesi çocukluk yıllarını şöyle anlatıyor:”Ali daha küçücük bir çocukken oyuncaklarını  bir yana bırakıp evde ne kadar kap kacak varsa toplar onlara vurarak ritm  çıkarmaya çalışırdı. Ayrıca  yemeğini kendi yemeye, elbisesini kendi giymeye. Kısacası kendi kendine yetmeye gayret ederdi. On aylıkken yürüdü. Büyüdükçe arkadaşları arasında söz sahibi olmaya başladı.Hatta  ağabeyisini bile benden korumaya kalkışırdı.”  

Ali’nin çocukluğunda çektiği sıkıntılar Amerika’daki milyonlarca zencinin çektiği sıkıntılardandı. Yemek, içmek, barınmak,iş, tahsil problemleri... Boksa başlamadan önce sokak çetelerine karışmıştı. Fakat bu çetecilik  oyunu   uzun sürmemiş .

Bir gün yeni bisikleti çalınınca başvurduğu polis memuru Joe Martin onu 12 yaşında boks hayatına iten ilk insan olmuştu.Daha sonraları onu jimnastik salonlarından çıkarmanın imkanı olmamıştı. Gösteriş yapmaya  bayılıyordu. Koşarak okul otobüsüyle yarışıyor. Hatta onu geçiyordu. “ Altın Eldiven Boks Klubü”  armalı ceketiyle 

arkadaşlarının arasında büyük sükse yapmıştı. 

Henüz 17 yaşındayken Amerikan Milli Boks takımına seçilmiş .”Bayrak Forma”yı İlk defa 1960 Roma Olimpiyat  Oyunlarında giymişti. O güne kadar  çeşitli madalyalar. Kupalar kazanmıştı. Ama  Olimpiyatlar ona heyecan veriyordu.Hatta bir an evvel profesyonel olup Dünya şampiyonu olmayı tasarlıyordu.Çalışmalarını eskiden olduğu gibi sürdürüyordu. Federasyonun ilmi çalışmaları ona başka  fonksiyonlar kazandırı-yordu.

     “ O güne kadar ben kondisyon çalışması yapardım. Gölge boksu yapardım.Kum torbalarını döver ip atlardım.Fakat bana hiçbir zaman boksun diğer sporlar gibi zeka ile yapıldığını söyleyen olmamıştı. Olimpiyatlar için hazırlanırken işte şunları öğrendim. “ Boks düşünülerek  yapılması gereken bir spor dalı idi. Kafasını kullanan bir boksör , rakibi ne kadar güçlü olsa. Ne kadar sert ve öldürücü de  vursa. Çoğu kere  karşısındakini çökertebilir. 

     Muhammed Ali o yıllarda 80 kilo ağırlığında 1.80 cm  boyunda idi.Kondisyonu o kadar  iyi idi ki  çalışmalara son verildiği anda bile on beş raunt döğüşebilecek  gücü  kalıyordu. 

     --- Devamı var.¬¬¬