ŞEVKET ÖMEROĞLU VE KİSKİ MAHMUT KORUMAYA ALINDI
Tema Vakfı Kaçkar Dağlarındaki kelebek cennetine iki milyon dolar harcayıp bu nadide kelebekleri korumaya aldı. Tema Vakfı başkanı Nihat Göktepe, ( kendisi Pagidize’den Mustafa Gündüz’ün amcasıdır.) “daha önce Kaçkar Dağları’nda yaşayan Kafkas cinsi arıları korumaya aldık. Şimdi de bu bölgedeki 210 cins kelebeği korumaya alıyoruz”
dedi.
Bunu duyan Mustafa Gündüz, Nihat Gökyiğit amcasına “ amca, ne olur Şevket ile Kiski Mahmut’u da korumaya al “ dedi. Nihat Bey, “ neden korumaya alayım? “ deyince “ onların ikisi de Gürcülerin has eniştesidir, Ondan” dedi. “Şevketin saçları, kiskinin dişleri dökük. Şevket limanın içindeki askeriyeye sığındı. Bugün Türkiye’de orgenerallerin bile ne zaman hapse atılacağı belli değil çocuk ne yapsın orada” dedi.
Herhangi bir güvencesi yok demiş!
Kiskinin durumu da aynı. Geçen adaya balık tutmaya gidiyorum diye Rus karasularına girmiş. Orada Rus hucümbotu kiskiyi yakalamş. Rus Başçavuşu kiskiyi sorguya almış. Kiski de başçavuşa “Komutanım bizim orada oruç tutuyorlar (Kendi Hariç) ben de tutuyorum. Oruç sırtıma vurdu. Yolu şaşırmışım” deyince rus başçavuşu kiskiye tokatı bir patlatmış. Ve “ Ulan biz gavuruz ama oruç’un insanın sırtına değil başına vurduğunu biliyoruz. Bize mi yutturuyorsun!” demiş. Zavallı kiskinin ağzındaki son kalan azı dişide ayaklarının dibine düşmüş. Bunları gözyaşları içinde anlatan Mustafa Gündüz, Nihat Bey’i çok etkilemiş. Cemil Çiçek’in iftar sofrasında ağlaması gibi ağlayan NihatR00;Bey onları da Nadide kelebekler gibi korumaya söz veriyorum.” demiş.
SARIR00;MUSTAFAR00;RAMAZANR00;‘IR00;GÖRÜRR00;BAYRAMIR00;GÖREMEZ
Neden mi ? Bu sıralar Ertuğrul Sönmez ile tavla oynuyor! Geçen sene rahmetli Saim Sönmez hoca, Ertuğrulu tavla oynamaya davet etti; iki gün sonra öldü. peşinden Nedim amca (ERKEN) tavla oynadı rahmetli oldu, sonra Bıdık Kemal aynı hatayı yaptı öldü. Sonra Cahit Sarıhan tavla oynadı o da rahmetli oldu.
Bu olanları uydurmuyorum aynen yaşandı. Dün de baktım Sarı Mustafa, Ertuğrul’u karşısına almış tavla oynuyor. Ben üzerime düşeni Mustafayı ikaz ederek yaptım. Beni dinlemedi, sonucuna katlanır. Dün de baktım Ertuğrul bacanağı Bahtiyar Tenteoğlu’nu almış tavla oynuyor. buna ben karışmadım! Hani derler ya “Bacanak bacanağı su gözünde aramış” bu ailevi mesele beni ilgilendirmez.
DİKKATR00;DİKKAT
Fatsa eşrafından Ali Çebi (Namı diğer) Kel Ali seçimler sırasında CHP’nin kazanacağı iddiası ile Mahmut Göksu ile bir spor ayakkkabısına iddiaya girdi. Seçim sonucunda iddiayı kaybeden Ali bey o gün bugündür Mahmut Göksu’nun yanına uğramadı. (3. Şahıslara duyurulur!) Bulunduğu yeri Mahmut Göksu’ya ihbar edene Ayakkabının teki ödül olarak verilecektir.
ESİKİDENR00;FATSA’DA
Evet eskiden Fatsa’da beşik pazarında kavlan ağacının altında destancılar olurdu. O kalabalıkta ağzında huni gibi birşeyle acıklı destanlar okurdu. Kağıda yazılmış destanları 5 kuruşa satarlardı. Eskiden Fatsa’da Lale Sineması vardı. O gün sinemalarda bugünki gibi dakikalarca süren gelecek film fragmanı olmazdı. Denel Yavaşoğlu o günlerde tahtaya çakılmış gelecek haftanın filminin afişini yanına aldığı iki çocuğa sokakta taşıtır. Kendisi filmin adını bağırır. AŞK, Heyecan, Macera diye reklam yapar. EskidenR00;Fatsa’dan sini kadar tahta balıkları satılırdı. Bugün tezgahta istavrit dediğimiz balıklar şimdiki iri palamut boyundaydı.
Eskiden Sokak kabuğu ile sarartılmış yumurtalar, el arabasında satılır. Yumurta tokuşu yaplırdı. Yumurtanın sağlamını anlamak için bi elin kulağında yumurtayı ön dişlerinde tıklatırdın.
Eksiden Fatsa’da oruç tutmayanlar oruç tutanlara saygı gereği perdeleri kapalı kahvelerde çay, sigara içerdi. Bugünkü gibi sokaklarda çay, sigara içmezlerdi.
Bu zamanda eskiden yazdığım ama bugün de güncelliğine koruyan yazımı tekrarlamak istiyorum.
Eskiden Fatsada bir ramazan topu vardı. iftarda sahurda patlardı. İftar ve sahur vakti top atışı ile duyulurdu. birgün topun barutunu fazla mı koymuşlar ne!! Top infilak etti. Topun bir parçasını göğe yükseldi ve denizcilik okulu’nun üzerine düştü. düşen parça önce kiremitleri sonra okulun tavanını deldi ve müdür Erol yerebasmaz’ın makam odasındaki masanın üzerine duran daktilonun üzerine düştü. Daktiloyu parçaladı. (Aynen Yaşanmıştır) R00;Ertesi gün Erol Yerebasmaz, Mustafa Çamaş’ın belediyede ki makamına geldi. Başkana olayı anlattı. ve daktilonun parasını istedi. Başkan da Erol Yerebasmaz’a tek ve kesin bir cevap verdi. “ Sen de daktiloyu oraya koymasaydın”
RAMAZANR00;GELDİR00;HOŞGELDİ
Ama hortlak Süleyman’a zor geldi. Süleyman kardeşim bunu yumuşatmanın yolunu arıyor ve kendine fetva makamı olarak Mehmet Cevahir’i seçiyor. Mehmet hocam “Ramazan bin yıldır gündüz tutuluyor. Birazda bunu gece denesek mesela!” diyor. Yani teravihi’i kıralım peşinden 1 saat sonra temcid olsun yiyelim. Sabah 8 de top atılsın iftarı yapalım” demiş.
Mehmet kesinlikle olmaz olmaz eşyanın tabiatına aykırıdır demiş.
Bana göre hortlak süleymanın telaş etmesine gerek yok. Kendisi sabi çoçuktur. bir başında, bir ortasında, bir sonunda tutsun yeter. Daha da olmadı gitsin Akar Plastik’in karşısında Çavuşoğlu Dursun’un kahvesinin önündeki arastaya orası Fatsa’nın cennet mahallesi olmuş. Orada kırklara karışssın oraya ramazan gelmiyor.