KUZEY VE DOĞU, FATSA VE AĞRI
Genelde seyahat anıları yazmayı pek sevmem. Sanki çok gezmenin havasını atıyormuşum gibi değerlendirileceğinden korkarım. Ancak yurt içinde bir yere gitmenin artık havasının kalmadığı herkesçe bilindiği için rahatlamış durumdayım. Kanımca çok çarpıcı özellikleri olması nedeniyle de yazılmasında yarar var.
Geçen hafta iş gereği iki günlüğüne Ağrı ilimize gittim. Doğu ve Güney Doğu’da bugüne kadar gitmediğim sayılı illerden biri idi ve merak ediyordum. Ordu ile karşılaştırıldığında bir üstün tarafı vardı. Hava alanına sahip oluşu. Yanılmıyorsam günde 2 uçak geliyor, 2 uçak gidiyor. Bunun dışında gelişmişlik açısından tam 50 yıl geriden geliyorlar. Yeni yapılmış modern bina sayısı parmakla gösterilecek kadar az. Genellikle 2 veya 3 kattan oluşan eski ve dökük binaları görebiliyorsunuz. Sokakları dağınık. Bakımsız. Öğleyin yemek yiyebileceğiniz en lüks lokanta öğretmen evi. Akşam yemek yiyebileceğiniz en lüks lokanta yine öğretmen evi… Yaklaşık 100 000 nüfusu olan ilde içkili tek bir lokanta var. O’nun da adı birahane olarak geçiyor. Vazgeçtik 4 yıldızlı otel bulmayı, 3 yıldızlı otelleri dahi kerhen kalınabilecek durumda. Gündüz sıcaklığının 35-40 dereceleri bulduğu kara ikliminin hakim olduğu ildeki otellerde klima da yok, akşam yemeği de yok. Adliyede Gürbulak sınır kapısına yakınlık nedeniyle, ayrıca ilin girişine 5 km kala sıkça aramalar yapıldığından bol miktarda kaçakçılık dosyası bulunmakta. İzlediğim bir dosyada yüzlerce karton kaçak sigara ile yakalanan bir otobüs şoförü: ‘İran’dan gelen sigaraları iki katı fiyatla mola verdiğimiz tesislerde satıyorduk. Bunu herkes yapıyor. Bunun için mi beni mahkemeye çağırdınız? Bunun ne sakıncası var ki?’ diyerek, bölge insanının kaçakçılığa bakış açısını dile getirmektedir. Hafta sonlarının nasıl geçtiğini sorduğum bir Ağrılı: ‘Evde televizyon izleyerek…!’ cevabın verdi. Gidilecek bir eğlence yeri yok. Deniz yok.. Gölü yok… Keyifle kenarında oturulacak bir ırmak yok.
Dönüşüm Erzurum üzerindendi. Erzurum’a kadar kara yolunu kullandım. Ordu milletvekilimiz ve İç İşleri Bakanımız Sayın İdris Naim Şahin’in yanılmıyorsam mesleğe kaymakam olarak ilk başladığı Eleşkirt yaklaşık 30 km. sonra yol üzerinde bulunmaktadır. Bu 30 km.lik mesafe tam bir Ağrı-Eleşkirt Ovası durumunda olmasına rağmen ekili alan görmek nerdeyse mümkün değildir. Bol miktarda ot yetişmiş olduğundan tarlaların üzeri biçilmiş ve kurutulmuş ot balyaları ile dolu durumda. Bir de bol miktarda tezek harmanları görmek mümkün. Geçtiğimiz yerleşim yerlerinde hemen herkesin evinin etrafında kışın soğuk günlerinde kullanılmak üzere yazdan kurutulması gereken tezekler kalıplardan çıkarılmış ve kurutuluyor.
Bu özellikleri daha da sıralayabiliriz. Amacım sadece yaşadığımız ortamın değerini hatırlatmaktı. Varsın hava alanımız olmasın. ….