MEHMET CEVAHİR'İN YE
MEHMET CEVAHİR’İN YERİ
Mehmet Cevahir, sahilde Sinan Oral’ın binasında “Deniz Su” isimli bir kafeterya açtı. Hani 68 kuşağı diye bir deyim varsa burası da Fatsa’nın 1972 kuşağı modunda. Burası kafeteryadan ziyade yorgun bedenler kulübü gibi.
Tüm eski toprak Fatsalı delikanlıları burada görebilirsiniz.
Dışarısı oturmalık! İçerisi dört masalık ! Okey oynamanın bir şifresi var. Parti eleştirmenin şifresi ayrı mesela “Fenerin şifresi neydi? Buğday başaklardı. Tarla yeşillendi.”Şimdi Mehmet’in orada malum partiyi eleştireceksin ama herkes malum partili olduğu için eleştiremiyorsun! Onun için Mehmet cevahir şifre geliştirmiş. Mehmet’e telefonu açıyorsun. Müşteri gibi soruyorsun!! Deniz duruldu mu? Mehmet duruldu!! diyor. Peşinden müşteri soruyor lan masa kuruldumu? Mehmet kuruldu!! diyor ve karşılıklı mutabakat sağlandıktan sonra malum partiyi eleştirme ortamı sağlanıyor.
Geçen gün kafeteryanın önünde Ertuğrul Sönmez ile oturuyorum. Meydan tarafından Şevket Ömeroğlu kocaman köpeği ile bize doğru geldi. Biliyorsunuz bu siyasi dönemde parlementoya vekil gönderemedik ama Şevket kardeşimiz HAV YAP (Hayvanları yayma platformuna) başkan yardımcısı oldu. Hav yap derneği başkanı A.Rıza Tanpolat, “ Şevket beyle derneğimiz kişilik buldu diye demeç verdi. Neyse Şevket gelince yan masada oturan Hamit sarıhan köpeği kızdırmak için bir takım hareketler çekti. Köpek göz ucuyla Hamit’e manyak mısın oğlum tarzında baktı. Kafasını öbür tarafa çevirdi. Şevket hemen bir açıklamala yaptı “Bu köpek kiski mahmut’tan başkasını ısırmaz dedi. Hayvanı öyle proğramlamış!! Şevket oradan ayrılınca Ertuğrul Sönmez bana Aha bu köpek evin yolunu kestirmeden buluyor. Şevket hala .bulamıyor diye fısıldadı.
EYVAH EYVAH
Geçenlerde Orta Camiye namaza gidiyorum. Hoca efendi cami içinde Kuran okuyor, dış mekandan da ses duyuluyor. Arkamdan gelen Reşit abim ( Sarıhan) kolumdan tuttu. Bana hocanın okuduğu ayetin manasını biliyor musun dedi. Ben hayır dedim ve o açıklamasını yapmaya başladı. “ Sokakta yürürken mutedil olun. Kasılarak, gerilerek, kibirli kibirli yürümeyin. Konuşurken yüksek sesle konuşmayın, sesinizi alçaltın. Yüksek ses seslerin en çirkini olan eşek anırması gibidir” dedi. Kendi kendime EYVAH EYVAH! Dedim. Kel Aliyle ben ayette yasak edilen tüm özellikleri taşıyoruz. Bir defa yürürken ötemiz berimiz mutemadiyen oynuyor! Konuşurken. Bırak yüksek sesle konuşmayı. Damperli kamyonun taş boşaltması gibi sesler çıkarıyoruz. Bir sürü günahımız varken bu da üzerine eklenirse... Eyvah eyvah
DELİ RAMADAN (Aslında deli değil)
Ramo’yu bilirsiniz. Sabah erken meydana gelir veya gecenin bir saatinde. Birisi kendisine takılırsa üstünü başını soyar yanlız donla kalır elbiselerini giymez. Önüne gelene bulaşır zor zapdedersin. Herkes onu tanır kızdırırdı.
Ramo bu günlerde meydanda sokaklarda melül melül dolaşıyor. Nasıl bizim jenerasyon unutuluyorsa yeniler onu da unuttular. Kimse ona laf atmıyor. Onu kızdırmıyor normal adam muamelesi görüyor. O da birisi bana laf atsa da kızsam diye gelenin geçenin gözünün içine bakıyor ama nafile. Ramadanın da atladığı bir detay var yeni gençlerin espri anlayışı internet üzerinden olduğu için ramo popülaritesini kaybetti.
Ramadan’ın en samimi arkadaşı Halıcı Yakup’tur. Bir gün sabah saat altıda orta cami tarafından ben, Cevat Biricik, Hamit Uslu geliyoruz. Ayakkabıcı Naim’in dükkanının önünde Yakup ile Ramo yan yana oturuyorlar. Yakup Ramo’nun omuzuna Kolunu dalamış. İki sevgili gibi birbirlerinin yüzüne bakıp gülümsüyorlar. yanlız garip olan bişey var üst katın penceresinden biri elinde kova ile bunlara bakıyor. İki dakika sonra yukarıdan kova ile bakan kişi bir kova suyu aşağıda oturan Ramo ile Yakup’un başına boşalttı. Ben hemen anladım Yakup Ramoyu ıslatmak için kendini de ıslattı. Ramo meseleyi anında anladı. yukarı hiç bakmadan ve Yakup’a bakıp seen seen senin ananı...!! dedi ve üstünde ne kadar elbise varsa hepsini çıkarıp attı.
İSTERSENİZ BAKIN
Bu yıl Temmuz ayında beş pazar, beş cumartesi, beş cuma var. Bu 823 yılda bir ortaya çıkan takvim. Bu olayı firavun II Ramses’ten sonra biz yaşıyoruz. Dikkat edin Cuma Müslümanların, Cumartesi Yahudilerin, Pazar Hrıstiyanların, Diğer günleri de ben sarı Mustafa’ya armağan ediyorum.