ABD ile zıtlaşmayalım..
ABD ile zıtlaşmayalım..
Değerli okur, Ali Kuzu’nun yazdığı birinci baskısı İstanbul Eylül 2009 yapılan MİT – MOSSAD – CİA GLADIO Dünyanın En Büyük İstihbarat Servisleri isimli kitaptan alarak bu başlığı sunuyorum.
Eski MİT müsteşarı Sönmez KÖKSAL (09.11.1992 - 11.02.1998) yılları arasında görev yapmıştır. Nokta Dergisi’ne verdiği röportajda önemli uyarılarda bulundu. Köksal’a göre; dünyanın en büyük gücü ABD ile zıtlaşmaya girersek, bunun faturası önümüze konulur.
Soğuk savaş döneminde Türkiye güneydoğu kanadında Avrupa’yı koruyan bir kale gibiydi. Şimdi yine önemi var; ama eskisi kadar değil. Sınırları kapatarak dış dünya ile ilişkileri minimuma indirerek Türkiye’yi koruma altına almak mümkün değildir. Hiçbir ülke, Çin bile küreselleşmenin baskısına dayanamadı. Türkiye’nin de dayanması mümkün değildir. Türkiye’nin dış politikası ve AB ilişkilerinde karşı karşıya bulunduğu kriz eğilimlerini ortaya koyan Köksal, bugünkü jeopolik konuma güvenerek, politikayı yapma döneminin kapandığını belirterek “Bir gün elinizde sadece coğrafya kalır” diye konuştu. Sönmez Köksal söyleşisinde, özetle şu başlıkları vurguladı. AB ile müzakere süreci çok güçlü disiplin gerektiriyor. Onlara göre bu disiplinin gereğini Türkiye gösteremiyor. Şimdiden bunun birtakım ipuçları oluşmaya başladığı görüşü hakim. Avrupalı bazı çevrelerde Türkiye belki sürecin sonunda o zamanki jeopolitik şartlar, bölgedeki şartlar, ekonomik gelişme düzeyi itibariyle, her şeyi yan yana koyup, ben bu şartlarda böyle bir AB’ye girmek istemiyorum diyecektir.
AB’ye entegrasyon yolunda, yapısal reformları yapması, modeniteyi yakalaması, Türkiye’nin ulusal kimliğinden vazgeçmesi anlamına gelmiyor. 1 ay, 1 yıl derken, 40 yıl kaybettik AB yolunda. Ortaklığı 40 yıl süren bir ülkenin müzakeresi de 80 yıl sürer diyenler bile var.
Soğuk savaş döneminde Türkiye güneydoğu kanadında Avrupa’yı koruyan bir kale gibiydi; şimdi yine önemi var ama eskisi kadar değil. Sınırları kapatarak, dış dünya ile ilişkileri minimuma indirerek Türkiye’yi koruma altına almak mümkün değildir. Türkiye’nin jeopolitik önemini geri plana atabilecek gelişmelerin içinde olmaması gerekir. Yanlış bir algılama, yanlış bir hesap Türkiye’nin konumunu bir tehdide, yüke dönüştürebilir. Politika giderse artık jeosu, yani sadece coğrafyası kalır elimizde. O zaman da coğrafya bir baş belasıdır. Türkiye’nin karşısında dünyanın en büyük ekonomik, siyasi ve askeri gücü duruyor. ABD ile zıtlaşmanın, kavga etmenin hiçbir alemi yok. Türkiye’nin dış politikasında gelgitler yaşanıyor. Hükümetin global bakış sahibi olması lazım. Bu var mı yok mu bilemiyorum. Bazen var diye düşünüyorum bazen yok diye.
Dış Güçler Zayıflığı Affetmez..
Dış güç tehdidi eskiye göre daha fazla. Dış güçler aman Türkiye güç kaybetti; yardım edelim falan demezler. Nerede zafiyet görürlerse oraya yönelirler. Bunu yapacak çok fazla dış güç unsuru var günümüzde. Komple teorileri penceresinden hareketle, politika oluşturmaya başlayarak hiçbir yere varamazsınız. MİT müsteşarlığı döneminin tecrübe olarak bana verdiği büyük bir zenginlik var. Küresel anlamda olayları değerlendirmede büyük artılar getirdi bakış açıma. Diplomatik deneyimime büyük zenginlik kattı. Müsteşarlık dönemini yazmam yasal olarak mümkün değil. Ben o defteri çevirdim. Tecrübe olarak bana verdiği çok büyük bir zenginlik var. İçimde saklı özel bir yerde. Türkiye gerçeklerini farklı açılardan görmek, ülke sevgisinin ve vatanseverlik duygusunun çok yüksek olduğu önemli bir kitle ile çok yakından beraber çalışma imkanını buldum.
MİT eski müsteşarı emekli büyük elçi dış politika uzmanı Sönmez Köksal.
Mit’in Irak’taki gücü-İşte devletimiz de Irak’ta. Bu kadar ince ve hassas çizgilere dikkat ediyor. Amerika ve diğer ülkelerin anlamadığı, anlayamadığı nokta bu. Zalimin zulmü varsa, mazlumun Allah’ı (C.C) vardır. Batırılamayan gemi Türkiye, dimdik ayakta , kimse onunla oynamaya kalkmasın!