BABALAR GÜNÜ
BABALAR GÜNÜ
“Haziran ayının üçüncü Pazar günü”
Değerli okur, annemiz ve babamız, bizim var oluşumuzun vazgeçilmez iki değerli varlığıdır. Onlar, bizi besleyip büyütmede, eğitmede bıkmadan, usanmadan emek harcarlar. Babamız; bizim için, annemiz, kardeşimiz için güven kaynağıdır. Annelerimiz de okulda, büroda, hastanede, fabrikada, tarlada, bahçede çalışırlar. Ailemizin bütçesine katkıda bulunurlar. Ancak çoğu kez babalarımızın gelir payı daha fazladır. Anne, baba ve çocuklardan oluşan çekirdek ailede babamız bizim güven duyduğumuz, örnek aldığımız kişidir.
Babamız işinde çalışır, eve yorgun gelir. Onun yorgunluğu bizi sağlıklı, neşeli görünce uçar, gider. İşinden dönünce bizi kucaklar sever üzüntülerimizi sevinçlerimizi paylaşır, onun yolunu dört gözle bekleriz. Ona kavuşunca tüm kaygılarımız yok olur. Babamız bizi parkta, bahçede gezdirir. Bizi bilgilendirir. Yaşamın sorularını, güçlüklerini, güzelliklerini bize örneklerle canlı olarak gösterir anlatır. Bize emeği geçen babamızın değerini biliriz ona saygımızı her zaman gösteririz. Okulda ki başarılarımızla babamızı mutlu kılarız. Onlara isteklerimizi onun imkanlarını göz önünde tutup gündeme getiririz.
Gücünü aşan isteklerimizi yerine getirememesi onu üzer. Bu nedenle babamızdan istediğimiz kitapları, eğlencelerimizi, gezilerimizi, tatillerimizi isterken ölçülü davranmalıyız. Babamız, zaten imkan elverince, isteklerimizi isteyerek yerine getirir. Bundan büyük mutluluk duyar.
Bizim, babamıza karşı en büyük görevimiz: okulumuzda başarılı olmak, ileride iyi bir meslek edinmek,mutlu bir aile yuvası kurmamızdır. Biz babamızın emeklerini, beklentilerini asla boşa çıkarmayacağız. Onu çevresinde gururlandıracak, övüneceği başarılar kazanacağız.
Yaşlandığında, babamıza beklediği saygıyı ve ilgili göstereceğiz. Hastalandığında, sağlığına kavuşması için gereken her şeyi yapmaktan geri duymayacağız.
Babamız, emin olsun ki, onu çok seviyoruz. Onun bizim için çektiği sıkıntıları, yorgunlukları unutturacak başarılar elde edeceğiz. Babalar günün kutlu olsun, benim canım babacığım.
“İyi evlat babayı vezir eder; kötü evlat babayı rezil eder.” Sözünü yerine getiren bir değerli Türk evladından örnek veriyorum. Bu kişi Almanya’da doğan bir Türk ailesinin çocuğudur. 14 Haziran 2011, tarihli Akşam gazetesinin birinci sayfası. Başlık şöyle: “Bir Türk Dünya’ya Bedel” en parlak futbolcu 564 TL’lik Mesut ÖZİL Real Madrid’de forma giyen Mesut ÖZİL’ in Mancester United’in ünlü menajeri Alex Ferguson’un yukarıda ki yüksek para teklifini reddettiğini yazdı. Werder Bremen’den 15 Milyon Euro’ya transfer edilen Mesut, hem 17 kat değer kazandı, hem de dünyanın en pahalı oyuncusu ünvanını aldı. ( Bu Türk babası nasıl sevinmesin. Onun nezdinde bütün Türkler seviniyor. Bu çocuğumuzu Allah (c.c.) nazardan esirgesin. Ulu önder Atatürk yıllar önce bu sözü söylemişti. Hatırlatmamda fayda var.) İspanyol kulübü ile 6 yıllık sözleşmesi olan 22 yaşında ki Mesut için Real Madrid’in 25 Milyon Euro’luk bonservis şartı koydurduğu iddia edildi. İspanyol Marca gazetesi, “yaratıcılığı hızı ve asist vermekteki kolaylığıyla” Türk futbolcunun gelecek vaadeden futbolcuların başında geldiğini, Madrid için vazgeçilmez olduğunu yazdı.
Primer Ligin en büyüğü olan Mancester United’da oynamaya sıcak bakmayan Mesut “Madrid’de mutluyum” diyerek teklifi geri çevirdi. Mesutla ilgili haberi manşetine taşıyan Marca gazetesinde “Alex Ferguson, Mesut’un menejeri Reza Fazeli ile temasa geçti” ancak “Teşekkürler Mesut Real Madrid’de çok mutlu ayrılmayı düşünmüyor” diye yazdı.
Babadan oğula
Sevgili oğlum,
Bakma yüzümün fazla gülmediğine. Bilek gücümde, alın terimde sen varsın. Sana karşı duygularımı ancak: baba olduğun zaman anlarsın.
Sevgi ve saygılarımla
Türkiye’mize Milletvekili Seçiminin neticesi hayır, uğur getirsin. Başı dik olarak devletimiz ebediyete kadar yaşasın.