Görüntülenen Sayı: 2086
2803 | Yayım Tarihi: 20 Mayıs 2011 Cuma
  • Ana Sayfa
  • Haberler
  •  Spor 
  • Köşe Yazarları
  • Bunları Biliyor musunuz?
  • Vefatlar
  • Güneşlik
  • Dost Siteler
  • Künye
  • İletişim
  • Son Sayı
Ana Sayfa » Köşe Yazıları » SİYASET MEYDANI

SİYASET MEYDANI

Av. Nur Hilal GÜNDÜZ

Av. Nur Hilal GÜNDÜZ

nurhilalgunduz@gunesgazetesi.net
Facebook'ta Paylaş

Partiler, seçime bir aydan az bir zaman kala, sayıca artan mitingleriyle, sertleşen üsluplarıyla, meydanlarda arzı endam etmeye devam ediyor. Her gün birkaç ilde seçmenin nabzını yoklayan liderler, daha çok bağıran, daha çok hakaret eden, en fazla oyu alır mantığıyla oy toplama peşindeler. Artık hakaretler, imalar, sataşmalar öyle bir hal aldı ki, sadece karşı parti lideri değil, eski liderler de işin içine girmekte. Düşünüyorum da, şimdi laf söyledikleri o eski liderler döneminde, seçim meydanlarında böyle hakaret içeren konuşmalara rastlanmazdı. Daha vaatlere yönelik, yapılacak işlere odaklı, yapılsın yapılmasın, gelecek vizyonuyla ilgili, nüktedan, ya da etkili konuşmalar yapılırdı. İnsanlar birine ‘ yalancı, alçak ve bunun gibi tabirler kullanırken çok dikkatli olurdu. Öyle ulu orta, her yerde, diğer partinin liderine bu türden sözler söylemek sonra da onunla aynı ortamda siyasete devam etmek pek olacak şey değildi. Tabi ki zaman zaman restleşme olacak, en acımasız eleştiriler olacak, fakat bunlar eleştiri boyutunda ve yapılan icraatlarla, politikalarla ilgili olacak. Her seçim meydanında bir diğerinin kişiliğine, şahsına yönelik olarak söylenen bu türden sözlerin artık halka itici geldiği kanısındayım. Şahsen ben artık liderlerin konuşmalarını dinlemekten hoşlanmıyorum. Özellikle sayın Başbakan’ın Ana Muhalefet partisi liderinin şahsına yönelik söylemleri oldukça rahatsız edici.

Halkın seçtiği ve onun isteğiyle, onu yönetecek kişilerin, örnek bir yerde durması gerekirken; bu tür kavgacı- zorlayıcı, hakaret vari söylemlerle sürekli birbirlerine yüklenmeleri, halkın önünde istenmeyen yönde bir rol model oluşturmaktadır. Üstelik, ülkenin şu an içinde bulunduğu durum, bu şekilde insanları daha çok öfkelendiren, birbirine düşüren söylemlere aykırı bir durumdur. Ülke topyekün öfke ve nefret söylemleri arasında gidip gelmekte, şiddet alabildiğine her alana yayılmaktadır. En yakın komşudan küçük çocuğa, kocadan kadına, arkadaştan arkadaşa, gittikçe yayılan bir öfke selinin içindeyiz. Bu denli öfke yığınlarının etrafta dolaştığı, saygının inceliğin, nezaketin gittikçe azaldığı bir ortamda parti liderlerinin ve bir ülkenin milletvekillerinin aynı öfke seline kapılıp, meydanlarda fırtınalar estirmesi ve adeta nefretle haykıran söylemlerde bulunması açıklanabilir bir şey değildir. Ülkenin her yerinden fışkıran bir nefret tohumu, artan bir düşmanlık ve kutuplaşma olgusu, ve bu karmaşa ve olgular içinde, insanları teskin etmeyi bırakın, buna seyirci kalan, daha fazla öfkeleri tetikleyen ve rol model olan söylemlerde bulunan liderler çoğunluğu.
Merak ediyorum da, bu insanlar etrafında olu biten bu şiddet ortamının hiç mi farkında değil, hiç mi sorumluluk duymuyorlar olan bitenden, ülkemizde son yıllarda şiddet olayları, kaç kat artı ben ne yapabilirim diye hiç mi düşünmüyorlar. Hadi düşünmüyorlar, hiç mi, farkında değiller kendi sözlerinin içerdiği şiddetin oranından.

Bu ülkeye yeni yollar, yeni binalar yapılmış olabilir, artık istediğimiz hastanede muayene olabiliriz ( ki ek para ödeyerek) fakat; insanlar arasında sonu gelmez bir şiddet ortamı oluşmuşsa, kişilere, kurumlara hiçbir güven kalmamışsa, aile içi şiddet, kadına yönelik şiddet yüzde bin dörtyüz artmışsa, yolsuzlukların üzeri bir çırpıda örtülüyorsa, özkaynaklar neredeyse tamamen satılıp, yabancıların eline geçmişse, yaşam kalitesi düşüp, sanatsal etkinlikler sadece yöneticilerin zevkleriyle ve sanat bilinciyle hakarete uğrayıp rencide ediliyorsa, yazar- çizer, insanlar, yada bazı aykırı sesler yıllarca suçunu dahi bilmeden tutuklu kalıyorsa, ve birilerinin tutuklulukları, bir gün bir yerlerde ayağa kalkıp alkış tutmamasına bağlanıyorsa, adalet sistemi gecikmeler ve sisli perdesiyle adaleti temin etmekten uzaklaşıyorsa ve tüm bunların üzerinde ileri demokrasi içinde olduğumuz söyleniyorsa, sanırım ne o yapılan binaların ne de yapılacak kanalların insana faydası olmayacaktır. İnsanlığın ve insanca duyguların yokolduğu bir ortamda, yaşamı betonlara terk etmekten başka çare kalmayacaktır. Tüm liderlere önemle duyurulur.

Yalnızca aboneler yorum yazabilir.

Abone Bilgileri

Abone girişi yapınız
Abone Kodu:
Parola:
Şifrenizi almak için tıklayın

  • Hava Durumu
  • Arşiv


Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü






 Güneş Gazetesi © 2005-2025 Her hakkı saklıdır.