SUSKUNLUĞUMUZ ASALETİMİZDENDİR, HER SÖYLENEN SÖZE CEVABIMIZ VARDIR
Sonucu belli olan bu yıl ki seçimde milletvekili adayları adet yerini bulsun diye seçim çalışması yapıyorlar. Kazanma şansı az olanlar kibar mütevazi davranış sergiliyorlar.R00;Kazanma şansı yüksek olanlar da her şeyi ben bilirim, ber güçlüyüm havası ve başkalarının düşüncelerini hiçe sayma egosu ağır basıyor!!
Bunlardan biri de İ.Naim bey’dir. Ticaret odasında oda başkanlarını toplamış, sözde konuşma yapıp yanındaki adayların tanıtımını yapacak. Kendisinin çok büyük özelliği yok. Şansı kuvvetli!! Tayyip bey’le yolları kesişmiş tüm AKP’li vekiller gibi Tayyip bey’in rüzgarından parlementoya giriyorlar.!! Neyse bu tür ziyaretlerde usuldendir. Bir takım talepler politikacılara iletilir. Politikacılar da dilek sahibine konuyu parlemontoya taşıyacağını filan söyler olay da böylece temennilerde kalır ve kapanır.!!
Bu sebepten Ticaret odası yönetim kurulu Tayfun Karataş’ın başkanlığında liman projesini bir maket ile İ.Naim beye sunarlar. Aslında bu sunumdan bir şey çıkmayacağını onlar da bilir ama adet yerini bulsun.
Olayı bir darb-ı mesel ile tarif edelim. Firavun Allah’lığını ilan etmiş (haşa) şeytan da sevinçle firavunun kapısına gitmiş. Kapıyı vurmuş Tak, tak, tak içeriden firavun kim o!! diye seslenmiş. Şeytan gülümsemiş sen kapının arkasındakini bilmiyormusun. Senin Allah (haşa) olmadığını ben de biliyorum ama işime öyle geliyor demiş. O misal.!!
Bu büyük liman projesini İ.Naim bey’in gerçekleştiremeyeceğini Tayfun Karataş ve yönetim kurulu da biliyor. Zaten AKP Türkiye’nin neresine liman yapmış da Fatsa’ya yapacak !!! Tabi benim ölçüm bu değil.
Bana göre bir eğlencede çiftetelliyi hareketli oynayan adamlar beceriklidir. İ.Naim bey’i Ankara’da Fatsalılar gecesinde kalabalıkta kolbastı oynarken gördüm. Tarif edeyim oynayanların ortasında ayaklar bitişik duruyor. Kollar göbek hizasında on santim aşağı iniyor on santim yukarı kalkıyor. Abus bir yüz ifadesiyle etrafa bakınıyor.
Ben bizim başkan Tayfun Karataş’a kızıyorum. O kalabalıkta kolbastı oynamayı beceremeyen adam ikibinbeşyüzmetre mendireği olan liman yapabilir mi? Anlasana..
Bu AKP’li vekillerin alayı Tayyip beyin rüzgarından meclise giriyorlar. Tayyip bey külhanbey politikacıdır. Külhanbeylik yürek ister, bilek ister bir de akıl ister. Yani duracağı yeri bilmelidir.!!! İ.Naim bey kötü bir Tayyip bey kopyası çakma külhanbey geldi. Bir konuşma yaptı, alemi gıcık edip gitti.
Fahri Tanrıkulu ile alakalı diyoloğa siz olsanız gıcık olmaz mısınız. Diyorum ya Tayyip bey’in çok kötü bir takliti. Hani Tayyip bey kürsüden bir takım malların fiyat mukayesesi yapıp kendi başarısını anlatır ya bu da onun gibi yapmak istiyor.
Fahri bey’e hitaben sen ekmek fiyatlarını bilir misin der. (Burada 2002 deki ekmek ve fındık fiyatı mukayesesi yapacak o zaman bir kilo fındık ile 3 ekmek alınıyormuş. Bu gün ise 9 ekmek alınıyormuş) bunu anlatmaya çalışacak. Devam ediyorum. İdris Naim bey siz Fahri Tanrıkulu’nu geri zekalı mı sandınız tabi ki bilir. Ey İdris Naim bey sen Fahri Tanrıkulu’nu yoksa fırıncı mı sandın? Haberin olsun o fırıncı değil petrolcü. Ona benzin fiyatını sorarsan sana cevap verir.
Siz iktidara gelince 31 Ocak 2002 tarihi itibarı ile 95 oktan benzin fiyatı 1300 TL, şu anda ise aynı benzin 4250 TL. Fahri bey’in bir de lokantası var. O zaman et 5 TL idi şuan da kemikli et 20 TL. İdris Naim bey size o ortamda saygı gösteriliyorsa sizin büyüklüğünüzden değil o odadakilerin terbiyesindendir.
Meseleyi bir gürcü hikayesi ile bağlayalım. Eskiden harp zamanı Hasancık köyünden Emine teyzenin oğlu Mehmet Ali’yi askere çağırırlar. Emine teyze dul kadın, bir oğlu var o da askere gidecek telaşlanır. Hemen Orduya iner Askerlik Şubesi başkanı Albay’a durumunu anlatır. Emine teyze çaresizdir. Sinirlidir. Türkçe’yi de pek bilmez . Yanlız Albayın söylediklerinden bilakis ve bilahare sözleri aklında kalır. Albaya döner bilakiste sensun, bilahare de sensun. Madem ki benim Mehmet Ali askere gidecek bu dünya batsunda batsun!!
Ben de diyorum ki mademki bu Türkiye’yi İdris naim gibi adamlar yönetecek bu Türkiye batsun da batsun!!
KİŞİ BAŞINA 20 BİN DOLAR MİLLİ GELİR
Sayın başbakan DÜZCE mitinginde Türkiye’de biz gelene kadar milli gelir kişi başına 3 bin dolardı. Biz geldik kişi başına düşen milli gelir 20 bin dolar oldu dedi. Düzce’liler de başbakanı çılgınca alkışladı. Tamam güzel bir PREZENTASYON oldu. Ama benim içime bir kurt düştü. Hemen siyasi ve mali konulardaki akıl hocam hortlak Süleyman’a koştum. Dedim hocam başbakanın söylemini duydunuz, bu konuda ne diyorsunuz dedim!!! Dinle çekirge dedi! bu doğru olsa köroğlu ayvaz, iki de çocuk benim eve yılda 80 bin dolar girmesi lazım. Ya girdi de ben anlayamadım, veya girmedi gerisini sen değerlendir!! dedi. Daha fazla üzerine gitmedim. Büyük düşünürlerin ağzından çıkan bir cümle bir kitap dolusu bilgi ihtiva eder!!! AKP’nin yaptığını ben şöyle yorumluyorum. Dünya menfaatleri için iyilik yapanların iyilikleri avcıların kuşlara yem atması gibidir!!
PÜSKEVİT
Bu seçimin en sevimli kelimesi bu! söylenişte komik durdu ama kullanımda bir bölgenin lehçesiymiş. Orada olur da Fatsa’da olmaz m? 1970’li yıllarda bugünkü Göksu otelin altında bi büfe vardı. Orayı Rızvan Nuri abi çalıştırırdı. Bu küçük büfelerin ön tarafında camda kafa girecek kadar delik olurdu. sahibi içeride müşteri dışarıda durur o delikten alışveriş yapılırdı.
Büfenin önüne gelen bir hanım camın deliğinden Rızvan nuri abiye bir paket bisküvi verir misin? der. Rızvan abi anlayamaz ve PUSKUT’mu istiyorsun? der. Camın önündeki hanım delikten rafta duran kutuları işaret edip BİSKÜVİ istiyorum der. Rızvan Nuri abi bozulur hanımın gösterdiği paketi uzatır ve PUSKUT desena!! der.
“ M.ÇAMAŞ’IN SEÇİM GEZİSİ “
Seçim zamanı geldi ya adaylar önüne gelenin elini sıkıyor, yanağından makas alıyor, sakalını okşuyor. bu hareketler seçmenin fiziki yapısına göre değişiyor. Ama esas revaçta olan yaşlı hanımları kucaklamak elini öpmek elleri ile yanaklarını okşamak.
İşte böyle bir ritüeli yapmak için M.Çamaş arkadaşları ile kadınlar pazarına gider. Gözüne kestirdiği bir yoğurtçu kadının başına dikilir. Kadın M.Çamaş’ı tanımaz yoğurt alacak müşteri sanır ayağa kalkar. M.Çamaş’ta kadın beni tanıdı sanır. Kadına güzelce sarılır, kucaklar ve yoluna devam eder. Yoğurtçu kadın şaşkın şaşkın bakar ve M.Çamaş’ın arkasından gelen arkadaşlarına M.Çamaş’ı işaret ederek DELİ Mİ LAN bu der.
PARTİLERİN SEÇİM ÇALIŞMALARI VE SEÇİM SONU TAHMİNİ.
Partilerin adayları sokaklarda otobüs hoparlörlerinden şarkı söylemelerini kalabalıkta şirin görünüp vatandaşın elini sıkmayı siyasi çalışma kabul ediyorlar. doğrudur, bilmem. Ama esas olay liderin Ankara’dan rüzgarı estirmesidir. Onu bunu bilmem !!
Seçim öncesi tahminler yapılır ortaya “kararsızların” oyu seçimi etkiler diye bir laf ettiler. O sözü söyleyenler kendilerini kararlı başkalarını kararsız sanırlar. Halbuki her seçmenin evinde bir televizyon vardır. Her seçmenin elinde bir uzaktan kumanda aleti var. Ve kendi tercihine kalmış 40 kanal var. Kafasına uygun kanalı seyredip bir fikir sahibi oluyor! Bana göre herkes kararını kendi kafasında çoktan belirlemiş seçim gününü bekliyor..