ANAYASA MAHKEMESİ BAŞKANININ GAFI
Anayasa mahkemesi şüphesiz ülkemizin en yüksek yargı kuruluşudur. Özelikle son yapılan Anayasa değişikliğinden sonra tartışmasız en yüksek yargı kuruluşu olmuştur. Çünkü henüz net bir çizgi ile belirlenmemiş de olsa Yüksek Yargıtay ve Danıştay’ın vermiş olduğu bazı kararları da denetler hale getirilmiştir. Hal böyle olunca da üzerine daha büyük görevler düşmektedir. Bu görevlerin başında da tarafsızlık ve güvenilirlik gelmektedir.
Anayasa Mahkemesi tarafsız ve güvenilir midir?
Anayasa Mahkemesinin hukukçu olmayan Sayın Başkanı yasada olmadığı için ana muhalefet partisi Sayın Genel Başkanını kuruluş yıl dönümü törenlerine davet etmediğini söylemektedir. Halbuki bildiğimiz kadarı ile ana muhalefet genel başkanının çağrılmayacağı yolunda da yasal bir hüküm yoktur. Böyle durumlarda yapılacak iş geçmiş yıllar uygulamasına bakmaktır. Yani en az yasalar kadar bağlayıcı olan teamüllere bakmak. Teamüllere bakıldığında daha önce ana muhalefet genel başkanı olan Sayın Deniz Baykal’ın davet edildiği görülecektir. Ben anayasa mahkemesi başkanı Sayın Kılıç’ın her ne kadar hukukçu olmasa da görev yaptığı bu uzun dönemde teamüllerin ne anlama geldiğini öğrenmiş olabileceğini düşünüyorum.
Öyleyse sebep nedir?
Anayasa mahkemesinin son yıllarda birçok kararını hukuki değil siyasi olarak verdiği tartışılmaktadır. Yine tartışılan bu siyasi nitelikli kararlarda Sayın Başkanın çizgisi açıkça bellidir. Son zamanlarda ana muhalefet partisi genel başkanının, anayasa mahkemesinin yapısı ve yeni seçilen üyeler ile ilgili eleştirileri de kamu oyu tarafından olduğu gibi Sayın Başkan tarafından da takip edilmekte, kamu oyunun belli bir bölümü tarafından taktir edilse de Sayın Başkan tarafından hoş karşılanmamaktadır. İşte bu nedenle siyaseten uzaklık ve duyulan kin nedeniyle ana muhalefet genel başkanı Sayın Kılıçtaroğlu törene çağrılmamıştır. Daha açık bir ifade ile Sayın Kılıç: Ana muhalefet Genel Başkanı Sayın Kılıçtaroğlu’na, ‘Ben seni sevmiyorum. Senin bulunduğun ortamda olmaktan rahatsızlık duyuyorum.’ Demek istemektedir. Bu da taraf tuttuğunu açıkça ifade etmesi demektir. Peki taraf tutan bir yargı organı güvenilir olabilir mi? Bu sorunun yanıtını da sizlerin değerli taktirlerine bırakıyorum.
Bugün bazı gazetelerde; bu durumda ana muhalefet partisinin bundan sonra Anayasa Mahkemesine açacağı iptal davalarında Sayın Kılıç’ın bu tutumunu gerekçe göstererek Sayın Kılıç Hakkında Hakimin reddi talebinde bulunması gerektiği vurgulanmaktadır. Bu durumun bir ret sebebi olup olmadığı hususunu tartışmayacağım. Ancak ana muhalefet partisi tarafından açılacak bir davanın görüşülmesi sırasında Sayın Haşim Kılıç: ‘Ben daha önce yaptıklarım nedeniyle tarafsızlığım konusunda tereddütlere neden olabilecek hareketlerde bulunduğumdan bu dosyadan çekiliyorum:’ derse taktir alacağı kuşkusuzdur. Mutlaka da böyle bir karar almalıdır. Yoksa alınan kararların halk nezdinde takdir görmesi mümkün olmayabilir.
.jpg)
