ŞİMDİ DE ÇİMENTO FABRİKASI
Tersane projesinden kurtulduk, HES yağmasıyla boğuşurken şimdi de yeni bir kirli projeyle karşı karşıyayız.
Çamaş bölgesi Bolaman dere yatağına çimento fabrikası kurulacakmış.
Vatandaş tedirgin… “Suyumuza, toprağımıza, madenlerimize kadar neyimiz varsa sattılar. Şimdi de çimento fabrikasının zehirli gazlarında hepimizi zehirlemeye mi çalışıyorlar?” diyenden geçilmiyor.
Vatandaşa hak vermemek mümkün mü? Bölgede kurulmak istenen çimento fabrikasında enerji üretmek için kömür yakılacağı muhakkak. Yanan kömürden çevreye zehirli gazların yayılmayacağı ve canlıları etkilemeyeceği nasıl düşünülebilir?
Üç beş kişi “iş bulacağız” diye geriye kalan insanların, hayvanların, bitkilerin yıllarca zehirlenmesine kimsenin gönlü razı olamaz.
Çimento fabrikaları kuruldukları bölgelere asla iş kapısı olmamıştır. “İstihdama faydası vardır” diyenler her zaman yalan söylemişlerdir. Bir çimento fabrikasında çalışan kişi sayısı bellidir. Mühendisler, bilgisayar uzmanları ve teknik elemanlardan kuruludur. Vasıfsız bölge insanının o fabrikada çalıştırılma şansı asla yoktur.
Belki bir adet kapı bekçisi olabilir.
Bugün ülke çapında 58 çimento fabrikası vardır ve hepsinde çalışan kişi sayısı bellidir. Burada asıl düşünülmesi gereken konu tüm yaşamın sağlığı olmalıdır. “Şirketler para kazansın” diye canlı yaşamın sağlığı riske sokulamaz.
Dünyanın öbür ucundan gelenlere, ülkemizde kirli projelerini gerçekleştirmeye fırsat tanıyan sayın hükümete sormak lazım. O şirketler bu projelerini kendi ülkelerinde neden yapamıyorlar da bizim ülkemizi tercih ediyorlar? Bizi çok mu seviyorlar?
“Yabancı şirketler” demişsem doğrudur. Yeni kurulacak çimento fabrikalarının %65’i yabancı ortaklı… Bölgemizde kurulacak olan çimento fabrikasının ortağı kim? Hala bilmiyoruz.
Aslında göz ardı edemeyeceğimiz asıl konu, çimento fabrikası kurulduktan sonra bölgemizi ne gibi tehlikeler bekliyor; onu bilmemiz gerekir. İstihdammış falan filan işin cilalı yönü... Patlayacak dinamitleri bir düşünün…
Ya sonra? Bacadan sızan gazlar… Filtre taksan da fayda etmiyor. Fındık bahçeleri, meyvelikler, sebzelikler ve canlıların soluduğu hava...
Yani sonrası acı çekerek ölüm...
Yanlış yazıyorsam şikâyetçi olabilirler. Ancak insanların soluyacağı toz yenilir yutulur cinstendir deniyorsa işte o zaman “adalet karşısında boynum kıldan incedir” derim...