AŞK TESADÜFLERİ SEVER
Yaklaşık bir yıldır eşimle sinemaya gidememiştim. Nasip bu hafta sonunaymış. Bizim bebişi babanesine bıraktık ve sinemanın yolunu tuttuk koşar adım. Eee tabi sevdiceğinle sinema keyfi yapacaksan, bu romantik bir filmden başkası olamazdı. 72. Koğuş ve Kolpaçino’yu pas geçip Aşk tesadüfleri sever filmine girdik. Bu filmle ilgili negatif yorumlar duymamdan ötürü, bir ön yargım oluşmuştu ama romantik film için tek seçeneğimiz de bu filmdi. Ne de olsa bebişden dolayı sahalardan uzaktık ve bunun acısını ancak romantik bir film ile çıkartabilirdik.
Koltuklarımıza kurulduğumuzda, nasıl bir film ile karşılaşacağımızı ikimizde bilmiyorduk. Evet filmin lansmanı çok iyi yapılmıştı ama ikimizde bir fırsatını bulup filmin konusuna bakamamıştık. İyiki de konusuna bakamamışız çünkü film bizi bu bilinmezliği ile daha da içine çekti. Kah güldük, kah ağladık filmde. Bu filmde en beğendiğim şey tüm oyuncuların oyunculuklarını ve görüntü yönetmeni oldu. Mehmet Günsur’un, o masum gülümsemesi film boyunca yüzünden hiç eksik olmadı. Belçim Erdoğan ise sanki oynamıyor da o Deniz karakterini yaşıyor gibiydi. Altan Erkekli, Şebnem Sönmez, Avni Danyal ve Ayda Aksel’e ise neden usta oyuncu denildiğini, bu filmde net bir şekilde gördüm. Görüntü Yönetmeni Veli Kuzlu ise oldukça başarılı bir iş çıkarmış. Daha önce Sınav, Gora ve Aşk Geliyorum Demez adlı filmlerde görev alan Veli Kuzlu, bence bu işiyle bütün bu filmlerini geride bırakmış. Resmen bir kamera değilde, fotoğraf makinasının vizöründen çekmiş bütün bir filmi. Bu durum da filmin kimyası ile oldukça örtüşmüş. Şöyle söyleyeyim ben askerliğimi Ankara’da yaptığım için, nefret ettiğim bir şehirdir Ankara. Fakat Veli Kuzlu öyle görüntüler yakalamış ki Ankara’da, nerdeyse Ankara’ya kanım ısındı.
Müziklere gelecek olursam, bunun için tek kelime kullanabilirim, o da; mükemmel. Murathan Mungan’nın besteleyip Müslüm Gürses’in söylediği, film ile aynı adlı eserden, TNK grubunun eserlerine kadar, hepsi mükemmeldi. Hatta eşime film çıkışı;’ -Bu filmden en az 40 klip çıkar’ dedim. O da bana ; ‘-Yine gürcülüğünü yaptın’ dedi. Herkesin bir mesleği var bizimki de bu ne yapalım. Senaryo ise 2004 yapımı Crash (Çarpışma) filmini anımsattı bana. Özgün senaryo, kurgu ve film dalında üç oskar alan bu film de tesadüfleri konu alıyordu. Ama senarist İpek Sorak senaryoyu bütünüzle çalmamış, sadece esinlenmiş.
Gazetemiz elinize geçtiğinde, maalesef bu filmi sinemada izleme imkanınız ortadan kalkmış olacak. Fakat eskisi gibi, filmlerin dvd’si yıllar sonra çıkmıyor. Bir-iki ay içerisinde müzik marketlere ve internete düşer bu film. Kesinlikle bu dvd’yi alın ve sevdiceğinizle izleyin. Eğer film sonunda ona bakarken, iyi ki karşıma çıkmışsın diyebiliyorsanız yalansızca, gözlerinizin içi ilk onu gördüğünüzdeki gibi gülebiliyorsa hala ve eli elinizi sıktıysa bırakmamacasına, bu iş tamam demektir. Ve Mevla’ya sonsuz kere şükretseniz azdır, onu sizin yolunuzun üstüneçıkarttığı için. Çünkü şu tesadüf denilen şey, aslında yoktur. Bu pır diye geçen hayatımızın her karesinde, tevafuk vardır. Yaratan ister ve istenilen olur. İnşallah Rab’bim hepimize, hayırlarla dolu bir hayat nasip eder. AMİN!:)