BAŞVEKİLİN OYLARI
Bizim tespitlerimize göre, AK parti’nin en önemli sorunu: Sayın başvekilimizin,verimli çalışmalarıyla ulaştığı oy oranını, sandığa yansıtmaktır. Şimdiye kadar ki seçimlerde bu hedefe ulaşılamamıştır. Bunun sorumluluğu, aday seçimi ve sıralanışıdır. Yanlış aday seçimi ve hatalı aday sıralama çok büyük oy kaybına sebep olmaktadır. Partilerin alacakları iki tür oy vardır. Birincisi: Partinin kemikleşmiş oyları, bu kemikleşmiş oylar: Uzun zaman iktidarda kalan partinin yıpranması ve genel başkan değişikliğinden etkilenip, azalırlar. Bir örnek, rahmetli Özal’ın durumudur. Partiyi bırakıp cumhurbaşkanı olunca, parti çöktü. “ Özal gitti, parti bitti. “ denildi. Bizim Türk seçmenleri adaylara iki dönem hak tanımaktadır. Üçüncü dönemde seçim kazanmak çok zorlaşmaktadır. Partilere her seçimde taze kan diye ifade edebileceğimiz yeni adaylar kazandırılmalıdır. Uzun seneler aynı kadroyu çevresinde tutan liderler pek başarılı olamadılar. Burada rahmetli Erbakan’ı örnek verebiliriz. Partiler taze kana her dönemde ihtiyaç duymaktadırlar. İki dönemden sonra aday kendi partisini yıpratıyor.
Bir de adayların şahsi çıkara bulaşma tehlikesi vardır. Bu partiyi bütün bütüne götürüyor. Bir aday için şunu yedi, şunu yuttu gibi laflar ediliyorsa o adayı ikinci seçime bile sokmak çok tehlikelidir. Aday listenin ön sıralarında ise seçimi mutlaka kazanıyor. Fatura arkadakilere çıkartılıyor. Beş milletvekili kazanacak bir parti, ön sıralardaki adayların yıpranmışlığı ile oy kaybediyor. Bize göre eğer parti uzun ömürlü olsun isteniyorsa milletvekilleri kısa dönemli olmalıdır. Biz bu gerçeği şimdiye kadar hep yanlış anladık. Parti yıprandı, genel başkandan millet desteğini çekti şeklinde yorumladık. Adayların yıpranmış olmalarının faturası hep partiye ve lidere çıkartıldı. Uzun dönem iktidarda olmayı planlıyorsanız her dönemde belli bir oranda milletvekilini değiştireceksiniz. Yani taze kan lazım. Parti lideri gerektiğinde adayların bir bölümünü mutlaka yenileyecek ki, parti yaşasın.
Bir de adayların sıralanışı var. Birinci sıra mutlaka il’e verilecek. Bunu yapmazsanız seçimi kökünden kaybedersiniz. Sıralama büyük ilçelerle devam edecek. Büyük ilçeleri küçük ilçeler ağabey sayıyor ve oradan çıkan adayı kendi adayı olarak kabul edebiliyorlar. İnsanların fıtratı böyledir. Küçük ilçeler ise birbirlerine emsal olduğu için diğerini ağabey kabul edemez, oy kaybına sebep olur. Bu sıralamayı Ordu ili için ifade etmeye çalışacak olursak şöyle bir sıralamayı ideal kabul etmemiz mümkündür. Birinci sıra Ordu’ya ve bir Orduluya verilmelidir. İkinci ve üçüncü sıralar Fatsa ve Ünye’ye verilecektir. Bu iki kardeş ilçe birbirlerini üstün kabul edemezler, insanın yapısı böyledir. Onun için bunların arasına bir kural koymak gerekir. Bir önceki seçimde partiye hangisi fazla oy vermişse ikinci sıralamayı onun alması çok mantıklıdır. Bu şekilde herkes de hakkına razı olur. Dördüncü aday dışarıdan bir aday listenin başına konulmuşsa: Dördüncü adayın da Orduya ve bir Orduluya verdilmesi gerekir. Beşinci aday da: Mesudiye’den Akkuş’a kadar partiye en çok oy vermiş ve en büyük ilçeye verilebilir. Biz AK Parti’nin 5 milletvekili çıkarabileceğine inanıyoruz.
Ak Parti’ye biz Ak Vatan da diyoruz. Bu parti yıkılırsa ortaya çok büyük sorunlar çıkar. Koalisyon hükümetlerini gördük, bunlarla iş üretilemiyor. Diliyoruz ana muhalefet partisi büyüyüp tek başına iktidara gelebilecek duruma gelene kadar , koalisyonsuz Türkiyeyi Ak Parti götürmelidir. Muhalefet de iktidar olursa devletin devamlılığını düşünmeli ve devlet siyasetini yürüteceğine seçmenleri inandırmalıdır. Demokrasilerde iktidarlar serbest seçimlerle değiştirilmeli amma yönetimde fazla bir değişiklik olmamalıdır. Amerikada devletin başına bir müslüman geçtide ne oldu? Hiçbirşey olmadı. İşler bir önceki başkan gibi rayına oturmuş gidiyor. Bizim Türkiyede de gelişmeler bu yönde olmalı. Yoksa, seçmen güven duymadığı bir partiye oy vermez ve vermiyor...