BU ÜLKEDE İDAM MI? KOMİK OLMAYIN!
Şuanda gündemi en çok meşgul eden konu idam! Kayseri’de üç çocuğun hunharca katledilmesinden sonra başlayan tartışmalar, İstanbul’da küçük Fırat’ın üvey ananesi ve annesi tarafından parçalanması ile ayyuka çıktı. Yılardır uyumaya alışmış milletimiz ise, tek ses olup ‘idam geri gelsin’ diye haykırdılar sokaklarda. Evet bence de idam geri gelmeli. Hatta daha ileri giderek diyorum ki; ‘-Hırsızlığı meslek edinmişlerinde kolları kesilmeli’. Ama sonra biraz soluklanıp, düşündüm. Ve dedim ki kendime; ‘Selim saçmalıyorsun!’ Niye mi? Çünkü yargıda karar merci olan isimler,şuan görevini devam ettiren isimler olacak.
Ben eminim ki (çünkü bunlar Türkiye’de sıkça yaşandı), şimdi içeride olanların büyük bir kısmını, sadece kuru bir PARDON! diyerek serbest bırakacak yüce yargımız. Bir örnek vereyim size. Çoğunuz, Rasim Öztekin ile Ferhan Şensoy’un oynadığı, ‘Pardon’ adlı filmini izlemiştir. İzlemeyenler için kısaca anlatayım. İbrahim (Ferhan Şensoy), resmi üniforma görmekten çok rahatsız olan bir tiptir. Bir gün üniformalı bir polisle karşılaşınca hemen oradan kaçmak ister. Bu durumdan şüphelenen polis onu ve çetesi olduğunu düşündüğü iki arkadaşını içeri atar. Ve tam 6,5 yıl Sinop Cezaevi’nde yatarlar. 6,5 Yılın sonunda suçsuz oldukları anlaşılır ve hakim sadece PARDON! diyerek onları serbest bırakır. Bu filmde ilginç olan durum, bu filmin bir senaryo ürünü değil, gerçek hayattan bir kesit olmasıdır. Ve bence, yargı sistemimizin çok güzel bir fotoğrafını çekmiştir bu film.
Pekala şimdi bu yazdıklarımın ışığında birazcık düşünelim. Diyelim ki idam geldi. Siz hiç yapmadığınız halde çirkin bir suçtan tutuklandınız. Hakim kaleminizi kırdı. Daha suçsuzluğunuzu anlatamadan damarlarınıza zehri enjekte etti ve canınıza kıydı cellat. Burası Türkiye ya, birde bakıyorlar siz suçsuzmuşsunuz ve tek suçunuz isim benzerliğiymiş. Ne diyecekler biliyor musunuz ailenize; PARDON! Niye demesinler ki! Demokles’in Kılıcı’da, davulda, tokmakta ellerinde. Özel yetkili ağabeylerimiz, hem çalıp hem söyleyecekler, hem de istediklerinin boynuna vuracaklar kılıcı. Basılmamış kitabı toplatanlar, işlenmemiş suça da idam verirler! Haksız mıyım? Karar sizin!
FATSA’DA OTOPARK KRİZİ
Üç gün önce çarşıya geçmiştim. Tam dere üstünü geçip meydana döndüğümüz sapakta Pak Gözlük ve Tozlu Giyim var. O cadde malumunuz trafiğe kapalı. Ama ne hikmetse oraya geçişi engelleyen engelleri kaldırmış Belediye. Ve tam dört araç oraya park etmiş. Sonraki iki gün, yine aynı manzara ile karşılaştım. Şimdi zabıtalara bir sorum var. Trafiğe kapalı yaya yoluna araç park etmek yasak değil mi? Biz gecenin dokuzunda arabamızı cebe park edince, ceza alıyoruz da, oradakiler padişah çocuğumu ceza almıyor. Eğer değillerse bende araba mı park edeceğim oraya, bakalım isme göre mi ceza veriliyor, yoksa bu durum sizlerin gözünden mi kaçmış?