ELEKTRİK VE SUDA NELER OLUYOR?
Biz basın mensupları aslında çok hassas bir iş yapıyoruz.
Yaptığımız bir haber ses getirmişse ve olumlu neticeler vermişse bundan büyük keyif alırız.
Haberimize kulak tıkanmış ve görmezden gelinmişse bunun üzüntüsünü yaşarız.
Bazen övgü, bazen geçmişte olduğu gibi üstü kapalı tehditler alırız.
Tüm bunlara rağmen manevi anlamda tatmin olmayan hiçbir basın mensubu arkadaşımız yoktur.
Vatandaş zaman zaman bizi caddede durdurup, uzun uzun derdini anlatır. Onları dinlerken aklımızdan geçen tek şey, sorunun giderilmesinde pay sahibi olabilmektir.
Sorunun çözümünde katkımız olabiliyorsa keyfimize diyecek yoktur.
Çünkü bu mutluluğun karşılığını maddi bir beklentiyle elde edemezsiniz.
Bir başka konu “basını kullanma” noktasındadır. Bu konuda iki seçenek vardır.
İyi niyetli kullanmaya kimsenin itirazı olamaz. Ancak kötü niyetli bir kullanma varsa işin içinde, işte bu bizi fazlasıyla rahatsız eder.
Tabi işin bu kısmı basın mensupları için mesleğin tuzu biberidir.
Sözün özü keyiflidir yaptığımız iş…
Gelelim asıl sorunumuza…
Son günlerde özellikle elektrik ve suda vatandaşı inciten olumsuz gelişmeler yaşanıyor.
İsterseniz önce sudan başlayalım.
Bir sabah kalkıyorsunuz, lavaboya gidip elinizi yüzünüzü yıkayacaksınız. Fakat musluğu açtığınızda sizi “tıss” diye bir ses karşılıyor. Bu durumda karakter yapınıza göre içinizden geçenler farklılık arz edebilir. İşin o kısmı o anki ruhsal durumunuza kalmış… Ama güne berbat bir halde başladığınız kesindir.
Eğer suya borcunuz varsa kendi kendinize senaryolar üretirsiniz. “Acaba görevliler sabah ezanıyla gelip su saatini mi söktüler?” şeklinde düşünmeye başlarsınız. Neyse ki; su saati yerindedir.
Suyunuz bazen gün içinde kesilir. Belediye anonsu durumu size su kesilmeden önce değil, kesildikten sonra haber verir. Çünkü görevlilerin falcı olmadığını hesaba katmanız gerekir.
Nereden bilsinler filan yerde yapılan inşaat çalışması sırasında borunun patlayacağını?
Ancak bu durum Fatsa’da sık sık yaşanmaya başladı. Özellikle de başta Şerefiye Mahallesi olmak üzere…
Şimdi sormak lazım: Acaba suyun kesilmesine neden olan inşaat sahiplerine her hangi bir yaptırım uygulanıyor mu?
İnşaat çalışmaları bitmeyeceğine göre bundan sonra da zırt pırt suyumuz kesilecek mi?
Hadi sık aralıklarla suyumuz kesilecek diyelim. Yalandan da olsa vatandaştan küçük bir özür dilenecek mi? Yoksa dilenmeyip kaba davranışlara devam mı edilecek?
Öyle ya… “Borcunu ödemedi” diye vatandaşın su saatini sökebiliyorsun. Aynı vatandaşa suyunu veremediğin zaman küçük bir özrü neden hak etmesin? Medeni bir şehirde yaşamıyor muyuz biz?
Kaldı ki; mevzuat gereği yasal olsa bile bir insanın en temel ihtiyacı olan Allah’ın suyunu borcundan dolayı kesmek bana hep ters gelmiştir. Bu ülkede elektrik ve su faturalarının tahsil edilemediği bölgeleri de düşünürseniz, insanımıza toleranstan yoksun bu yaklaşımı doğrusu yakıştıramıyorum.
Elektrikte de benzer sorunlar yaşıyoruz. On beş günde bir evinize, iş yerinize evrak bırakanlar, iki faturayı yatıramadığınızda gözünüzün yaşına bakmıyorlar. Sizi adam yerine koyup, bir günaydın bile demeden “cart” diye kesiveriyorlar elektriği… Sorgu sual yok yani…
Birilerinin bu insanlara sosyal ortamlarda nasıl davranması gerektiğini öğretmesi gerekir. Fakat zannediyorum söz konusu kurumda bunları öğretecek idareci de yok. Arıza nedeniyle elektrikler kesildiğinde bu vatandaş size ceza verebiliyor mu? Veremiyor.
Öyleyse bu ne kabalık? HOŞÇAKALIN