YABANCIDAN BUKADAR HANİ BİZDEN?
Bu hafta ne yazmalı diye düşünürken İstanbul’da yayınlanan bir Ordu gazetesinin şubat sayısı elime geçti. Tam 24 sayfalık Ordu haberleri ile dolu bir gazete. Genellikle siyasi iktidarın Ordu’da yaptıklarını anlatan bir gazete. Aslında önemli olan gazete değil. Önemli olan gazetede dikkatimizi çeken 2 haber.
Nedir bu haberler.
1)Beşiktaşlı futbolcudan hastaneye diyaliz makinesi bağışı: Beşiktaş takımının eski kaptanı İbrahim Üzülmez, Kumru Devlet Hastanesinin yeni yapılan diyaliz ünitesinin ihtiyacı olan diyaliz makinelerinden bir tanesini alarak, hastaneye göndermiştir.
Tabii ki İbrahim Üzülmez bu hastanenin ihtiyacını bilemez. Birileri haber vermiş, talepte bulunmuş ve İbrahim Kaptan’ın bu bağışını sağlamıştır. En az İbrahim kadar bu bağışı sağlayanın da başarısıdır bu eylem. Her ikisini de candan kutluyorum.
2)İkizce ilçemizde bir Yüksek Öğretim Kurma ve Koruma Derneği kurulmuştur. Bu dernek tarafından kaba inşaatı yapılan bina; 4 katlı, 18 derslikli, İkizce şartlarına göre devasa bir binadır. Bu binayı yapan dernek 7 kişi tarafından kurulmuş ve başkanı da öğretmen olarak çalıştığı İkizce’yi beğendiği için buraya yerleşen ve yerleşme kararı verdikten sonra İkizce’ye ne yapabilirim diye kafasını zorlayan, aslen Konyalı olan Kazım Keleş isimli bir emekli öğretmenimizdir. Bu da büyük bir başarıdır. Kazım Keleş öğretmenimizi ve emeği geçen tüm dernek mensuplarını kutlamak gerekir.
Şimdi gelelim bize:
Öncelikle belirtmek isterim ki insanlarımız iyice hassaslaşmış. Son haftalarda yazdığım yazılarla ilgili bu hassaslıklar nedeniyle sitemler alıyorum. Bununla ilgili de sitemler geleceğini biliyorum. Ancak Ordu’nun, Fatsa’nın ekonomik durumu çok iyi bir hayli insanı var. Bunlar içinden nispeten yardımda bulunanlar da olabilir. Ancak Kumru’yu hiç bilmeyen bir İbrahim Üzülmezin yaptığının yanında bizden olanların yaptıkları yeterli midir? Hani bizim insanlarımızın yaptıkları diye sormadan geçemiyorum. Ben bizim insanlarımızın yaptıklarını yeterli de bulmuyorum. Konuşurken mangalda kül bırakmayız. Ama iş icraata gelince dut yemiş bülbül kesiliriz.