GÜRCÜNÜN AVANAĞI
GÜRCÜNÜN AVANAĞI
Kim olabilir? Ben değirmene giderken mısır torbasını çaldıran Kazım amca’yı sanırdım ama yanılmışım. Adam bir torba mısırı çaldırdı diye günahını aldım, avanak dedim. Ben 180 torba kömür çaldırdım. Benim avanaklığımın derecesini siz koyun.
Geçen Pazar Göllerli olduğunu söyleyen H. G isimli delikanlı, yanında O. H. adlı arkadaşıyla yanıma geldi. Göllerde sağlık ocağının karşısında iş yerim var, 180 torba kömür alacağım dedi. H. sevimli bir çocuk. (Tabi bir kişinin anasını 40 kişi severse çocuk sevimli olurmuş.) Beni ikna etti. O ara ben tedbiren Mesut Bıçakçı’yı aradım. O da Göller’de hangi çortun dibinde tilki dolaşır bilir ama H. G’nin dolandırıcı olduğunu bilmiyormuş. Bu da hırsız şansı.
Neyse H. “ Ahmet abi, yanıma bir adam ver, ben Göller’e kömürü boşaltınca “ paranı sana gönderiyim. Ben gelene kadar arkadaşım yanında beklesin “ dedi. Olur dedim ama olmadı tabi. H. bizim kömürü yükletti. ( Yükleme parasını verdik. Nakliyeci de parasını alamamış.) Arabayı Dumlupınar mahallesinde marketçilik yapan C. Ç’nin önüne çekmiş. C. Ç.’nın oğlu da zatı minübüsle kömürü şehir içinde satmış. 45 çuvalını da kendi evine ayırmış.
Neyse ben ayıkınca C. Ç’nin iş yerine gittim. Durumu anlattım. Adam gayet pişkin. Olaydan haberli. “ Arkadaş sen adama kendin gönlünden kömürü verdin. Benim de ondan alacağım vardı. Alacağımı tahsil ettim dedi. Kömür de evinde duruyor. Ben bir şey yapamıyorum!.. Adamlar Göller dolandırıcılık şebekesi olmuşlar ne bileyim...
Neyse bu dolandırıcılara bunu yedirmem, ağzını burnunu kırarım ama Türk adaleti bana karşı şaha kalkar. Karakol, polis, hakim, avukat, beraat talebi işin yoksa bu şerefsizler için uğraş. Sonuç 2500 TL. değmez.
Ben değmez dedim, hukuk alamazsın diyor. Peki bu marketçilerin bağlı olduğu Gıda maddeleri odası var. Başkan odanızın üyesi Beni dolandırdı, şikayetçiyim, bakalım ne yapacaksın. Benim malımı dağıtan Z. Ç. de Şoförler derneğine bağlı. Mesleğini kötüye kullandı. Bakalım siz ne yapacaksınız?
Ne yaparsanız yapın kömürü de parasını da istemiyorum sittiret gitsin. Yalnız aziz dostum değerli insan Kiski Mahmut Göllerlidir. Bana bir Göller fıkrası anlatmıştı. Ben de fıkrayı size naklediyorum.
Göllerlinin biri yıllar önce işlediği bir suçtan dolayı ölüm cezasına çarptırılmış. Cezası o zamana göre içinde çok büyük bir kobra yılanının olduğu kuyuya atılmakmış. Göllerliyi kuyuya atmışlar. Az sonra kuyudan bir feryat “ kurtarın beniiii “ Yukarıdakiler Eyvah yılan adamı ısırmaya başladı diyorlar ama yanılmışlar. Meğer bağıran beni Göllerliden kurtarın diyen yılanmış.
Tabi bu fıkra benim Göllerli arkadaşlarım için geçerli değildir. Sadece Göllerli dolandırıcılar çetesi için geçerlidir.
BAŞBAKAN MÜBAREK’E YOL GÖSTERİYOR
Geçenlerde bir tv tartışma programında Mısır’daki olaylar masaya yatırıldı. Tartışma sonunda Abdurrahman Dilipak Ağabeyimizin senaryosu oy birliği ile kabul gördü. Senaryo şöyle; Perşembe günü Mübarek’in kaçması lazım. eğer kaçmazsa Tahrir meydanı’nda halk toplanacakmış, Cuma namazı kılacakmış. Hatta Beyazıt Meydanı’nda bile Mısır telin edilecekmiş gıyabi cenaze namazı kılınacakmış. Eğer Mübarek kaçmazsa kan gövdeyi götürecekmiş!!! Yani Mübarek’in kaçması Mısır halkı’nın yararına..
Peki ne oldu? Olaylar kendi eksenin de devam ediyor. Beyazıtta bir takım karanlık yüzlü adamlar bağırdı da ne oldu? Mısır’da olaylarda ölenlerin gıyabi cenaze namazını kıldılar da ne oldu? Güneydoğu’da mayınlarla parçalanan kınalı kuzular için Beyazıt’ta gıyabi cenaze namazı neden kılınmadı!!!
Sn. Başbakan konuşmasında 2 m3 topraktan bahsediyor. Herhalde Mübarek’in gaspettiği parayı ima ediyor. ( Kılıçdaroğlu kendisi için aynı şeyleri söylüyor) veya Mübarek’e yeter bu kadar başkanlık demek istiyor. ( ama kendi başkan olmaya çalışıyor.) Halk iradesinden bahsediyor. Kendisi % 47 ile iktidar. ( Ama Mübarek % 82 ile iktidar. ) Sokaktaki sese kulak ver diyor, Tahrir Meydanını işaret ediyor ama (R00;İzmir’de demokrasi mitingi için toplanan 1 milyon kişiyi hiç hesaba katmıyor.) Başbakan Mısır’da demokrasinin olmadığını halkın yönetime karşı gelenlerinin zindanlara atıldığını ima ediyor. ( Ama Türkiye’de orgeneraller, aydınlar, yazarlar yaka paça Silivri’ye dolduruldu. 3 yıldır ne suçumuz var diyorlar.) Onlar gözardı ediliyor. Bu ne çelişki YARAB!!!
Mısır, dünya tarihinin ilk sayfasıne firavunlar, ne kleopatralar, ne krallar, ne padişahlar, başkanlar gördü. Ama bugün siyonizmin kucağına düşmüş 80 milyon Mısırlı çok büyük coğrafyaya sahip dev bir ülke. Bizim de dindaşımız Mısır karışmış, ülke ataşe verilmiş. Tarihte olduğu gibi bugün de işini düzeltir ama Türkiye Mısır’daki yangına elinde benzin bidonuyla koşmasın yeter!!!!
Birileri Taksim’de devenin üzerine bindirdikleri adamı ( temsili Mübarek) deveden aşağı atıp alkışladılar. Birileri benim başbakanıma (AKP’li değilim) aynısını Mısır’da yapsa çok üzülürüm.
METRO TURİZM’DEN
ALAADDİN SÖNMEZ ( çilloş Alaattin)
MİLLETVEKİLİ ADAYI
Mahalle arkadaşı Opr. Dr. Mehmet Yerebasmaz’ın C.H.P’den aday adayı olacağını duyunca Mehmet Yerebasmaz’ı desteklemeye karar veren çilloş, daha sonra boşver memedi en iyisi ben kendim milletvekili olayım dedi.
Gencim, güzelim, yakışıklıyım. Hangi vekilden nerem eksik dedi. Hafız Ahmet’in torunuyum. Kahveci İlyas’ın oğluyum. Cami cemaati beni destekler. Ünyelilerin eniştesiyim. Bütün Ünye reyi benim. FİKRİ SÖNMEZ’in amcasının oğluyum. Solcular bende. Kamil sönmez benim kuzenimdir. sanat çevrem benim yanımda. Damardım Hakkı karabacak benim damadımdır. Oy vermeyene çay vermeyecek. 5 Kuruş tahir meydanda davul çalarak meydanda benim adaylığımı duyuracak.Kimse bilmez ama ben Gürcüyüm. Gürcüler beni destekler. Metro Turizmin sahibi Galip Öztürk benim finansörüm. Fatsa otogardaki bütün otobüsçü arkadaşlarım, otobüs şoförleri peşimde. Daha neler! neler!
Benim için parti önemli değil. Hangi parti beni alırsa bir milletvekili garantilemiş olur dedi. Bütün milletvekili adayları seçmenin ayağına köylere gidecek ama hergün 200 seçmen metro otobüsleri ile benim ayağıma geliyor. Böyle bir avantajı olan var mı? deyince aklıma bir hatıram geldi.
Birgün Bodrum’da oteli olan Hasbi ağa’yı (Menteşoğlu) ziyarete gittim. Baktım plajın ortasında kumda oturuyor. Ağam, Çarşamba’dan Bodrum’a denize gelmişsin dedim. Sittin lan ağa denize gelir mi dedi. Peki nasıl olur? dedim. Deniz ayağa gelir dedi. Şaşırdığımı görünce oğlum Hüseyin deniz getir dedi. Şoförü Hüseyin koşarak gitti elindeki kovayı denize daldırdı, koşarak geldi Hasbi Ağa’nın başından aşağı boşalttı. Hasbi Ağa bana döndü, “ gördün mü lan, deniz nasıl ayağa gelirmiş “ dedi. Alaattin abinin ki o misal...
KEÇİ RIFAT FİRARDA
Şu anda Siirt - Bitlis civarı bütün hastaneler gripten dolmuş vaziyette. 6 yıl önce deli dana dediler tüm danaları itlaf ettiler. Sonra kuş gribi dediler kümeslerde tavuk, havada kuş bırakmadılar. Geçen yıl domuz gribi modası vardı. Domuzlar itlaf edildi.
Siirt civarında görülen grip KEÇİ GRİBİYMİŞ. Tv. de açıklandığı anda Bld. zabıtaları beni itlaf ederler korkusuyla paniğe kapılan keçi Rıfat beyaz bir Murat 131 ile kaçarken mobese kameralarına takıldı. Keçi Rıfat’ın meydandan hızla kaçışını gören Fatsa Belediyesi zabıtaları, belediyenin kuduz köpek itlafçısı Ali’nin eline tüfek tutuşturup peşinden koşturdular.
Bana göre keçi Rıfat meclisin yeni aldığı karara göre ( keçilerin yaylalarda otlamasına izin çıktı.) Muhtemelen Perşembe Yaylasında, Karga tepesine sığınmıştır. Oralarda otluyordur.
SIK SIK ÖKSÜRÜYORSANIZ KEÇİ GRİBİ OLABİLİRSİNİZ.
Osman Gazi Üniversitesi kulak, burun, boğaz profösörü Dr. Cemal Cingi son günlerde çok konuşulan keçi gribinin belirtisi sık sık öksürme, burun akıntısı, halsizlikdir. Bundan korunmak için keçi Rıfat’tan uzak durun dedi. Eğer keçi Rıfat’tan kaçamazsanız uzak 14 numara mesafeden kuş tüfeği ile ateş edilmesini tavsiye etti. Avcılar Derneği üyelerini bu konuda uyarıyorum!!!