ÖLÇÜ
Biz siyasilerin görevlerini devam ettirmeleri için bir kural konulsa diye düşünüyoruz. Seçimle iş başına gelmiş herhangi bir görevde olan insan: Dünyada adam kıtlığı var. Benden başka bu işi yapacak kimse yok, havasına girip, bir nevi arsızlıkla her dönem adaylığını koymaya kalkışmamalı. Belki de bu işi benden çok daha iyi yapabilecek insanlar vardır. Ben bu görevi bir kaç dönem yaptım, kendiliğimden bırakayım da puan toplayayım. Umulurki Allah’ta cc. bu hareketimden hoşlanır. Beni seçen insanlar da, arsızlık yapmadığımı görünce hoşlanırlar diye düşünmeli. Hz.Ebubekir halife seçilince: İçinizde en layıklınız olmadığım halde, beni halife seçtiniz buyurmuş. Biz Hz. Ebubekir’in yanında kaç parayız. En güzeli : Seçmenler onu yüceltselerde, ben en layıklıları değilim diye devamlı düşünmeli: Tavırlarını buna göre ayarlamalı.
Bir başka ölçü daha var. Seçilerek millete hizmet eden insanlar da önemliyi bilmeliler. Türkiye’nin hatta bütün dünyanın en önemli sorunu işsizlik. Akşamleyin evine ekmek götüremeyen insanların çektiği ızdırabı düşünün: Biz onların yerinde olsak ne yaparız diye düşünmeli, Hizmeti, hizmet yapmış görünmek için değil, istihdam için yapmalı. Organize Sanayi bölgemiz var. Burayı doldurmalı, dolunca da ilave sahalar açmalı. Kapalı spor sarayımız var, ne işe yarıyor. milletin sırtında bir yük. Ölü bir yatırım. 50 sene sonra ihtiyaç duyulacak, o zamana kadar da çürür. İçine dışına yeniden revizyon gerekir. Zamanında onu Fatsa’ya getiren insan da hizmet yaptım diye öğünmüştür...
Fatsa sanayi dalında gelişmek zorundadır. Göç vermesine rağmen bu bölge de yine de km2 ye düşen insan sayısı fazladır. Fındık ürünün de sanayiden başka alternatifi yoktur. Bize göre seçeceğimiz milletvekilinin işi: Organize sanayi bölgemize yatırım ve en az büyük kapasiteli beş tane fındık fabrikasıdır. Fatsa’ya bir çimento fabrikası da çok acilen gerekmektedir. Herhalde bunun üzerinde de çok durmak lazımdır.
Seçilerek iş başına gelen insanlarda da aranacak bir ölçü vardır. Eğer bunlar yönettikleri kurum veya kuruluşları borca batırmışlarsa kesinlikle , bir daha aday yapılmamalı. bunların seçim kazanmalarına destek verilmemelidir. Borç ödeyen, yahut para biriktirene gerekli destek verilmeli ve tekrar kazanmaları sağlanmalıdır. Ölçü parayı iyi kullanmaktır. Ben şu anda İslamdağ Belediyesini: Kendine devredilen boçlardan İkiyüz Bin TL’den fazla borç ödemiş olarak biliyorum.Bir de: Fatsa’da kuruculuğunu da bizim yaptığımız Ziraat Odası var. Devir aldığı 40 Bin TL’yi bir dönemde 700 Bin TL’nin üzerine çıkarmış bunu da biliyorum. Sağlam bir kaynaktan öğrendim. Alkışlıyoruz.
En önemli bir ölçü daha var. Milletvekilliği seçimlerinde şimdiye kadar çok yanlış bir ölçü kullandık. Bu hataya defalarca ben de düştüm. Rahmetli Menderes ve Özal’a biz millet bunlardan 7-8 senede desteğini çekti diyorduk: Hatta Türk insanı uzun vadeli işlere tahammülsüz deniyordu. Şükürler olsun Allah cc. bana gerçeği şimdi gösterdi. Türk seçmeni partiden ve liderinden desteğini çekmiyor. Sayın Erbakan bunun canlı örneğidir. Seçime giren parti adayları iki senede yıpranıyor. Mİllet onlardan desteğini çekiyor. Türkiye’de 3.dönem seçim çok riskli. Süper belediye başkanları bile 3. dönem kazanamıyorlar.
Bunun birçok örnekleri de var. Fatsa Belediye Başkanı Mustafa Kemal Çamaş, ilk iki döneminde çok süper işler yaptı. Sahil düzenlemesine bütün Karadeniz hayran oldu. Ve buna rağmen 3. seçimde gitti. İstisnalar hariç Türkiye’de 3. seçim yok. Biz bunu liderlere mal ediyoruz. Kesinlikle yanlış. İki dönem milletvekilliği yapan bir vekil, aday olamayacak. Biz 3 dönem diye liderleri sınırlamışız. Bu çok yanlış. Bu sınırlama 75 yaş diye değişecek, değişmeli. Ak Parti bugün yeni adaylarla seçime girse en az % 50 oy alır. Küçük ilçelerden çıkan adayları da büyük ilçeler kabul edemiyor. Liste başı mutlaka ilden olacak. Büyük ilçelerle devam edecek. En sağlıklı ölçü bu...