İÇKİ
Benim büyüdüğüm evde içkinin adı geçse babacığım tıpkı başbakanımız gibi bağırırdı.
Ailede içki içen olmadığı gibi ismini de asla kimse telafuz edemezdi.. Sakıncalıydı.
Başbakanımız, aksırıncaya kadar dediğinde, gerisine gerek yok, aaa tıpkı babam gibi diye gülümsedim bu hiddet, tanıdıkdı..
İyi hatırlıyorum mahallede bir komşumuz vardı. Hafif sallanarak sokaktan geçerse, balkon da falansak yavaşca kapılar örtülürdü...
Belli ki komşu tıksırıncaya kadar içmiş..
Durum böyleydi. İçkinin iması bile yapılamazdı. Ben böyle bir evde büyüdüm.
Ta ki erkek kardeşlerim büyüyene kadar..
Onlar sanırım bazen kaçamaklar yapıyorlardı. Eve girişleri annem tarafından kolaylaştırılıyordu sanırım ..
Babam içkiye çok karşıydı. Kendince geçerli sebepleri vardı. Öncelikle ona göre çok günahtı.
Küçük amcam bazen babama,
- Ağbi, hani bir keresinde atın üstünde sallanarak eve gelmişin falan diye takılmak isterdi ama.. Babam, cevap vermezdi geçiştirirdi.
Biz çocuklar ailenin açığını bulur da bırakır mıyız?
Anneme sorardık,
- Çok gençken bir kere diye amcamı doğrulardı..
Ama içki cısss tı biz de, fenalıkların başı..
Biz öyle bir ailenin cocuğuyduk öyle büyüdük..
Özgürlük, karışılsın, karışılmasına. Bir şey diyemem. Tıpkı elinde mikrofonla sokağa çıkan Pakize Suda’ya verilen cevaplar gibi bana da sorsanız, hiç fikrim yok. Ben bilmem, beyim bilir gibi geveler giderim...
Baba evinde öyle gördük ve evlendik..
Fatsamız’a gelin geldim. Fatsamız’da o yıllarda beylerin arkadaşlarıyla, ağbileriyle yemeğe gitmesi daha çoktu galiba. (daha dün başladı eşlerle yemeğe çıkmak. Bunu da gençler bilsin!.. )
Hiç unutmam hatırladıkca da gülerim. Cevat bey, yemeğe gitmiş tabi ki bir kadeh falan diyor ama nihayet içmiş..
Kız kardeşim de bize gezmeye gelmişti. Eniştesini gördüğünde ,
-Ablaaa eniştem içkimi içti? diye, neredeyse ağlıyacak nasıl üzülüyor. Nasıl içer abla eniştem?
Nasıl teselli edeceğimi şaşırmıştım.
Bana sorsanız hala babam gibi düşünürüm de...
Acı olan benim ülkemde o kadar sorun var ki. Enerjimizi harcarken biraz daha cimri mi olsak diye düşünüyorum...