HİDROELEKTRİK SANTRAL LİSANSI ALAN ŞİRKETLER

Facebook'ta Paylaş

 HİDROELEKTRİK SANTRAL
LİSANSI ALAN ŞİRKETLER

Şimdi de HES’lere takıldık. Ülkenin dört bir yanında HES’lere karşı büyük tepkiler oluşmaya başladı.

Vatandaş haklı mı, haksız mı? Ortalıkta neler dönüyor? Gelin; hep beraber karar verelim.

Belki biliyorsunuz, belki bilmiyorsunuz. HES’lerle ilgili 2002-2008 arası EPDK vasıtasıyla yüzlerce HES lisansı dağıtıldı. Bu lisanslar herhalde proje karşılığı hidroelektrik santrali kurmak için müracaat eden şirketlere verildi.

Peki, bu şirketler kimlerdi ve şimdi ne yaptılar?
Bu şirketler santral kurmak yerine ellerindeki 5–6–7 veya daha fazlası lisanslarını satma yönüne giderek kendilerine ikinci el lisans piyasası yarattılar. Hem de MV.tı 250 bin Euro’ya… 200 lisansın satıldığını düşünün. Her bir lisansın kaç MV.lık olduğu da ayrı bir hesap… Paraya bak paraya… Suya beton çalacağız diye alınan lisanslar tek bir çakıl taşı bile taşımadan milyon Euro’lara alıcı buluyorsa bu pazar bilinçli mi oluşturuldu diye EPDK’ya ve ayrıca da bu kurumun başı olan başbakanlığa sormak lazım.

Sayın Başbakan lisanslarını satanlara sert bir dille çantacılar var dedi. Ama bu lisansları alanların çantacı olduklarını nasıl anlamadı? Sonradan anladıysa da onlar için nasıl bir hukuki yaptırım uyguladı diye de ayrıca sorarlar.
Sorarlar kardeşim… Yabancı düşmanlığı yapıyorsunuz diyen Sayın Başbakanımıza ne oldu da bu lisansları ilk elden yerli şirketlere dağıttı diye de gene sorarlar. Öyle ya; ikinci el lisans piyasası yabancı alıcılarla doldu.
Hani düşündükçe insanın kafası karışıyor. Hem yabancı yatırımcılar yasasını çıkartıyorsun, KİT’lere varana kadar ne varsa yabancılara satıyorsun. Sonra da HES lisanslarını ilk elden çantacı, ya da küçük şirketler dediğiniz yerli şirketlere niye satıyorsunuz?
Kimdi bu şirketler? Tanış mıydı, yandaş mıydı diye sorarlar da sorarlar.
Tepkiler çok… Sanırım bu tepkilerin olacağı da sayın hükümet tarafından biliniyordu. Bilinen bir husus daha var ki; akarsularımızı yabancılara satıyorlar tepkisinin de oluşacağı herhalde biliniyordu ki; HES lisansları yerli çantacılara verilmiş olabilir. Öyle ya; hem ikinci el piyasasının rantı, hem de yabancı yatırımcı tepkilerinin hükümet üzerindeki etkileri dolaylı olarak örtülmüş olsun. Yani bir taşla iki kuş vurmak gibi…
Şimdi bunun neresi kamu yararıdır. Bu olsa olsa yandaş yararı değil de nedir? Bence vatandaş haklı… Irmak ve derelerimizin yabancı şirketlere doğrudan hükümet eliyle değil de dolaylı yollardan yerli şirketler aracılığıyla yapılması siyasi ve ekonomik olarak pek de ahlaki görülmemiştir.
Gerçi böylesi bir senaryo karşısında sayın hükümete tepki gösterseler ne yazar? Irmakları, dereleri yabancılara biz satmadık, arada çantacılar vardı. Bu işi onlar pişirdi diyebilirlerdi. Zaten sayın Başbakan da öyle demişti. Ve ikinci el piyasasına hukuki olmasa da sanal bir yasak getirdi. Getirdi de o çantacılar HES lisanslarını kimden aldı diye de sayın Başbakan’a ayrıca sorarlar.