İLÇE TRAFİK KOMİSYONUNA
İLÇE TRAFİK KOMİSYONU’NA
Devlette acele olmaz ağır işler. Fatsa’daki devlet büyükleri de haddinden fazla ağır işliyor. Devamlı Kurtuluş Mahallesi, Reşadiye caddesi yolu meydanın trafik tıkanmasını yazıyorum. Bu işle ilgili Fatsa’lı bürokratların kılı kıpırdamıyor. Bu şikayetimizi ya giderecekler, ya da giderecekler başka yolu yok.
Diyeceksiniz ki hep aynı şeyi yazıyorsun ne yazayım.”Gılgamış destanını” yazacak halim yok ya, benim derdim bu, bunu yazıyorum. Onlar benim derdime cevap vermedikce bu savaş sürecek. Onlar uçakla saldırırsa ben de uçaksavar kullanıyorum. Ne yani uçaklara kuşlastikle savaş açacak değilim ya. Herkes kendi silahını kullanır. Bu olay bana bir şey hatırlattı.
Oflu’lar bir cami yaptırmışlar, ama caminin kalan borçlarını ödeyemıyorlar. Hoca efendi bir Cuma günü hutbeye çıkmış cemaate hitaben; Ey cemati müslimin habu camiyi yaptırdık. memlekette geçim derdi var. millet gurbete gitti. caminin borçlarını ödeyemiyoruz. devamlı zarar ediyoruz demiş. O sıra cemaatten biri hocaya hitaben. hocam madem zarar ediyoruz biz de camiyi kapatalım demiş.
Bende ilçe trafik komisyonuna madem bu işi beceremiyorsunuz öyleyse kapatalım diyorum.
İSRAİL’DEN ELEKTRİK ALAMIYORUZ.
Mavi marmara gemisi İstanbul’a gelmiş. Halk varmış, devlet yokmuş.!! Gazeteler öyle yazıyor. İsterseniz bu olayla ilgili bir empati yapalım. Yunanistan tırlarla kapıkule sınırına gelse kandildeki PKK’lılara insani yardım götüreceğim dese izin verir miyiz? Veya Suriyenin Lazkiye limanına gelip oradan götüreceğiz dese izin verirmiyiz? Hayır. Bu işin uluslararası şartları vardır. Ben gidiyorum yardım götüreceğim demeyle olmaz böyle üzücü olaylar olur.
Olaylar sonrasına bakalım. 9 kişi öldü. Başbakan Lübnan’ın bir köyüne gitti (Türk telekomu bedava alan Hariri ailesinin köyüne) BİZ KATİLE KATİL DERİZ dedi. Narayı attı. Sonra BDP Milletvekili de parlamentoda Başbakana atfen BİZ HIRSIZA HIRSIZ DERİZ dedi. Sonra İsrail’de orman yangını çıktı. T.C oraya İsrail’in talebi olmadan yangın söndürme uçağı gönderdi. Peşinden biz uçak gönderdik İsrail bizden özür dilesin dendi.!! Bu sefer israil hasittir oradan siz de deprem oldu bizde siz istemeden yardım gönderdik dedi. Demek ki bu devletten elektrik alamıyoruz!!
Karadenizde rus karıları bollaşınca Temel Dursuna dert yanmaya başlar. Uşağım Dursun habu karileri görünce evdeki karidan elektrik alamıyorum demiş. Dursun Temel’e dönmüş, ulan demiş kaç yıllık evlisun ne ediyisun demiş. Temel boynunu bükmüş Dursuna hitaben ne edeyum kaçak elektrik kullanayrum demiş.!!!
AKP MEMLEKETTE MİLAT OLUYOR
Önceliği ne kadar ileri olduğunu bilmediğim Kültür Sarayı o alakasız yere neden yapıldıysa, çöplüğün olduğu yere de hastahane yapılmaya çalışılıyor. O bataklığa nasıl yapılır bilmem ama maliyet üç misline çıkar onu bilirim. Ama olsun AKP yapıyorya görünür yerde olsun, reklamı da bol olsun!!! Bedeli mi.!! önemli değil devletten çıkıyorya..!!! Hatırlayın 1980 ihtilalinden sonra bir kaymakam vardı, trafoları memleketin olur olmaz yerlerine dikti gitti. Şimdi bir adamın diktiğini koca Fatsa çıkaramıyoruz..
Şehir nazım planında ileride mesire yeri olarak planlanan yere 152 dönümü Üniversiteye tahsisli bataklığa hastahane yapılıyor, burada ben yaptım oldu takdiği yapılıyor.!! Bu yapmış olmak için yapılan yerler için AKP Türkiye’de milat oluyor!!! Tüm uygulamalarda bir basitlik, bir görgüsüzlük var!!! Bazı şeyler bir gün gözler önüne serilecek.
Bağlıyorum: Bir yere orada yaşayanlara sorulmadan bir şeyler yapılıyor. Orada yaşayanlar da bu yapılan doğrumu, yanlış mı? diye sorgulamıyor. Koyun tabiatıyla melül melül bakıyor!!! (İsyankarlar AKP lilere dayak atamadığı için yumurta atıyor) Fatsa‘da bölge hastahanesi ayarında hastahane varken, iki de özel hastahane var. Bir kaç sağlık istasyonu var. peki daha kapsamlı bir hastahaneyi yeşillikler içine kurmak varken neden çöplüğün ortasına kurulmaya çalışılır.!!! Ne diyoruz bunlar birer milattır ileride konuşulacaktır.
TESBİHTE HATA OLMAZ
Kadrolu imamların olmadığı yıllarda ramazanda teravih namazını köylerde belli ücretle tutulan imamlar kıldırırmış. İşte o yıllarda bir köyde imamın biri teravih kıldırırken kuvvetlice osurmuş. (Tabi elinde olmadan) çok utanmış ve köyü terk etmiş. Aradan yıllar geçmiş o imamın o köyün yolundan geçmesi icap etmiş ama utancı hala sürüyor. Köy girişindeki çeşmede kaplarını dolduran genci görmüş ve hemen tanıyor mu diye test etmeye başlamış. İlk sorusu kaç yaşındasın? delikanlı diye olmuş. Delikanlı cevap vermiş. Vallahi yaşımı pek bilmiyorum ama anam bana İMAMIN TERAVİH KILDIRIRKEN OSURDUĞU sene doğduğumu söyledi demiş!!! Yani imamın osurduğu unutulmamış “O köyde milat olmuş”
AKP’nin bu gün yaptığı çirkin yapılaşmalarda Fatsa’da milat olacaktır.
KÜRT MESELESİ
Yıllardır karşımızda kanserli bir ur gibi duruyor. Aslında Türklerin kürtlerle bir problemi yok. Ama PKK ve BDP pek mutlu değil. Çift dil istiyorlar. (Gidin güneydoğuya hep kürtce konuşurlar) Çift bayrak istiyorlar (Bakın bütün eylemlerindeTürk bayrağını atıp kendi bayrağını açıyorlar) Öz savunma istiyorlar, yani kendi ordusunu, kendi polisini kurmak istiyorlar. Yani yani 20 yaşında vatan sınırını korumak için oraya gitmiş delikanlılarımızı, pusuya düşürüp öldüren PKK militanlarını kadrolu militan yapmak istiyorlar. Kendi parlemantolarını kurmak, kendi yerel yönetimlerini istiyorlar. Her şeye tamam dedik ama ayrı devlet kurmak,sınırları belirlemek istemiyorlar. Yani özerklik istiyorlar. Elektrik su parası vermezler. Esrar, eroin ve hertürlü kaçak göçek işleri yaparlar. Üstelik özerklik isteyip tüm masraflarını da T.C’den istiyorlar.
Bu istekleri aklıma bir fıkra getirdi. Bir gürcü, bir Kayseri’li, bir kürt üçü aynı zamanda ölmüş. Cehenneme atılmak için kapıda sıranın kendilerine gelmesini bekliyorlar. Gürcünün suçu at çalmak, kayserilinin suçu babasının eşeğini çalıp boyadıktan sonra tekrar babasına satmak. Kürtün suçu kaçakcılık yaparken katır sürüsünü mayınlı sahada telef etmek.
Gürcü kurnaz ya 5000 doları cehennem zebanisinin cebine koymuş. Cennete geçmiş. Az bir zaman geçmiş bir de bakmış Kayserili de Cennette arkadaş sen nasıl geçtin? demiş kayserili: senin beşbin dolar verdiğini görünce ben de zebani ile pazarlık ettim 2500 dolar verdim geçtim demiş. Gürcü meraklanmış kürt ne oldu?demiş. Kayserili abi Kürt’e zebani ile 2500 dolara anlaştı ama parayı T.C. devletinden alabilir miyim diye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile görüşmeye gitti demiş.!!!
Bilmem kürt meselesini anlatabildim mi?