ARAPLAR VE BİZ
Araplar nerden çıktı, biliyor musunuz? Son zamanlarda Araplara merak sardım. Bu nedenle de son 1,5 ay içinde 4 Arap ülkesinde irili ufaklı çok sayıda Arap şehri gördüm. Bu konuyu seçmemin nedeni: Geçenlerde bir yazımda bayram nedeniyle trafik sıkışıklığını dile getirirken, ülkemizde çift gidiş, çift dönüş yolların yapıldığından övgü ile bahsetmiştim. Bu durumu karşılaştırmak gereği duymamdan kaynaklandı.
Önce ekim ayı sonunda gittiğim Fas’ın başkenti Rabat ve önemli şehirlerinden Kazablanka ve Marakeş’ten bahsetmek isterim. Özellikle Marakeş bugüne kadar gittiğim hiçbir ülkede görmediğim derecede geniş cadde ve yollara sahip. Şehrin içindeki bazı caddelerin dahi 12 araçlık şeritlere ve ayrıca 4 şeritlik yaya yoluna sahip olduğunu görmek olası. Abarttığım sanılmasın. Yol kenarındaki binaların önünde bir yaya yolu, sonra bir gidiş, bir gelişten oluşan araç yolu (ki servis yolu olarak kullanılmaktadır), sonra bir yaya yolu daha, sonra 4 şeritli transit yol, ortada ağaçlandırılmış geniş bir orta şerit, sonrasında gidişte olduğu gibi 4 şerit transit yol, yaya yolu, servis yolu ve yine yaya yolu şeklinde sıralanmıştır.
Bu kadar olmasa da yakın görüntüleri gerek Kazablanka, gerek Rabat ve gerekse Tunusun şehirlerinde de görmek mümkün.
Şehirlerarası yolların da bizim övündüğümüz karayollarımızdan geri kalır tarafı yok.
Geçtiğimiz hafta sonu Beyrut ve Şam’da gördüğümüz manzaranın da çok farklı olmadığını söylersek, çok abartmış olmayız. Yani dünyada genelde bir gelişme var. Hayalimizde canlandırdığımız az gelişmiş Arap Ülkelerinde bile bizden fark görmek nerdeyse mümkün değil. Herhalde bozuk saatin bile günde 2 sefer doğruyu göstermesi gibi bir şey olsa gerek. Çağ ilerledikçe bazı gelişmeler mutlaka olacaktır.
Bu arada beni şaşırtan iki olaya da değinmeden geçemeyeceğim:
Birincisi: Yıllardır dilimizden düşürmediğimiz ‘Müslüman mahallesinde salyangoz satılmaz.’ Cümlesinin yanlışlığı.
Nedenine gelince: Müslüman Tunus’un Müslüman bölgelerinde bizim Fatsa sokaklarında mevsimine göre haşlanmış mısır, közde mısır ve kestane satılması gibi, tencerelerde haşlanmış salyangoz satılmakta ve sokaklarda dolaşan Tunuslular da bu salyangozları kürdanlara taktıkları gibi ağızlarına atmaktalar. Yani Müslüman mahallesinde salyangoz satılmaktadır.
İkincisi ise: Şam’da kar olur mu diye iddia önerseler balıklama dalardım. Gördüm ki Türkiye’de hemen her yerde güneş varken, Şam şehrinin 10 km. yakınına kadar her yer kar kaplı. Nerdeyse kar nedeniyle Şam’dan Beyrut’a dönemeyeceğiz.
Bugünkü yazımı beni şaşırtan bu iki çarpıcı olayı naklederek bitirmek istedim.