SAYIN VEKİLİMİZE İNTİZARIMDIR.
Sayın vekilim geçen haftaki Güneş gazetesindeki beyanatını okudum. Yollar konusunda titizlikle duruyor. Köyler, beldeler arası yolları anlatıyor. Ama Kabakdağı grup yolundan hala haber yok. Bu yol Ordu Özel İdaresi’nin yapması gereken yol. Bunun görevli bürokratı yolumuza neden bakmıyor? Bu bürokrata Devlet, makam, mevki verdi. İkametgah tahsis etti, makam aracı verdi, makam şoförü verdi, makamında sekreter verdi, odacı verdi, verdi oğlu verdi. Peki devlet bu bürokrattan ne istedi? Vatandaşa hizmet et dedi. Adam sekiz yıldır Sekiz km. yolu yapmadı.Bu bürokrata devlet yedi sülalesinin görmediği şeyleri sundu, ama adam herhalde kendisini Tanrının yeryüzündeki gölgesi sanıyor. Herhalda insanların karşısında secde etmesini bekliyor!! Biz isteğimizi Türkçe yazdık olmadı. Gürcüce yazdık olmadı. Bu adam Kabakdağlıların karşısında bel büküp gerdan kırıp yalvarmalarını istiyorsa bu olmaz. Çünkü bildiğin gibi bu bölge rutubetli bel kırıp boyun bükmemize imkan yok. Belimizde ve omzumuzda kireçlenme var. Ama sesimiz gür çıkar. Sesimizi duyurabildiğimiz yeri biliyoruz. oda sizsiniz. Eğer sizde duymazsanız başbakanımızın sitesine mail atacağız. Oda duymazsa Cumhurbaşkanı’mıza bildireceğiz. Oda olmadı satmışım anasını yolunun diyeceğiz. Olayın sonuna bir Gürcü fıkrası ekleştirelim.
Ufak tefek gürcünün biri, bölgenin en belalı külhan beyi ile arkadaşlık yapıyor. Sağa sola hava atıyor, bir akşam eve geldiğinde karısını evde perişan vaziyette buluyor. Gözlerini kısıp sertçe noldu sana! diye gürlüyor. Kadıncağız senin o külhanbey arkadaşın varya! Bana tecavüz etti, hemde giderken yumurta sepetini götürdü diyor. Bizim gürcü gürlüyor. NEE!! YUMURTA SEPETİNİ DE Mİ GÖTÜRDÜ !!! diyor. Eh bizim yol meselemizde çözülmezse sonunda tepkimiz bu olur. Demek istiyorum!!! (Fatsadaki ilçe trafik komisyonu bürokratlarına da sesimizi duyurmaya çalıştık duymadılar. Reşadiye caddesi ve Cumhuriyet meydanında artık trafik kilitleniyor dedik kulak vermediler, haftaya onlara İspanyolca bir istida yazacağım)
TV’DE AÇIK OTURUMLAR ( Dikkat!!! 18 yaşından küçükler bu bölümü okumasın) Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu okullarda muhbir öğretmen kadrosu kurulmasını istemiş. Bu konuyu çok insani bulmuş, Herkesin kendine yardımcı olmasını istemiş. Aslında bu uygulama hala Fatsa Liman Başkanlığınca uygulanıyor. MUHBİR ÖZİHBAR adlı bir vatandaş kayıkla denizde dolaşarak 8 cm aşağı balık yakalayanları ilgili mercilere ihbar ediyor. fakat teknoloji ilerledi; Wikeleaks skandalı patlayınca internete düşen haberde bomba etkisi yarattı. Muhbir ÖZİHBAR adlı vatandaş deşifre oldu. Gerçek ismi ortaya çıktı. KİSKİ MAHMUT şu anda gizleniyor. Bunun kirli planlarıda deşifre oldu. Arkadaşı SARI SELAMİ adanın arkasında misina ile avlanırken bir deniz kızı yakalamış. Selami duygusal çocuk, deniz kızının yalvarmalarına dayanamamış kucağına oturtmuş sohbet ediyor. Hain Kiski bu olayı görmüş. “Selami bu deniz kızını yakaladığın misina benimdi. Onun için bu kızın yarısı benim demiş’’ ve zavallı deniz kızının göğsünden aşağısını kesmiş. Orkinos yakaladım diye dolunayda Zeki Yangın’a satmış. Dolunayda müşterilerde Orkinos tava yediklerini sanıyorlarmış. Şimdi başlangıçta doğru bir olaydan yola çıkıp olayı alakasız bir yerde bitirdim.Televizyonda tartışma programı takip ediyorum. Açık oturuma, profesörler, akademisyenler ve gazeteciler. Bir konudan giriyor, olay olmadık bir yere geliyor ve Tv de niza başlıyor. Geçen talebe polis çatışması ile ilgili bir program vardı. Olay “HAMİLE GENÇ KIZ “ boyutuna geldi, niza çıktı. Bana göre hamile lafı karnında bebeği olan kadın demektir. Gürcücesi Orsulat (iki canlı) demek. Bu programda medya Hamile genç kızı Türkçe literatüre kazandırmış? oldu. Bu hamile genç kız lafını anlamadığım için Op.Dr. Mehmet Yerebasmaz’a soracağım. Diyeceksiniz ki Dr. Mehmet jinekolok mu? Ben anlamam güvendiğim doktordan medet umarım! Rahmetli İHSAN TOPALOĞLU amcam Jinekolog İsmail Balcıoğlu’na, “İsmail, boğazım ağrıyor, şu boğazıma baksana” der. Dr. İsmail Balcıoğlu bey de, İhsan ağbi, ben üstteki boğaza bakamıyorum demiş....
Benzeri olay banada oldu KBB Dr. İlhan beye muayene için hastaneye gittim. Boğazımda ses tellerime baktı, nodül varmış dedi. Bana dönüp ameliyathaneye çıkalım, boğazının deliğinden ses tellerine arkadan bakacağım dedi. Onun için seni bayıltmam lazım dedi. Ameliyathaneye çıktık, ben hemen Dr. Mehmet Yerebasmaz’ı çağırttım geldi. Ne o ? dedi. Dedim Mehmet bu İlhan doktor beni bayıltacakmış, boğaz deliğimden ses tellerinin arkasına bakacakmış. Bu İlhan’a pek güvenemiyorum. Beni bayılttıktan sonra ses tellerinin arkasına hangi delikten bakacağı belli olmaz. Onun için ben bayılınca bana mukayet ol dedim. Dünya değişti, biz mi geri kafalıyız anlamadım. Bizim geri kafalılığımızı ancak Dr. Mehmet izah edebilir. Onun için ondan yardım almak istiyorum! Soruyorum; Bir genç kız hem hamile hem talebe olabilir mi? Türk müslüman örf ve adetlerinde böyle bir olay var mı? Böyle şeylerin TV de konuşulması ayıp değilmi? (5 günlük hamile talebe kızımız polisin faşist baskısına maruz kalmış) Bu hamile genç kızımız öğrenci değilse öğrenciler arasına karışıp neden polise saldırmış? Eğer öğrenci değil de normal hamile genç kızsa mesele yok!! O kendi yolunu tutturmuş gidiyor Tv. de konuşmaya gerek yok. Bu hafta bir gazetenin baş sayfa haberi kadının biri ikiz çocuk doğurmuş, gazetenin baş sayfasına resimler basılmış. Çocuklardan biri kocasından, diğeri ise gündüz buluşup ..... yaptığı sevgilisindenmiş. Bu olay sanki çok matah bişeymiş gibi gazetelerin baş sayfasında veriliyor ayıp değil mi? Bunu vicdanlara soruyorum. Teknik olarak mümkünmü? bunu da Dr. Mehmete soruyorum !!! Yazıyı bağlayalım; Ben yazımda bizimle ilgili komik şeyleri anlatırken belki aleniyen anlatılması hoş durmadı. Ama benim anlattıklarım bugün Tv de, gazetelerde anlatılanların yanında pek masum kalmaktadır. Olayı sizin değerlendirmenize bırakıyorum....