Görüntülenen Sayı: 2062
2803 | Yayım Tarihi: 3 Aralık 2010 Cuma
  • Ana Sayfa
  • Haberler
  •  Spor 
  • Köşe Yazarları
  • Bunları Biliyor musunuz?
  • Vefatlar
  • Güneşlik
  • Dost Siteler
  • Künye
  • İletişim
  • Son Sayı
Ana Sayfa » Köşe Yazıları » HEY GİDİ FATSA HEY!

HEY GİDİ FATSA HEY!


Facebook'ta Paylaş

 Bundan 10 yıl kadar önce, üniversitede okuyorum. Fatsalı çoğu arkadaşım, tatilde okudukları şehirde kalırken, ben özlemini duyduğum şehrime dönüyorum, heyecanla. Nasıl özlenmez ki bu şehir? Saat sabahın yedisinde düşersin Fatsa’ya. Bir de güneşliyse hava, bir başka güler bu şehir insana. Sanki yıldızlar geceden düşmüştür suya. Deniz deniz değil tut ki galaksiden bir parça. Birde girdiysen demas yoluna, ciğerlerin dolar kumun kokusuyla. Sonra garajlara doğru yaklaşır otobüs usulca. Tam dönerken sapaktan, alabildiğine orman sağın çam ağacından. Sağ tarafın yeşil, sol tarafın mavi sorarım size var mı bu şehirden güzeli.

Bir zamanlar böyleydi benim Fatsam! Festivaller yapılan, Kayra gibi uluslar arası yarışa ev sahipliği yapan, Amerika’da kardeş şehri olan, iskelesine gemilerin yanaşabildiği, lağım değil kum kokan, deniz kokan bir şehirdi bu şehir. O zamanlar köyden gelenler parklarda, bahçelerde dilediğince çekirdek çitleyip, oturabiliyordu maaile. Fatsa Spor Sivas’la, Akçaabat’ı dörtleyip, az bir şeyde ufalayıp yolluyordu memleketine. İnanmazsınız o zaman ağaçlarına da sahip çıkıyordu bu şehir. Sazcıların yanında ki çam ağaçları dimdik yerindeydi kırk yıl önceki gibi. Hakikaten şimdi nerede o çam ağaçları bilen var mı? Varsa beri gelsin de bizde bilelim. Pekala tarihi bir kavlan ağacımız var ya, onun hali şimdi nicedir gören var mı? Göremediyseniz ben söyleyeyim. Tam karşısında bina yapıyor bir hemşerimiz. O inşaatın elektrik kablolarına, direk vazifesi yapıyor. Bana inanmıyorsanız oradan geçerken kafanızı kaldırıp bir bakın. Daha enteresan olan, o kabloları kavlan ağacına bağlarken iki tane dalı kırmaları. Kültür Bakanlığı korumasında olan bir ağacın, zabıtaya şikayet edilmesine rağmen, ‘korunamaması’ ibretlik bir durum değil mi sizce de?

Kimse yazımda belediyeyi hedef aldığımı düşünmesin lütfen. Onların olduğu kadar bizlerinde suçu var bu yaşanılanlarda. Halk memleketine sahip çıkacak, onu kendi eviymiş, ailesiymiş gibi koruyacak ki burası yine cennetten bir parça olsun. Bizler uyursak, bizler ‘-Aman bana ne sonra!’ dersek, sonradan başımıza gelenlere itiraz bile edemeyiz. Şimdi sahip çıkalım ki sonra üzülmeyelim.

Not: Fatsa’mızın değerli sanatçılarından Dursun Ali Akınet, noktayı koysun yazıma.


KAVLAN AĞACI

Asırlardır burada duruyorsun
Bir yemiş mi verdin kavlan ağacı
Rüzgara gem vurup durduruyorsun
Nedir senin derdin kavlan ağacı.

İlk gören sen miydin güneş doğarken
Neler duydun bulutlara değerken
Çıplak dallarına karlar yağarken
Üşüdün ürperdin kavlan ağacı.
Bir sevda uğruna tutuşup yansam
Düşlerime girsen öyle uyansam
Ne zaman gurbette sılayı ansam
Aklımdan geçerdin kavlan ağacı.

İdam sehpasıydın kırklardan önce
Asılıp can vermek kolay mı sence
İnfazın ardından hüzün çökünce
Tir tir tir titrerdin kavlan ağacı.

Felekten bir gece çalmak isterdim
Seninle beraber olmak isterdim
Her zaman yanında kalmak isterdim
Sen neler isterdin kavlan ağacı.

Yalnızca aboneler yorum yazabilir.

Abone Bilgileri

Abone girişi yapınız
Abone Kodu:
Parola:
Şifrenizi almak için tıklayın

  • Hava Durumu
  • Arşiv


Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü






 Güneş Gazetesi © 2005-2025 Her hakkı saklıdır.