ÇEVREYİ YOK EDEN YAĞMACI BEYAZ ADAMLAR
ÇEVREYİ YOK EDEN YAĞMACI BEYAZ ADAMLAR
Uzun Kurban Bayramı tatilinde Amerikalı yazar Robert M. Pirsing’in “Ahlakın Sorgulanması” adlı kitabını okudum.
Kitabın bir bölümünde Komançi Şefi “On Ayı” nın Vashington’dan gelen yetkililere yönelik yaptığı konuşma yer alıyordu. Çok hoşuma giden bir bölümünü sizlerle paylaşmak istedim.
On Ayı şöyle diyordu:
“Sizin bana söylemiş olduğunuz, benim hoşlanmadığım şeyler var. Bunlar şeker gibi tatlı değil. Su kabağı gibi acı… Siz bizleri bir kampa yerleştirmek ve bize evler ile sağlık ocakları yapmak istediğinizi söylediniz.”
“Ben bunları istemiyorum.”
“Ben rüzgârın özgürce estiği ve güneşin ışıklarını kesecek hiçbir şeyin olmadığı kırlarda doğdum. Ben kuşatılmış alanların olmadığı ve her şeyin özgürce soluk aldığı yerlerde doğdum.”
“Orada ölmek istiyorum. Duvarların arasında değil.”
“Rio Grand’e ile Arkansas arasındaki her dereyi, her ağacı bilirim. O ülkede avlandım ve yaşadım. Benden önceki atalarım gibi yaşadım ve onlar gibi mutlu yaşadım.”
“Ben Vashington’dayken büyük baba bana tüm Komançi ülkesinin bizim olduğunu ve orada yaşamamıza kimsenin engel olamayacağını söyledi. O halde neden bizden nehirleri ve güneşi ve rüzgârı terk edip beton evlerde yaşamamızı istiyorsunuz?”
“Bizden koyun için bufalodan vazgeçmemizi istemeyin. Genç erkekler bundan söz edildiğini duymuş. Ve bu onları üzmüş… Ve kızdırmış… Artık bunun lafını etmeyin.”
“Teksaslılar ülkemden uzak dursalardı barış olabilirdi. Ama o üzerinde yaşamamızı söylediğiniz yer çok küçük.”
“Teksaslılar otların en gür ve ormanların en iyi olduğu yerleri aldılar. Bizde kalsaydı, bizden istediğiniz şeyleri yapardık. Ama artık çok geç… Beyaz adam sevdiğimiz ve yalnızca ölene dek kırlarda gezmek istediğimiz yerleri aldı. “
“Bana söyleyeceğiniz hiçbir iyi şey unutulmayacak. Büyük ruhun adı kadar sıklıkla dilimde olacak. Ama ülkemde otları kirletecek kan istemiyorum. Ülkemi hep temiz ve saf istiyorum.”
“Ve diyorum ki; halkımın arasına giren biri, geldiğinde barışı bulsun. Ve giderken de burada bıraksın. “
Evet değerli okurlar; Komançi Şefi’nin tarihten silinmeyen bu ulu söyleminde kendinizi birazcık görebilmek adına içinizdeki işgalci beyaz adamlara bakmanızı istedim.
İstedim; çünkü o beyaz adamlar gelmiş geçmiş en tehlikeli yaratıklar… Onlar sadece doğaya değil, kendilerine de acımasızsalar, üstü kapalı da olsa zihinlerimizde deşifre edelim istedim.
İstedim; çünkü sırtı jiletlenmiş ormanlar, çöplerle kirletilmiş sulak alanlar, aşağılanmış din, dil ve gelenekler, koyunlar, sığırlar, tohumlar birer birer ranta dönüşerek yağma ediliyorsa sizce kimdir o yok edici, yağmacı beyaz adamlar?