SANA NE YAPTILAR ÖĞRETMENİM?
Hani zaman gelir, artık pes dersiniz ya. Aynen öyleyim şu günlerde. Şu kısacık iki ayda, eşimle on defa vedalaşmaktan bıktım. Ardeşen’e gidip tekrar geri dönmekten bıktım. Evladım daha doğalı dört ay olmuş ama onun kokusunu alamamaktan bıktım. Şimdi diyeceksiniz Allah sağlık versin de gerisi kolay. Değil işte gerisi kolay. Ben sağlıklıyken onlarla olmayacaksam ne keyfi var ki yaşamanın.
Bu ülkede ne hükümetler geldi geçti de, hala öğretmenlerimizin sorunları düzelmedi ya, ben asıl ona yanarım. Aslında her milletvekilinin, her bakanın, her başbakanın hatta cumhurbaşkanının onlarca öğretmeni olmadı mı? Yoksa Matrix’deki gibi, onları da sandalyeye bağlayıp öğrenecekleri bilgiler, kabloyla enselerinden mi yükletildi? Eğer böyle olmadıysa, onlarda onlarca öğretmenin tezgahından geçtiler değil mi? Peki hiç mi görmediler öğretmenlerinin yaşadıkları sıkıntıları? Hiç mi tasalanmadılar onlar için? Hiç mi yoktu ikinci işleri, öğretmenlerinin? Ya da hepsi ailesiyle mi yaşıyordu birlikte? Eee madem ki biliyorsunuz, madem ki görüyorsunuz peki niye hala duruyorsunuz? Vergi için af geliyor, dağdaki terörist için af geliyor artık öğretmenleri de affetsenize. Sözleşmeli diye bir icat çıkarmışsınız eşlerden biri kadroluysa, diğeri sözleşmeli ise, biri düşüyor Hatay’a, diğeri düşüyor Edirne’ye. Şimdi ne yapsın bu iki öğretmen. Sözleşmeli olanın hele ki, hiç şansı yok tayininin çıkmasına. Peki ne bu eziyetiniz öğretmenlere? Ne yaptılar size bu insanlar? Bu insanlar değil miydi Hz. Ali, Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim, Başöğretmen Atatürk tarafından övülen. Bu insanlar değil miydi sizleri o koltuklarda oturtan. Siz eğer şuan o makamlardaysanız kendinizden çok onların var emeği. Hanginiz itiraz edebilir ki buna? O zaman onlar içinde bir komisyon kurun ve bitirin lütfen öğretmenlerimizin dertlerini.
Çünkü onların daha işi bitmedi. Onlar sizlerin çocuklarını, benim çocuğumu, birilerinin torunlarını, yine oya işler gibi ağır ağır işleyecekler. Onlar mutlu olmalı ki çocuklarımıza keyifle öğretsinler bildiklerini. Onların kafası rahat olsun ki koşarak gelsinler okullarına, yüzleri gülücük saçsın o küçücük yavrularına. Onlar gülsünler ki çocuklarımızda gülsün doyasıya. Anneler gibi sizinde Öğretmenler Günü’nüz her gün benim gönlümde. O yüzden ben 26 Kasım’da kutluyor ve başta Sevgili Eşimi, Ana sınıf Hocam Ahsen Yıldız’ı, şimdi ki halimde en büyük emeği olan İlkokul Öğretmenim Ahmet Yılmaz’ı, bana tarihi sevdiren Mustafa Keskin’i, edebiyatı sevdiren lise hocam Sevilay Çüruksuyu, bizi sınavında yalnız bırakarak, kopya çekmeyeceğimize inanan İlhan Şensoy’a (üniversite sınavında bile kopya çektim, sizin sınavınızda çekmedim hocam), üniversitede bana şiiri aşılayan Hafize Kordel’e, bana güzel konuşmayı öğreten Zafer Ergin’e ve ismi bu sayfalara sığamayacak hocalarıma şükranlarımı sunuyorum. İyi ki vardınız, iyi ki bana sizlerden bir parça kattınız. Hakkınızı helal edin! MAVİ AT HALI SAHA TURNUVASI
Bünyesinde bulunduğum, Fatsa Şizofreni Dostları Dayanışma Derneği tarafından, mağdur durumda olan şizofreni yakınları olan aileler yararına halı saha turnuvası düzenliyoruz. Turnuva Aralık ayında başlayacak ve kurumlar arasında olacak. Kurum dışı sadece iki futbolcu oynatabilecek takımlar. Kavga olmaması ve eşitsizliği önlemek için 25 yaş altı oyuncular oynatılamayacak. Takımlar en az üç maç oynayacak. Katılım ücretini ise takım başı 250TL olarak belirledik. Kazanan takıma koç hediyemiz olacak. Şuan katılım üst düzeyde, biz sınırlı takım alacağımız için bir an evvel bize ulaşmanızı rica ediyorum. Hepinize umut dolu günler dilerim efendim.