ESKİDENDİ ÇOK ESKİDEN
ESKİDENDİ ÇOK ESKİDEN
Eski şekerlerin tatları daha mı güzeldi yoksa şimdiki şeker pancarlarının mı tadı yok? Suçu GDO ‘ larda aramalı belki. Aslında sadece şekerler de değil belki de bayramların tadı tuzu yok eskisi gibi. Hadi biraz daha genişletelim hayatın eski tadı tuzu yok belki de.
Eskiden alım gücü az ama onun verdiği mutluluk daha fazlaydı sahi. İnsan bulaşıkları Mintax lamayı, Vim ile yüzeyleri ovalamayı özlüyor belki de. Tipitip çiğneyip tek kanallı televizyonda vahşi batılı kovboy filmi izlemeyi. Bayburt işkencesi Pazar Konserlerini bile özlüyor insan. Oysa Rahmetli Hikmet Şimşek nasıl da canını dişine takıp uğraşırdı bir nesle klasik müzik dinlemeyi sevdirmek için.
Şimdilerde bir market dolusu mal giyimden aksesuara sizi bekliyor, televizyon derseniz kanal kanal gezin gezebildiğinizce. Ama bu popüler kültürle hayat yapay tatlandırıcı katılmış gibi. Keçiboynuzundan ne kadar tat alabilirseniz artık. Ömür GSM operatörleri ile dijital uydu alıcıları arasında koşturmacayla hatta imtihanla geçiyor.
Asıl sorun biraz da yapaylıkta galiba. Seçtiğimiz yöneticilerden satın aldığımız gıdalara kadar her şey yapay. Eskilerin içtenlik dediği şey yerini yapaylığa bıraktığından olsa gerek tartışma programları bile son derece samimiyetsiz. İnsanlar savundukları şeylere önce kendileri inanmıyorlar sanki. Etik değerler deseniz ne idüğü belirsiz kadın ve evlilik programlarında çoktan ortaya karışık yanarlı dönerli meze olmuş.
Durum böyle olunca da günümüzde insanların Gepetto Usta ‘ nın kuklası Pinokyo ‘ dan pek de bir farkı kalmıyor. Tabii yalan söyleyince tabiatı gereği uzayamayan burunları saymazsanız. Daha da kötüsü artık insanoğlunda ruh yok ama Gepetto Ustanın kuklasında var. Oysa ne de güzel söylemiş Ömer Hayyam:
“Biz gerçekten bir kukla sahnesindeyiz
Kuklacı felek usta ,kuklalar da biz
Oyuna çıkıyoruz birer, ikişer
Bitti mi oyun , sandıktayız hepimiz” diye.
Burnumuz uzamasa da ,ruh gibi ruhumuz olmasa da birer kuklayız gerçekten.Ama ne sahne aynı sahne, ne de sandık aynı sandık.Oyun bile biraz fazla çalıntı ve bayağı yapay. Belki de Murathan Mungan ‘ ın dizelerindeki gibi her şey “eskidendi çok eskiden”. Nasıl derler hani herkes arkadaş, hani hala oyunlar sürerken o ruh, o samimiyet yani aslında keramet besbelli ki eskidenmiş çok eskiden.