BİZ ERKEKLER VE PLAYSTATİON
Bugün keyfim yerinde, eşim ve çocuğumla kavuşuyorum, hem de Fatsa’da. Kaç haftadır haliyet-i ruhiyemin kasvetli oluşu, yazılarıma da sirayet etmişti haliyle. Artık gurbete bir süreliğine mola verdiğime göre, kalemimdeki kasavete de mola verebilirim diye düşünüyorum. Bu sebeple daha keyifli bir hadiseden bahsetmek istiyorum size. Biz erkeklerin yegane dostu, eşlerimizin en azılı düşmanı Playstation’dan başkası değil son yıllarda. Mesela Acun eşini uyuttuktan sonra, Emre Belezoğlu’nun evine PES oynamaya kaçtığını söyledi, hem de gecenin tam üçünde. Serdar Ortaç ve Kenan Doğulu ise ünlü bir otelin lobisinde kapışıyorlarmış, üzerinde formaları, onlarca arkadaşlarıyla birlikte. Varın siz düşünün gerisini.
Playstation furyası, Comador64, Amiga ve Atari konsollarından sonra piyasayı etkisi altına almayı başardı. Biz Anadolu Lisesi’nde, orta sonda okurken keşfettik bu cihazı. Bilenler bilir şimdi Alparslan Abi’nin (Küçükali) sahildeki mağazasının olduğu yerde, Fantastik diye atari salonu vardı. İlk önce Sreet Fighter, Sensible, Kick of ile başlayan oyun sevdamız Oktay Abi’nin salona, Playstation alması ile katlanarak büyüdü. Biz (Önder Kaya, Uğurcan Çavuşoğlu, Ahmet Kartal, Ekrem Çamaş, Uğur Güngör İlker Yiğit, Selim Ataoğlu, Ali Can Ateşli, Zakir Lazoğlu, hatta bizden küçüklerden Ahmet Karamustafa) şimdi PES denilen, bizim zamanımızda Japon dediğimiz, oyunu oynardık her daim. Bu durum haliyle okuldan kaçmaya kadar vardı. O kadar abarttık ki Müdürümüz Özer Aktepe arada gelip, yoklamayı orada alıyordu. Şimdi bu saydığım isimlerin bazısı mühendis, bazısı bankacı, bazısı doktor bazısı ise avukat oldu çıktı. Ve eminim ki onlardan hiçbiri, o eski dostunu bırakamadı. Ben mesela evlenme arifemde Dubai’de çalışan Hüdaver Amcamdan (Şanlı) düğün hediyesi olarak Playstation 3 istedim. O da benim yüzsüzlüğüme aldırmadan getirdi sağolsun. Bazen eşim onu kuması gibi hissetse de, evimdeki en önemli eşyam olur kendisi.
Bu gurbetlik günlerimin, saati uzatılmış gecelerinde, çok sayıda oyun deneme imkanı buldum. En başta geçen sene PES 2010’a fark atan FİFA’nın 2011’ini aldım. Şöyle söyleyeyim ha gerçek bir İngiltere Ligi maçı izlemişsiniz, ha bu oyunu oynamışsınız. Tek kelimeyle ‘muhteşem’ bir oyun. Ailemizin gazetecisi Ahmet Altay ile Nusret’in yerinde denediğim PES 2011 ise tam bir fiyasko olmuş. Yıllarımızı verdiğimiz bu oyunun bu halde olması beni üzmüyor desem, yalan söylerim. Yeni bitirdiğim oyun olan God Of War 3 ise diğer serilerinde olduğu gibi harika olmuş. Kahramanımız Kratos yine elini kana buluyor hatta elini kandan hiç çıkarmıyor. Grafikler ise kusursuz. Eğer ilerlemeli bir oyun arıyorsanız hiç düşünmeyin, alın. Hakan Abi’den (İnoğlu) ödünç aldığım Uncharted 2’de ise, aksiyonu iliklerinize kadar hissedeceksiniz. Eğer kalbiniz filan varsa oynamayın derim ben. Hele de analog kolunuz titreşimliyse vay halinize vay. Ben şimdiye kadar çok oyun oynadım ama bu kadar iyi bir grafik, bu kadar iyi aksiyon sahnelerini hiç görmedim. Playstation 3’ü %100 kapasiteyle kullanan tek oyun dersem, herhalde ne demek istediğimi net bir şekilde anlarsınız. Son olarak ise size tavsiye edeceğim oyun, NBA 2K11. Basketbol oyunlarında devrim niteliğinde sayılabilecek bir oyun çünkü bu oyunda yıllar sonra Micheal Jordan var. Onu izlemek için geceleri saat kurup az kalkmamıştım çocukluğumda. O her onun için uyanışımın hakkını vermişti ama, yalan yok. Şimdi NBA 2K11 ile, biz hayranlarıyla tekrar buluşuyor. Onun için özel hazırlanmış bölümler var oyunda. Mesela 63 sayı attığı bir maçta biz onun attığı sayıyı geçmeye çalışacaksınız ve aynı zamanda Dominque Wilkins’ı 24 sayının altında tutacaksınız. Bunun gibi özel görevler ve yenisiyle-eskisiyle NBA kadrolarını olduğu bir oyun istiyorsanız, bu oyun tam sizin için. Oyun tadında günler dilerim hepinize.Esen kalın!:)