GÜLLÜK ŞELALESİ
Fatsa İslamdağ beldesinin Güllük Şelalesi gibi: tabiat varlıkları o beldeler için Allahın cc. bir lutfu sayılırlar. Biz zaman zaman söylüyorduk, Güllük şelalesi beldemizin çok büyük bir şansıdır. Bunu değerlendirmek ve korumak da beldemiz insanlarının bir numaraları vazifeleri olmalıdır. Bu şelalenin GÜLLÜK diye ifade edilmesinin: Bu bölgede gülbahçeleri veya yaban gülü fidanları olmadığı halde: Sadece bu şelalenin güzelliğini ifade etmek için konulan en manalı bir isimdir. Kayalardan serpilerek inen su: Bir dönüme yakın kayadan oyulmuş bir havuza düşmektedir. Burada yarım tur yapan su, havuzun altında bir göle boşalmaktadır. Havuzun içinde 1 ve 2 metre arasındaki derinlik alt gölde iki buçuk metreyi bulmaktadır. Burada bir kepez olduğu söylenmektedir. Buraya kendini atan bir kızcağızı, mısır çapalayan insanlar, çapa kazmasıyla takıp çekmişler, kurtarmışlardı. Gençler de dahil burada insanlar yüzmezlerdi.
Çok seneler önce Rahmetli Kaymakam Fuat Aslan ve bir gurup bürokratla Güllük Şelalesine pikniğe gitmiştik. Rahmetli burayı çok sevmişti. Ben de Kaymakam bey, burayı mesire yeri yapmak istiyoruz, buraya bir yol açalım demiştim. Aman açmayın, insanlar buranın tabii güzelliğini bozarlar demişti. Kaymakam Fuat Bey, şimdi Bursa valisi olan Şehabettin Harput’dan sonra bana en yakın olan bir Fatsa kaymakamı idi. Bir çok yerlere piknik yapmaya gitmiştik. Bizim bir de tapulu arazilerimiz olan bir yaylamız var. Orada merkezde bir cami inşa edeceğiz. Fatsa müftü vekili, Kumru müftüsü ve kalabalık bir gurubuz. Tam merkezden bir yer işaretliyoruz. Kaymakam Fuat bey, ilk 50 torba çimento benden, fondan değil, kendi paramla alacağım . Kazmayı vurun, gelin benden 50 torba çimentoyu alın demişti. Kış yakın diye inşaata başlayamadık. O kalış kaldı. Sonradan yeri elinde tutan insan da bu işe pek sıcak olmadı. VE İŞ KALDI...
Gelelim bahse: Rahmetli Kaymakam Fuat Aslan’ın: Burayı insanlar kirletirler dediği tahribat belki de bin fazlasıyla yapıldı. Şelale tamamen tahrip edildi. Binlerce ton büyük kaya kopartılarak, iki gemi yükü kaya Rusya’ya ihraç edildi. Bize gelen bilgilere göre Rusya’da kaya varmış, doğal güzellik bozulmasın diye onlara dokunmuyorlarmış. Kaya ihtiyacını ithalatla karşılıyorlarmış. Karayolları Bölge Müdürlüğünün elbetteki bu işlerde müsadesi alınıyordur. Bunlar ancak tahkikatla açığa çıkabilecek işler. Bu güzel şelalenin tahribini biz ancak şöyle ifade edebiliyoruz. ( kötülük timsali sayılan, işgal orduları bile böyle güzel bir şelaleyi tahrip etmezdi. ) Bunu nasıl yaptılar diye çok merak ediyorum. Bu bizi kahredesiye üzüyor. Bu insanlardan sonuna kadar davacıyız. Allah cc. bunların cezalarını verecek diye inancım var. Bir başka sıkıntımız daha var. Açılmış 50 senedir çalışan yolların kenarına da, ha babam istinat duvarı yapıyorlar. Yukarıda devlete Türk Lirası belki de dövizden çok daha fazla lazım. Bunu düşünen hiç yok. Bize göre bunlarda da gizli bir çıkar var.
Yukarıda bunun benzeri işleri yapan insanlar ağır hapisle yargılanırken her halde bunun benzeri bir cezayı bizimkiler de hak ediyorlar. Bunların arkasında siyasi güç de var. Ben gördüğüm, bildiğim, duyduğum herşeyi hem müfettişlere, hem savcılara ve hem de mahkemelerde hiç tesir altında kalmadan söylerim. Bunlara mutlaka bir çare bulmak lazımdır. Yolun kenarındaki 50 senelik kayanın önüne de duvar yapılıyor. Hiç gereği yokken şevi kazılıyor duvar yapılıyor. Türkiye büyük devlet oluyor. Şimdi gereksiz parayı israf etme zamanı mı? Bu kaynakları temin edene kadar sayın başvekil ve bakanlar neler çekiyorlar. Hiç gereksiz yere ( aradan para çırpmak için) bu işleri yapmak Allah’tan reva mı? Kaynakları yok ederek, bu kaynakları temin eden insanları arkadan hançerlemek hangi vicdana sığar? Biz yapılan bu yolsuz işleri hep yazalım desek dört sayfaya sığdıramam. İllaki müfettişlere ifade vermemiz gerekir. Bu işleri sonuna kadar takip edeceğiz. Vatanın yüksek menfaatlerini korumak hepimizin boynunun borcudur.
İnşallah biz bu borcumuzu hakkıyla yerine getireceğiz...