Kızılay Haftası

Facebook'ta Paylaş

Kızılay Haftası
“29 Ekim – 4 Kasım
İnsanların yaşamlarında hiç arzu edilmeyen yıkım günleri vardır.Yer sarsıntısı, sel, yangın, toprak kayması, savaş, kuraklık, salgın hastalıkları, volkanların patlaması bunların başında gelir. Beklenmedik bu felaket günlerinde acele yardıma gerek vardır. Yıkıma uğrayanlar; sağlık, beslenme, barınma ihtiyaçlarının kapsamlı biçimde giderilmesini beklerler.
Kara gün dostu Kızılay, insanlara yardım elini uzatan en güçlü kurumdur. Kızılay’ı tanımak, tanıtmak, yardımcı olmak amacıyla her yıl 29 Ekim 4 Kasım’ı kapsayan günler Kızılay Haftası olarak belirlenmiştir. Öğrencilerimizin ve tüm yurttaşlarımızın şefkat, yardım severlik duygularını pekiştirmek;insan yaşamını, sağlını korumak. İnsan onuruna saygının önemini hatırlatmak. Ona göre davranışlar kazandırmak amacıyla Kızılay Haftası düzenlenir.
Kızılay Nasıl Doğdu:
İsviçre’li Dunant 1859 Sol ferino savaşında yaralanan binlerce askerin acıları içerisinde kıvrandığına tanık oldu. Çevre halkıyla birlikte askerlerin yardımına koştu. Canla başla çalışıp pek çoğunu yaşama kavuşturdu. Yaptığı çalışmaları bir kitapta topladı. Bu kitap , insanları savaşta yaralananları yardım konusunda harekete geçirdi.
İsviçre hükümetnin çağrısı üzerine 1863’de 12 ülkenin katılması ile “Kızılhaç” derneği kuruldu. Kızılhaç’ın kurucusu Duantin ülkesinini bayrağından esinleniyor. Kızılhaç derneğinin amblemi meydana getirildi. Bu beyaz üzerine kırmızı artı işaretidir. Sözleşmeyi imzalayan 12 ülkede işbirliği ile kısa sürede kızılhaç dernekleri kuruldu.
Osmanlı Devleti Cenevre sözleşmesini imzaladı. 11 Haziran 1868’de İstanbul’da Kızılay Derneği kuruldu. Bu dernek 14 Nisan 1877’de Hilali Ahmer Cemiyeti adını aldı. Böylece Dünya devletlerince tanındı.
1914 – 1918 yılları arasında dünyayı kana boyayan birinci dünya savaşında Kızılay çok yararlı hizmetler verdi. Cumhuriyet devrinde Kızılay’a gereken önem verildi. Ankara’da kendi adını meydanda Kızılay Genel Merkezi binası yapıldı. 1925’te Kızılay hemşire okulu açıldı. Türk Dil Devriminden sonra Atatürk “ Türkiye Kızılay Cemiyeti “ adını verdi. 1947 yılında “Türkiye Kızılay Derneği” adını aldı.
Türkiye Kızılay Derneği tüm yurtta 650 şubesi, 20 kan merkezi ve dispanseri, otuzu aşkın aşevi ile zorda kalan yurttaşlarımıza yardım elini uzatmaktadır.
Kızılay, ortadoğu ülkelerinin güçlü yardım kuruluşudur.Aynı zamanda dünya Kızılhaç örgütüne bağlı olarak hizmet vermektedir.
Herkes Kızılay’a üye olabilir. 18 yaşını bitirmiş her türk yurttaşı Kızılay’ın asıl üyesi, sürekli üyesi, dost üyesi olur. İlköğretim ve ortaöğretimde Kızılay Gençlik Teşkilatı kurulur. Okullarımızda Kızılay kolu, bu değerli Sosyal Dayanışma Kurumunu tanıtıcı, destekleyici çalışmalarını severek sürdürür.
Kızılay’ın gelir kaynakları; yardım sever yurttaşların para, mal, mülk bağışlar.Üyelerin ödentileri toplanan yardımlar, Hükümetin, il özel idarelerinin, belediyelerin, köy bütçelerinin katkılarından oluşur. İnsanlık duygusu taşıyan yardımsever her Türk, Türkiye Kızılay Derneğine yardım eder. Onu ayakta tutar. Bu en seçkin insanlık ve yurttaşlık görevidir.
Türkiye Kızılay Derneği; yaşlılar konukevi, çocuk gündüz bakım evi, kan merkezi, gençlik kampları, öğrenci yurtları ile yardıma muhtaç pek çok kişiye şefkatli elini uzatır.
Kızılay’ın insanlık hizmeti yurdumuzun sınırlarını aşar. Dış ülkelerde meydana gelen felaketlerde acı çeken, aç, susuz, barınaksız kalan insanların yardımına koşar.Onlara, ilaç, doktor, hemşire, çadır, un ve diğer yiyeceklerden gönderir. Irk, din, dil ayrımı yapmaz. Her zaman gönlümüzde, yanımızda olan “Kara gün dostu” Kızılay’ı tanıyalı. Sevelim, destekliyelim, tanıtalım. Unutmayalım: ”Dost kara günde belli olur.”
Yurdunu ve ulusunu seven insan, Kızılay’ın şerefli hizmetlerine destek veren insandır.
Bir damla kan, bir hayat kurtarır.
Ne verirsen elinle; o gider seninle.
Kızılay ocağı, şefkat ve ana kucağıdır.