İFLAS ETMENİN YOLLARI
BANA KARTONDAN BACAK YAPAR MISIN,
KOMUTANIM?
Bir bacağı kopmuş Er Halil’in. Şırnak’ta karanlık bir gecede, hain bir pusuda, o pusudan da hain bir mayına basmış Halil. Askerliğinin bitmesine 17 gün kala, sadece 17 gün… Biliyor musunuz Halil bir de nişanlı. Askerlik bitecek sonra davullar çalacak Sivas’ta, halaylar çekilecek ayakları yoruluncaya kadar. Ama Damat Halil, tek bacakla nasıl çekecek halayı? Diyor ki Halil hasta yatağından komutanına ‘Bana kartondan bir bacak yapar mısınız komutanım? Vallahi kendim için değil, anam, babam, nişanlım beni böyle görmesin diye komutanım. Üzülürler sonra komutanım.’
Bu sahne, eminim ki izleyen herkesin yüreğini dağlayan, Güneydoğu’dan Öyküler: Önce Vatan dizisinden. Show TV’de Çarşamba akşamları yayınlanan bu dizi eminim çok ses getirecek. BDP’li milletvekilleri diğer askeri dizileri kaldırılmasını istemişti. Şimdi ki hedeflerinin bu dizi olması ise kuvvetle muhtemel. Tabii bu dizilerin yayınlanmasına niye tepkililer bunu da anlamak mümkün değil. Sanki bu olaylar yaşanmıyor, sanki oralarda her şey güllük gülistanlık. Ha bunları izlemek zorlarına gidiyorsa onu da bilemem.
Öyle bir ülkemiz var ki artık en acı olaylar bile gözümüzde sıradanlaştı. Hanefi Avcı’nın dediği gibi, lağım kokan Haliç’in yanında, piknik yapmaya benziyor olaylara bakışımız. Öyle ki artık şehit haberleri bizi hiç etkilemiyor. Hadi onlar uzakta, canımızdan can değil ki diyelim. Peki yanı başımızdakiler, mahalleden bir komşumuz mesela ya da bir akrabamız öldü diyeli, biz ne yapıyoruz cenazeye gidiyoruz sonra gündelik zevklerimize kaldığımız yerden devam ediyoruz. Eskiden bu böyle miydi peki? Hayır, kesinlikle öyle değildi. O cenaze sahibinin acısı bizim acımızdı. Onların derdi bizim derdimizdi. Mesela çocuktum o zaman, bizim evde bir hafta televizyon açılmazdı. Şimdi ki çocuklara ya da gençlere kapattırın bakalım televizyonu kapattırabiliyor musunuz? Kapattıramazsınız efendim.
Lütfen genç kardeşlerim uyanalım artık. Bu vatan sadece Halil’le emanet değil Ata’mızdan, Çanakkale’de, Sakarya’da, İstanbul’da, Ankara’da, Malazgirt’te şehit düşen ecdadımızdan emanet hepimize. Biz birlik olalım, biz bir olalım ki yıkılsın bu şer güçler. Artık uyanmanın sizce de tam zamanı değil mi? Unutmayalım bugün Halil’e, yarın bize dönecek namlunun ucu. O yüzden o şehit ailelerinin acısı bizim acımız, o gazilerin kopan ayağı bizim ayağımız olmalı. Biz o şerefli, vatanı için canını hiç gözünü kırpmadan veren dedelerin torunlarıysak, topla, tüfekle yıkamazlar bizi. Onlar, yani bizi yıkamayanlarda bunun farkında. O sebeple bizi, kitle iletişim araçlarıyla birbirimizden soğutuyorlar, hissisleştiriyorlar. Biz her acıda, her kötülükte tek yürek olalım ki, bitsin bu amansızca akın. Ben inanıyorum ki bizler BİR oldukça ferah, aydınlık günler hiç uzakta değil. Hepimizin tek bilek olduğu yarınlarda görüşmek üzere efendim. Esen kalın!