İTHAL KURBANLIK
İTHAL KURBANLIK
Hey yavrum hey... Hergün gemiler dolusu ithal kurbanlıklar geliyor.
14.10. 2010 450 bin baş koyun ve 25.10. 2010 85 bin büyükbaş hayvan geldi ve Trakya’da satışa sunulmaya başladı. Sanki batan geminin malları gibi kapan kapana.
Bunlar ne ki. İsrafı, yağmayı sevdiğimizi hemen anladılar. 100 bin, 200 bin, 500 bin canlı hayvan daha gemilerle gene yolda. Hatta konteynır dolusu üç- beş yıllık tonlarca stok etlerde takviyesi. Doyuruyorlar bizi.
Hey yavrum hey... Bunlar batan geminin son yağmaları. Yağmacılarla, yağmalananları ayırt edene helal olsun.
Bugünlere nasıl gelindiğini bir düşünün. Bir düşünün böylesi bir yağmanın rantını.
İthal et, ithal hayvan furyasının yaşanacağını üç yıl önce yazmıştım. AB ülkelerinde et ve canlı hayvan stoklarında büyük artışlar yaşandığını ve bu stokların ülkemiz insanlarına tükettirilmek istendiğini anlatmıştım. Çünkü sayın hükümet taaa o tarihlerde bu ülkelerle çoktan bir sözleşme imzalamıştı.
Sayın hükümetin hayvancılıkla ilgili son beş yıllık politikalarını anlatmaya gerek yok. Yaptığı sözleşme gereği hayvan üretiminde sorun yaşanması gerekiyordu ve bunda da başarılı oldular.
Neymiş de ucuz et yiyecekmişiz. Aha ithal et. Aha ithal kurbanlıklar. Ucuz et yiyecekmiyiz göreceğiz.
Ulema değilim, fetva veremiyorum. Ama mantığım şöyle diyor.
Ülkesinin verimli otlaklarında hayvancılık yapamayacak kadar acze düşürülmüş bir milletin inançları gereği de olsa ithal kurban kesmesi caiz olmamalı.
Diyanetin ilk fetvası da böyleydi ama ne gariptir kibu fetvayı geri çektiren güçleri de görmüş olduk. Diyanet sustu. Taşeron fetvacılar devreye girdi. İslami kurallar sözcüğüyle aczin ve israfın üstünü de örttüler.
Ülkenin fotoğrafı belli. Üretmeden tüketmeye alıştırılmış bu milleti görmemek için kör olmak gerekmiyor.
İnancımız gereği kurban kesmenin mutluluğunu elbetteki tatmak isteriz. Ancak hayvancılıkta yaşanan sıkıntılara rağmen inançlarımızı pazar haline getiren yasal rantiyecileri de görmek lazım.
Şu son beş senedir meralarımızda otlayan tek bir hayvan kalmamışsa bunun siyasi ve politik yönünün olmadığını düşünemeyiz.
Hayvancılık çökertildi, meralar boşaltıldı, tapu, kadostro kanununda yapılan değişiklikle meraların yabancı hayvan işletmecilerine satışı ve kiralanması kanunu hemen devreye girdi.
Bakmayın öyle 50 - 100 başlık hayvancılık kredileriyle destekleme yapıldığına o meralarda 10 binlik ve 50 binlik yabancı hayvan çiftlikleri kurulunca ne olacak göreceğiz.
Şu anda 300 yabancı hayvan işletmecisinin sırada beklediğini şimdiden hatırlatırım.