BAŞLAMAK BAŞARIDIR
Başlamak Başarmaktır!
Elime geçen bir davetiye beni yıllar öncesine götürdü. Hukuk fakültesinden mezun olup, yeni ofis açtığım yıllara. Ülkemizde hukuk fakültesini kazanmak zordur. Hele mezun olmak bayağı bir emek ister. Ancak en zor kısmı mezun olduktan sonra başlar. Biraz çalışkansanız biraz şansınız yaver giderse şimdilerde oldukça fazla sayıda olan hukuk fakültelerinden birine kalpağı atabilirsiniz. Çalışkanlığınız devam eder birazda ezberleme yeteneğiniz varsa mezun olmayı da başarabilirsiniz. Ancak mezun olduktan sonra o diplomayı kullanabilmek gerçek bir zeka ister.
Hakim olmak için gerekli, gerçekten zorlu sınavı başardınız diyelim. Önünüze yığılan devasa dosyaların içinden çıkabilmek için sadece çalışkan olmanız, sadece okulda okuduğunuz kitapları ezberlemeniz yetmez. Okuduklarını hayata uyarlama, olayları doğru yorumlama, eksiksiz analiz etme, yasalara uygun çözümleri üretme kabiliyetinizin de olması gerekir. Şayet keskin bir zekanız yoksa önünüzdeki dosyalar gün geçtikçe artar, elinizden iş çıkmaz, adalet yolunu şaşırabilir ya da gecikir, kişileri mağdur eder.
Diyelim ki tercihiniz avukatlıktan yana. Bu dalda sizi daha büyük zorluklar bekler. Vatandaş gelir, derdini anlatır. Daha doğrusu anlatamaz. Öncelikle siz onun anlattıklarından safi dikkat kesilip derdinin ne olduğunu doğru saptamanız gerekir. Teşhis tamamsa çözümün nasıl olacağını kestirebilmeniz ise ayrı bir yetenek sorunudur. Onca yıl boyunca öğrendiğiniz bütün hukuk bilginizi kullanarak devasa boyuttaki mevzuattan uygun hükümleri bulacak, davanızı doğru ve eksiksiz açacak, sıkı takip edecek ve başarıya ulaşacaksınız. İşiniz zordur. Başkaları; “Ne yapıyor canım iki kalem oynattı, iki satır yazı yazdı” der. Ancak bir siz bilirsiniz, o iki satır yazıyı yazıncaya kadar neler çektiğinizi…
Diyelim ki bu iki alanda size cazip gelmedi noter olmak istiyorsunuz. O zaman iyice yandınız demektir. Bir kere yukarıda saydığım mesleklerde ya da başka bir şekilde en az 15 yıl sıra beklemeniz gerekir. En genç kırk yaşından sonra nerdeyse kuş uçmayan, kervan geçmeyen mahrumiyet bölgelerinde yıllarca cebinizden para harcayarak hizmet vermek boynunuzun borcudur. Epey yıldan sonra geçiminizi sağlayacak, harcadıklarınızı geri toplayacak yaşanılır yerlere geldiğinizde ise, dışardan bakanlar;”Oh ne güzel! Katipler çalışıyor, noter keyfinde boş boş oturu yor.” derler. Zaten kâtipler de ne yapıyor ki iki mühür basıyorlar, noterlerde tersiz paraları istifliyordur onlara göre. Ancak noterlik koltuğunda oturanlar bilir; Sahte belgelerle oyuna gelmemek için neler çektiğini, işlem yaptıranların hukuki güvenliğini kısacık bir sürede sağlamak için nasıl ter döktüğünü…
Karşıdan bakınca her şey güllük gülistanlık gibi. Ancak masanın farklı iki tarafından aynı iş farklı görünür gerçekte. Velhasıl zordur bir mesleğe yeni başlamak...
Bu memlekette sadece bu mu zor olan diye bir koronun seslendiğini duyuyorum. Haklısın canım kardeşim haklısın, biraz da biz ölelim demekte haklısın. Keşke bütün zorluklar böylesine saygın bir işe başlayan gencecik bir adamın çekeceği zorluklar gibi olsa. Keşke bu ülkede herkesin böyle iyi bir diploma alma şansı olsa. Keşke herkes böyle saygın işler yapmanın keyfini yaşasa. İşşizliğin, yoksulluğun kol gezdiği bir ülkede benimkisi laf-ı güzaf işte….
Bu vesile ile Avukatlık mesleğine yeni başlayacak olan Sayın Av. Hikmet Altuntaş ile büro arkadaşları Sayın Av. Enes Abdullah Yörük ve Sayın Av. İbrahim Tepe’nin şahsında tüm mesleğine yeni başlayanlara başarılar diliyor, çalışma hayatına hoş geldiniz diyorum. Yolunuz açık olsun.
Herkesin gönlünün istediği işlerde çalıştığı, kazancının helal ve bol olduğu günlerde buluşmak umuduyla tüm yaşamınızda bereketin eksik olmadığı bol güneşli günler dilerim efendim.
.jpg)
