Ya Sabır!
Ya Sabır!
Geçen yazımda size vefa duygusundan, bazı kurumlara verilecek isimlerden bahsetmiştim. Bu isim konusunda devam etmek istiyorum. Bu konuda geçtiğimiz hafta Sayın S. Oral’ın muhteşem bir yazısını okudum. Aşağı yukarı benim duygu ve düşüncelerimi benden daha güzel ifade etmişti. Bu durumda yazıma onun görüşlerine tümüyle katıldığımı ve desteklediğimi ifade ederek başlamak istiyorum.
Ben ve benim gibi ilk ve orta öğrenimini Fatsa’da geçirenler yıllar önce okudukları ortaokulu kaybettiler. Eğitimin sekiz yıla çıkması ile birlikte ülke genelinde ortaokullar kapandı ve bizlerin ilkokuldan sonra 3 yıl eğitim gördüğü Fatsa Ortaokulu tarihin tozlu raflarında yerini aldı.
Şimdilerde ise düz liselerin Anadolu Liselerine çevrilmesi ile birlikte eğitim gördüğümüz bir başka kurum Fatsa Lisesi tarih oldu. Belli ki Fatsa Anadolu Lisesi adı altında bir başka okul olması nedeni ile lisemiz Anadolu’ya dönüştürülürken ismini zorunluluktan kaybetti. Kendimi bunu anlamaya zorluyorum. Biraz anlıyorum ama kabullenemiyorum.
Bir insanın okuduğu okulların tarih olmasını kabullenmesi zor. Köklerinin bir bir yok olmasını izlemesi zor. Lisemizin ismi değiştirilirken mezun ettiği onca öğrencinin duygularının hesaba alınmamasını anlaması zor. Lisemize kel alaka bir ad konulmasını anlamak zor, kabullenmek mümkün değil! Bizler en azından hiç ilgisiz bir ad değil de biraz bizim okuduğumuz, bildiğimiz ismini çağrıştıran bir ad konulmasını tercih ederdik. Necip Fazıl çok saygın, çok sevilen bir şair ama bizim kentimizle bizim lisemizle ilişkisi ne?
Ben kendi adıma hayatımın baharında üç yılımı geçirdiğim, sayısız anılarıma sahne olan ortaokulumun ardından lisemi de yitirdiğim için çok üzgünüm. Bunu dile getiren birkaç kişiden başka içimizde rahatsız olan başka kimse yok mu? İçimizde lisesini geri isteyen yok mu? Lisemizin sessiz sedasız ismi değiştirilirken, tarihimle ilgimiz koparılırken hep böyle sessiz mi olacağız? Biz ne zaman geçmişimize, bugünümüze, yarınımıza sahip çıkacağız?
İzninizle yazımı Necip Fazıl'ın değilde günümüzün hececi şairlerinden olan bir başka saygın şairin yazdığı bir dörtlükle bitirmek istiyorum.
Ya Sabır!
’’Neler geldi neler geçti felekten / Un elerken deve geçti elekten’’ Anonim
Bu da geçer, ne geçmedi erenler?
Yazı geçer, kışı geçer ya sabır!
Kâlp gözüyle insanları görenler;
Bir gün gelir adam seçer ya sabır!
Muammer Akman
Geçmişimize, bugünümüze, geleceğimize hep birlikte sahip çıkacağımız günlerde buluşmak umuduyla tüm yaşamınızda bereketin eksik olmadığı bol güneşli günler dilerim efendim.