BAYRAM GELMİŞ NEYİME
BAYRAM GELMİŞ NEYİME
Bayram geliyor. Bayramlar mutlu günlerdir. Bayram namazından gelen babaları eşi ve çocukları kapıda karşılar. Birbirlerine sarılır bayramlaşırlar. Ama İstanbul’da M. Çamaş’ın evinde her bayram acı içinde geçer. Onun eşi iki kızıyla bir başına kalmıştır. Yetim gibi! Onun babası ölmemiştir ama 8 yıldır yetim gibi ler. Bayramlarda evleri ölü evi gibidir!!!
MÜFTERİLER
8 yıl önce müfteriler neler uydurmuştu? Çamaş karısına belediyenin parasından bir cherokee cip almış, aynı model cipten bir de kızına almış, İstanbul’da iki iş hanı satın almış, sonra belediyenin bir trilyon parasının üstüne oturmuş... Aradan 8 yıl geçti, bunlar doğru çıktı mı?
Bu müfterilerin hepsini tanıyorum. Bakıyorum, oruç tutuyorlar, namaz kılıyorlar, teravihteler, akşam iftardan sonra dereüstünde çay ocaklarında çay içiyorlar. Yarın bayram gelecek, bayram namazından sonra evlerine gidecek çocuklarına sarılıp bayramı kutlayacaklar. Mutlu mesut bir gün geçirecekler. Ama yarın ruz-u mahşerde ‘Yanayım yanayım, ateşlerde yanayım’ türküsünü ezberden koro halinde söyletecekler. Çuvallar dolusu evrakı Ünye Ağır Ceza mahkemesi deposuna yığıp hakimle akıl tutulmasına sebep olan kontrolör de bu koronun şefliğini yapacak. Koskoca Ünye Ağır Ceza Mahkemesi binasını yapan ağır ceza reisi mahkeme binası bitince soruşturma geçirmişti. Memleketi için çalışan insanların ekseri sonu böyle olur.
Bozuk Düzen
Türkiye’deki köhne düzen sana öyle işler yaptırırki bir zaman sonra yaptıklarının hesabını veremezsin, vatan haini olursun. Eskiden bayram günleri mülki erkan hastaneyi, hapishaneyi, askeri kışlayı vs. dolaşır, bayramlaşır, buralara hediyeler bırakılır. Çikolata kutuları, kolonyağı vs. bunlar kimin cebinden çıkar? Tabiki belediyenin öyle değil mi Mesut Ergün? Adliye binasının birçok bölümünde ödenek yokluğundan belediye başkanından yardım isterler. Çamaş’ta bozulan araçların, tefriş edilen odaların masrafını karşılar. Sonuçta o da devlete millete hizmettir. Bu harcamalar nasıl kapatılır? BİR ŞEKİLDE... Bu bir şekilde harcamalar sonunda adamın başını yer!!
FATSASPOR
Fatsaspor yönetimi yeni sezon için kaymakamı ziyaret etmiş. Kaymakamlar bu tür etkinliklerde ancak başarılar diler. Fatsaspor yönetim kurulu başkan yardımcısı Halil İbrahim Özyurt orada en eski sensin. Fatsaspor şampiyon olurken maddi olarak kim destek verdi? Çamaş! Hani transfer yapacaktınız? Paranız yoktu, geri vermek üzere Çamaş’tan 23 bin TL aldınız. Geri verdiniz mi? Hayır! Bu para bankada 60 bin TL oldu, bunu kim ödedi? Fatsaspor 3. Lig’de kaldığı süre içinde halktan kayda değer bir para toplandı mı? Hayır! Unutma, Fatsaspor çökünce kulübün anahtarını gittiniz kaymakama bıraktınız. Ortadan kayboldunuz. Kaymakam da başkana bıraktı, hatırlıyor musun?
Başkan Sanayici mi?
Başkanın sanayi tesisleri mi vardı da Fatsaspor’u finanse edecekti? Halil İbrahim! Takım Dolunayda Mazhar Hoca’nın binasında kalıyordu. Parasızlıktan isyan çıktı, hiçbiriniz ortalarda görünmü yordunuz? Gece başkan beni oraya gönderdi, bütün borçları 5.000 TL ödedim. Takım sonra sahaya çıktı. O 5 bini 15 bin olarak geri ödedik haberiniz var mı? Yöneticiler? Siz birkaç gün sonra yeniden sportif faaliyetlere başlayacaksınız ama bizi M. Çamaş desteklemişti şampiyon olmuştuk demeyeceksiniz. Yeni sistemi bilmem ama bildiğim birşey var; bu memleketi, bu Fatsaspor’u M. Çamaş şampıyon yapar. Fatsaspor takımı top oynadı da mı şampiyon oldu sanıyorsunuz? Spor camiası gelecek bayramınız kutlu olsun.
Fatsa hükümet konağında üst dereceli bürokratlar hizmet araçlarınız bozulunce kimden yardım istediniz? O jj5 cip, o beyaz, hışır Ford minibüsün ve diğerlerinin bakımını M. Çamaş mı yaptırırdı? Sizin ödeneğiniz yoktu. Memurların veya amirlerin odaları tefriş edilirdi. Kimden yardım alırdınız? Tabiki M. Çamaş’tan. Şimdi siz başka illerde çalışıyorsunuz veya emekli oldunuz. Bunlar hayal oldu ama Çamaş bu işlerden 36 yıl ceza yedi! Bu gerçek!
Bir bayram öncesiydi. İller Bankası’ndan gelen para yetmemişti. Başkan vekiliydim; işçiler bana bayramda şeker alacak paramız yok diye sızlanmıştı. Başkan parayı temin etti, ben de merdivenden size ayrılmayın para temin edildi deyince ne sevinmiştiniz. Ama bu olay ağır cezada “Başkan parayı temin etmişti, para başkana ertesi ay tefaten teslim edilmiştir” diye geçti. Muhasebeciye göre öyleydi ama gerçekte o paralar başkana iki yıl teslim edilmedi. Herşey yalan, bunlar gerçek ama kime anlatırsın?!!
Bu hantal, kullanışsız devlet sisteminde bu işler böyle olur. Ah kafa sanane Fatsaspor’dan, sanane adliyenin araçlarının tamirinden, sanane işçinin bayramda alamadığı maaştan... Bu kokuşmuş sistemde harcama kalemi olmayan mallar başka ödeme kalemlerinin faturaları şişirilerek muhasebe edilir, yalan mı? Efendim cam faturası sahteymiş. Yani Çamaş, 157 m2 cam faturasını muhasebeye verdi, parasını cebine attı öyle mi? Öyle değil ama Çamaş 157 m2 cam yüzünden 7,5 yıl ceza yedi!!!
Bağlıyorum, belediye dışından birileri bu işleri el birliği ile takip eder, müfettiş de sabırla 13 ay bekleyip bunları toplar, savcının önüne koyarsa, M. Çamaş da 36 yıl cezayı yer. Olay bu!!!
Devir Bunların Devri!
Bir iş naehline (Ehil olmayana) tevdi edilirse bu kıyametin habercisidir. M. Çamaş bunlara 1. Sınıf Fatsa teslim etti, şimdi Fatsa kaçıncı sınıf? Efendim Sazcılar suyunun yeri müsait değilmiş de her mahalleye bir çeşme yaptırıp suyu Fatsa’ya dağıtacaklarmış. Nerede sizde öyle kabiliyet? Meydanın ortasına sakil bir çeşme dikti ler. Samsun’da Cumhuriyet Meydanı’nda Sultanın Pavyonu vardı. Akşam olunca kapısında renkli ışıklar yanardı, aynı öyle bu da Fatsa Cumhuriyet Meydanı’nın ortasında...
Onların yaptığı hayal, benimkiler gerçek. Gelsinler tartışalım: 50 yıllık sazcılar suyunu katlettiler. Önce makinelerini hurda inşaat demiri fiyatına sattılar. Sonra binayı dağıttılar. O binada kapalı alan vardı, itfaiyeler kapalı alandaydı. Dünyanın her yerinde bu araçlar kapalı alandadır ama Fatsa’da açıkta bekler. Neyse meydana bir çeşme yaptılar. Bu çeşmenin membaadan çıktıktan sonra boruları açıkta kalırsa veya dere geçişinde sızıntı yaparsa su yosunlanır ve kokar. Bugün meydandaki su kokmaktadır. Belediyede bunu anlayabilecek kabiliyette yönetici olmadığından millet kokmuş sazcılar suyu içer. Gerçek budur!!!
Ebru Temizlik’ten İftar Yemeği
Fatsa Belediyesi’nin temizlik işlerini yürüten TREANKVALDER Ebru Temizlik A.Ş. iftar yemeği vermiş. Yemekte başkan, başkan yrd., birim amirleri hazır bulunmuş. her konuda allame vekilimiz Treankvalder firmasına Fatsa’mızda temizlikte gösterdiği başarıdan dolayı teşekkür ediyor. Pardon yahu Çamaş size 6 sıkıştırmalı, müzikli çöp aracı ayrıca iki yol süpürme aracı, iki vidanjör, iki de su tankeri bıraktı. siz bunları kaldırıp attınız da Treankvalder firmasının işçilerine araçlarına para ödeyip iş yaptırıyorsanız iftarda iyi yiyin. Afiyet olsun!!!
Asfalt İşi
Gazetede bir resim; belediye asfalt yol hizmetine başlamış. başkasının finişer (sıkıştırma) aracına Fatsa Belediyesi yazmışlar, başkan ve av şukerası hazirunda. Başkanın yaptığı herşeye çok güzel olmuş demekle görevli vekilimiz olay yerinde yine görevini ifa ediyor. Yanılır.
Blendırın kurulduğu alan belediye tarafından yer fiyatına kiralanmış, arkada hazine arazisi gani!!!R00;Asfalt ihale ile alınacak, filler ihale ile alınacak, serme, sıkıştırmayı ayrı firma yapacak, çalışan personeller kiralık; Eeeeeee sen de asfalt dökeceksin öyle mi? Siz Sazcılar köyünden boru ile Cumhuriyet Meydanı’na kokutmadan su getiremiyorsunuz da bu şartlarda asfalt hizmeti mi vereceksiniz? Ben bu işin cıdığını biliyorum ama söylemem!!!
Bazen yolda izde bana yazılarınızı keyifle oku yoruz diyorlar. Ben acılarımı yazıyorum. Sen onu ke yifle okuyorsun öyle mi? Okuma! Okudun da ne faydanızı gördüm???
Fatsa’da birçok genç yetişiyor; mühendis, mimar, avukat... Seçim zamanlarında meclis üyeliğindeki liste lerde resimleri çıkar, altında Fatsa’yı seviyoruz, şöyle hizmet edeceğiz, böyle yapacağız diye yalan hamasi laflar vardır. Bugün Fatsa’da yapılanlara bu okumuş gençlerin gıkları çıkmaz. Ya yürekleri yok, ya cukkaya bakarlar. Herkes Çamaş gibi avanak değil ya...
Doğru mudur bilmem ama bir hikaye var. Namık Kemal Malta zindanındaki cezasını bitirir. Gemi ile İstanbul’a döner. Gemi Eminönü iskelesinin açıklarındadır. Namık Kemal güvertede perişen vaziyette oturmaktadır. Bir de bakar Eminönü – yağ iskelesi civarı insanlar kaynıyor. Hareket halindeler. Sevinçle yerinden fırlar, halkım hasretime dayanamamış, Eminönü Meydanı’nın doldurmuş diye düşünür. Hemen kamarasına gider, traş olur, yeni elbiselerini giyer, geminin iskeleye yanaşmasını heyecanla bekler ve iskeleye iner. O kalabalık halk, kendi hay-huyu ile meşguldür. Kimse Namık Kemal’in varlığından haberdar bile değildir. Halkım milletim dediği insanlar onu çoktan unutmuştur. Çok hüzünlenir ve şu mısraları yazar, bu millet için, bu devlet için sıtkı sadakatle çalışanın, şehvetle anasını avradını ........!!! der.
Tabi bu doğru mu yanlış mı bilmiyorum ama ben bu satırları bu devlete, bu millete yaptığı hizmetlerden sonra hangi delikte korku içinde yaşayan M. Çamaş’a ithaf ediyorum. Her Neredeysen Bayramın Kutlu Olsun!