ALLAH AŞKINA YAPMAYIN ŞUNU
Akşam saatlerinde haşereleri etkisiz hale getirmek için şehrin en işlek caddelerinde ilaç pompalayan aracın ne yapmak istediğini anlamış değilim.
Sanıyorum; sadece ben değil, birçok insan ne yapılmaya çalışıldığını anlamış değiller.
Özellikle iftar sonrası… İnsanların caddeleri, meydanları, parkları doldurduğu bir saatte… En koyu sohbetlere daldıkları bir anda… Ve de çaylarını yudumlarken… Daha doğrusu günün o saatlerinin tadını çıkarmaya çalışırken… Haşere ilacı dağıtan bir araç, insanların önünden neden geçer? Neden insanların o vakitlerini mahveder?
Çağdaş bir kente yakışmayan bu uygulamayla ilgili oturup birkaç tahminde bulunmak mümkün…
1) Yetkililer, vatandaşın bu durumdan olumsuz etkilendiğini bilmiyor olabilir.
2) Yetkililer, yapılan hizmetin vatandaşlar tarafından görülmesini istiyor olabilir.
3) Yetkililer, ilaçlamanın ardından yapılan çöp toplama işlemi sırasında ortaya çıkan haşerelere önceden tedbir alıyor olabilir.
4) Yetkililer, halkın sağlığına kastetmiş olabilir.
Maalesef aklımıza başka bir seçenek gelmiyor.
Özellikle; sağlı sollu binalarla zaten hava alamayan dar caddelerde yoğun bir toz bulutu halinde yapılan ilaçlama, hemen kaldırımda oturan vatandaş tarafından istese de istemese de teneffüs ediliyor. Kimyasal içeriğinde ne olduğu bilinmeyen o karışım, vatandaşın içtiği çayın içine giriyor.
Sanıyorum yetkililerin, yapılan ilaçlama sonucunda vatandaşın nasıl etkilendiğini bilmek haklarıdır.
Özellikle akciğer ve solunum yolları rahatsızlığı olan bir vatandaşımız, böyle durumlarda saatlerce öksürmek zorunda kalmıştır. Ve acile gitmek zorunda kalması halinde, yanındaki insanları şahit göstereceğini beyan etmiştir. Sağlıklı insanlarda bile boğazda yanmalara ve burunda tahrişe neden olmaktadır.
Söz konusu ilaçlama, vatandaşın gözünün içine sokula sokula neden yapılır? Halkın sağlığını, refahını, huzurunu koruması ve kollaması gereken yetkililer, neden bu çağ dışı uygulamaya gerek duymuşlardır?
Bu ilaçlamanın, insanların caddelerde daha az olduğu bir saatte yapılması mümkün değil midir?
Mesela; herkesin elini ayağını çektiği iftar saatlerinde veya geceleri neden yapılamaz?
Günün birinde bu durumdan dolayı aşırı rahatsızlanan ve hatta hayati tehlike yaşayan bir vatandaş, doktora gidip rapor aldıktan sonra mahkemenin yolunu tutarsa olayın hukuki sonuçları ne olur?
Bu soruların teknik boyutlarını elbette tam olarak bilmiyorum. Fakat aynı sorularla yetkilileri pozitif anlamda rahatsız edip, acilen tedbir almaya davet ediyorum.
Hemen hatırlatayım; bu konu sadece benim rahatsız olduğum bir durum değildir. Bu satırlarda vatandaşın konuya ilişkin tepkilerini, yine onlar adına yetkililere ulaştırmaya çalışıyorum.
Değerli yetkililer; bu konuya duyarlı olup olmamak sizin elinizdedir. Duyarlı olup gereğini yaparsanız vatandaş adına memnuniyet duyarım. Çünkü gerçekten çok ciddi bir sorun yaşanmaktadır.
Eğer bir sorun yokmuş gibi mevcut uygulamanıza devam ederseniz, konuyu gündemde tutmaya çalışacağımın bilinmesini isterim.
Demokratik bir ülkede yaşıyoruz. En azından öyle olmasını arzu ediyoruz. O nedenle gücenmece darılmaca olmasın.
Zira sıradan bir konudan söz etmiyorum. Halkın sağlığı söz konusudur.
Buna hakkınız olmadığını en az benim kadar siz de bilirsiniz.
O nedenle bir kez daha sesleniyorum: Allah aşkına yapmayın şunu… HOŞÇAKALIN