60 Yıldır Halkımızın Davranışları
60 Yıldır Halkımızın Davranışları
Nasıl olduysa bir kartal yumurtası tavuk çiftliğine düşmüş. Kuluçkaya yatan anaç tavuk onu da korumasına almış. Bir zaman sonra küçük kartal doğmuş, bütün tavuklar ona bir tavuk gibi davranmış. O da ailesini çok seviyormuş ama ‘Ben kimim?’ sorusu aklından geçiyormuş. Büyüyünce ara sıra yüksekten uçan kartallara bakıp iç geçiriyormuş. Ne zaman böyle düşüncelere dalsa arkadaşları ona sen tavuksun diyorlarmış. Kartal sonunda bu düşünceyi kabullenmiş ve hayatını tavuk olarak yaşamaya karar vermiş. Ve hayatının sonuna gelince tavuk olarak ölmüş.
Sokakta insanlara bakın; hepsi mutsuz, hiçbirinin yüzünde mutluluk ifadesi yok. Kimse güzel yaşama derdinde değil. karnını doyurup geçim derdinde. Onları tavuk haline getirenler, onların iftar çadırlarında, gıda yardımlarıyla, odun kömür yardımlarıyla tavuk gibi bir yaşam sürmelerini sağlıyorlar. Onları böyle yaşamaya alıştırıyorlar ve kartal gibi adamlar tavuk gibi bu dünyadan ayrılıyorlar.
Her devirde yapılan farklı varyasyonlar ile halkın fıtratı değiştirildi. Seni en iyi ben kurtarırım diyenler onlarda akıl tutulması yarattı. Denizlerimizde 100 bin çift palamut hızla bir istikamete doğru giderken aniden sağa veya sola çok keskin dönüşler yapıyor-bunun ilmen sebepleri tespit edilememiştir- bu nasıl anlaşılamıyorsa, halkımızın sert dönüşleri de hala anlaşılamıyor.
İsmet Paşa Devrinde Halkımız
Halkımız bir zamanlar ATATÜRK’ün silah arkadaşı İsmet İnönü’ye çok itibar ederdi. Onun döneminde halk; ya ya ya şa şa şa İsmet Paşa çok yaşa diye tezahürat yapardı. Yalnız Paşa hazretleri savaş zamanında çok yokluk gördüğü için halkına karşı biraz MIKIR’dı (cimri), israfı sevmezdi. Ama kendisine memurları yakın etmeye çalışırdı. Halkına ekmeği vesika ile verirken, memuruna istediğini bol bol verirdi. Kendi oy deposu memur kesimiydi. Onlara fazla itibar ederdi. Sonra ilerici ve modern atılımlar yapardı. İlericilik adına izanı Türkçe’ye çevirdi. İşte bu iş halkın damarına basma oldu. ezanı Tanrı uludur, Tanrı uludur diye okuturken halk da onunla kafa yapardı. Tanrı uludur, Tanrı uludur. Bütün memurlar İsmat Paşa’nın kuludur derlerdi. Bu, o fakir ama delikanlı halkın paşaya gizli tepkisiydi. Ama paşa birgün Uşak konuşmasında halktan biri kafasına taş atınca bütün karizması çizildi. Böylece siyasi hayatı da bitti.
Bağlıyorum... Fakir, cahil ama onurlu olan halk o günlerde kendisini yönetmeye talip olanlara tepki koyuyordu. Sonra halkın genlerindeki bozulmaya beraber bakalım.
Adnan Menderes Devrinde Halkımız
İsmet Paşa’nın despot rejiminden bıkan halkımıza Menderes ilaç gibi gelmişti. Güleryüzlü halk adamıydı. Halkına bol bol buğday dağıttı. Süpürge tohumundan yapılan ekmekten bıkan halkımız buğday ununu görünce Menderes’i çok sevdi. Zaten Menderes’in oy deposu İsmet Paşa gibi memur kesimi değil köylüydü. Amerika’dan aldığı Marshall yardımını halka dağıtırken kendi etrafındakilere de yurt dışından araba-lastik gibi ithalat iznini, ihaleleri de partili yandaşlarına veriyordu. Bunlar zamanla rahatsızlık yarattı. Rahmetli hafif tertip zamparaydı. Sonra talebelerle takıştı. Hiç gereği yokken ben ülkeyi generallerle değil, başçavuşlarla yönetirim gibi acayip laflar etmeye başladı. 26 Mayıs’ta başbakandı, 27 Mayıs’ta zindandaydı, bir yıl sonra da darağacındaydı!!! Kendilerine has ekmek yediren Menderes darağacında sallanırken halk askerleri, 1960 ihtilalcilerini çoktan alkışlamaya başlamışlardı. Sonra ihtilal yöneticileri yine referandum yaptılar ve bu halk o zaman ihtilalcilerin referandumunu oy çoğunluğu ile destekledi!!! Yalan mı???
Fikri Sönmez Zamanında Halkımız
1972’den sonra haykı emperyalizme, faşizme, sömürüye karşı korumaya solcular talip oldu. solun olduğu yerde muhakkak sağcılar olur. Onlar milli duygularla vs. halkın kurtulacağına inanıyordu. Ama solcular baskın çıktı sağcıları uzaklaştırdılar Fatsa’dan!!! Solcuların hitap ettiği kesim ezilen insanlardı. Onların yoğun desteğini alan Fikri Sönmez siyasi olarak büyük atılım yaptı ve Belediye Başkanı oldu. Halk akın akın Fikri Paşayı takip ediyordu. O günlerde Fikri paşa fındık mitingleri yapardı. Fatsa’nın nüfusu 10 bin civarındaydı. Fikri paşa çağrı yapınca ardından 20 bin kişi yürüdü. O günlerde dağ taş hep solcuydu. Bir Temmuz kşamı sahilden tanklar geçmeye başladı. Aniden bir sessizlik oldu. Sabaha karşı militan solcular kayboldu. Ertesi gün sokağa çıkmak yasaktı. Millet meğer sağcıymış. Peki Fikri Sönmez’in ardından yürüyen, slogan atan yirmi bin kişiye ne oldu? Mezarının taşında NER00;YAPTIMSAR00;HALKIMR00;İÇİNR00;YAPTIM yazar. Kendisi bilmez ama cenaze namazında o halkım dediği insanlardan 50 kişi bile yoktu. Bu da bir vakıa’dır.
Askerler Fatsa’ya girip solcular şehir içini boşaltır boşaltmaz sağcıları getirdiler. Neden? Onlar bir arada olursa toplu olarak götürmek kolay olur diye. Onlar devletin oyununu anlayamadılar. Devlet dağda solcuyu kovalarken sağcılar zaten avuçlarının içindeydi. Sağcılar halkımızı moskof zulmünden kurtaracağız diye uğraşırken nokta operasyonunun geçerliliği bitti ve 12 Eylül oldu. 12 Eylül yönetimi sağcı solcu demedi, alayını torbaladı. Hani sağcılar moskof zulmünden halkı kurtaracaklardı ya halk onlar için vah vah bile demedi!! Bu da bir vakıa...
Kenan Evren Döneminde Halkımız
Halkımız sağdan soldan bıkmıştı. Bir kurtarıcı arıyordu. O kurtarıcı da Kenan Paşa’ydı. Horoza sormuşlar, Tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan diye. Horoz da ‘ben işimi yaparım, tavukların cinsel tercihi beni ilgilendirmez’ demiş. Evren Paşa da sağcı, solcu demeden, polemiğe girmeden alayını torbaladı.
Halkımız artık Kenan Paşa’yı yere göğe koyamıyordu. Gittiği her şehirde o şehrin beratı (sanki düşman istilasından kurtarma) ve o şehrin altın anahtarı verilirdi. Kenan Paşa deyince yer yerinden oynardı. Herşey bitti sıra referanduma geldi. Kenan Paşa şehir şehir dolaşıp (Tayyip bey gibi) referandum anlattı ama karşısında Kılıçdaroğlu gibi bir rakip yoktu, olamazdı da. Halkımız şu anda faşist general diye bilinen Kenan Paşa’ya % 97 oy ile teveccüh gösterdi ve aradan yıllar geçti. Dün halkımız tarafından Kenan Evren ve arkadaşları ilahlaştırılırken bugün aynı halk tarafından neredeyse hain gözüyle bakılıyor. Bakmıyorlarsa bile bakanlara ses çıkarmıyorlar. Olay bu!!!
Ben 58 yaşındayım, yazdıklarımı gördüm, yaşadım ve halkımız hakkında şu kanaate vardım. ONLARR00;SUR00;GİBİR00;BULUNDUKLARIR00;KABINR00;ŞEKLİNİR00;ALIYORLAR. Bugün iktidarda olan AKP dincilerin desteğinde Türkiye’de bütün taşları yerinde oynatıyor. KESERR00;DÖNERR00;SAPR00;DÖNER, GÜNR00;OLURR00;HESAPR00;DÖNER. İşte o zaman tarih tekerrürden ibaret olur mu bilmem!!!
Son 60 Yılın Panaroması Enteresan Benzerlikler
Menderes Zamanı: Hapishane olarak Yassıada kullanıldı.
Enteresan Tutuklamalar: Sarayburnu’nda elinde kazma kürek olan 6 kişi yakalandı. Ellerindeki kazmalara el kondu.
Suçlama: Sarayburnu’ndan denizin altından Yassıada’ya tünel açıp Menderes’i kaçırma fikrinden tutuklandılar.
Kenan Evren Zamanı: En gözde cezaevi Amasya Cevaevi.
En Enteresan Tutuklama: Mehmet Cevahir, Erem Gündüz, Kemal Şendur. Adam dövmedi, yaralamadı, öldürmedi. Ama Amasya Cezaevi’nde 28 ay tutuklu kaldı.
Şimdiki Devir: Hapishane olarak Metris ve Silivri Cezaevleri.
Enteresan Tutuklama: Orgeneral Çetin Doğan’ın Fatih Camii’ni Cuma namazı kılınırken bombalatmayı ve bu sırada bir Türk uçağını düşürmeyi planlaması.
60 yıl içinde gelişen bu olaylara bakın, sonuçlarını değerlendirin. Acaba yanılıyor muyum? Yanılıyorsam beni uyarın.