YARGI
12 Eylül günü yapılacak referandumla ilgili her kesimden ve her görüşten insanın fikirlerini dinlemeye ve değerlendirmeye özen gösteriyorum. Meydanlardaki siyasetçileri, açık oturumlardaki konuşmacıları dikkatle dinleyip, kimin neden evet ya da hayır demek istediğini anlamaya çalışıyorum.
Geçen gün bir televizyon kanalında, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanını dinledim. Kendisi, değişiklik paketindeki maddeleri, tek tek değerlendiriyordu. Temel haklar, çocuklara ayrımcılık, kişilerin hak ve özgürlükleri alanındaki bazı maddelerin değişmesine kim hayır der şaşırırım diyordu. Bu konuda haklıydı, birkaç madde var ki, gerçekten bunların değişmesi temel hak ve özgürlükler bakımından kişilerin lehine olacak değişimler, fakat asıl çarpıcı açıklamayı programın sonuna saklıyordu. Asıl önemli değişiklik, yargı alanında olacak diyordu. Anayasanın 125. maddesinde yargı yolu bölümünde yapılacak değişiklikle’, Yargı yetkisi, idarî eylem ve islemlerin hukuka uygunlugunun denetimi ile sınırlı olup, hiçbir surette yerindelik denetimi seklinde kullanılamaz. Yürütme görevinin kanunlarda gösterilen sekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idarî eylem ve islem niteliginde veya takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemez.’şekline getirilmiştir.
Maddeye eklenen ‘ hiçbir surette yerindelik denetimi şeklinde kullanılamaz’ hükmü sayın başkana göre çok şey ifade etmektedir. Çünkü bu hükümle artık iş yapamaz durumdan çok iş yapar duruma geçeceklerini savunmaktadır. Belediyelerin önündeki en büyük engelin kalktığını, artık kişilerin kanuna uygun bulmadıkları her işi engelleyemeyeceğini, idare Mahkemeleri’nin yerindelik denetimi yapamayacağı için yetkisinin kısıtlandığını ve böyle bir karar verirse de Anayasa Mahkemesine kişisel başvuru hakkı ile haklarını arayacaklarını beyan etmektedir. Mahkemeler olmasaydı bu zamana kadar yapacağımız birçok işimiz engellenmemiş olacaktı demektedir. Fakat bu kendi bakış açısıdır. Yaptığı her işi olumlu ve kanuna uygun olarak değerlendirmekte, kendisine karşı çıkanları ve mahkemelerin verdiği kararları da yanlış görmektedir. Bu sadece bir örnektir. Diğer belediyelerin de, bu maddenin değişmesiyle artık çok daha rahat bir tarzda hareket edeceği açıktır. Bu rahatlığın da kimin lehine olacağı malumunuzdur.
İşte asıl sorun burada başlamakta, tam da kendilerinin ifade ettiği gibi, yargının belli noktalarda eli kolu bağlanmakta ve hukukun işleyiş zemini kaymaktadır. Daha çok demokrasi derken, bunu yürütmenin kuvvetler üstüne çıkarılması biçiminde yorumlamak daha doğru olacak kanısındayım.
Sayın Başbakanın geçen gün yaptığı bir mitingde söylediği sözler ise çok daha çarpıcı ve bu değişiklikteki asıl niyeti gözler önüne serer niteliktedir. Yargıyı karşısına alan, yargıyı bağımsız ve her şeyin üstünde değil, ayrı bir muhalif parti zihniyetinde gören bir yaklaşım. Bu değişiklikle yargının hak ettiği yerde olacağını söylüyor sayın Başbakan. Üstelik en açık şekilde aşağıdaki sözlerle ifade ediyor bunu;‘’Düşünebiliyor musunuz, ben bir vali atayacağım, bir vali atama yetkim yok. Niye?” Eğer Danıştay’la münasebetler yerindeyse tamam. Hemen Danıştay tekrar yerine iade. Yerindelik hakkı benim, yürütmenin. Sen buna karışamazsın. Ve bu anayasanın amir hükmü. Buna bile müdahale ediyorlar. Bu ülkeyi siz mi yönetiyorsunuz, biz mi? Milletin karşısına Danıştay, Yargıtay mı geliyor, Anayasa Mahkemesi mi geliyor, biz mi? İşte onun için bu değişikliğin yapılmasına ‘Evet’ mi? Olay bu. Bütün bunların yanında, artık birilerinin arka bahçesi olmayacak, ne Anayasa Mahkemesi ne de Danıştay ne de Yargıtay. Bütün buralar artık milletin arka bahçesi olacak”
Bu sözler yargıyı hem kişisel hırsların, münasebetlerin ortasında bırakıyor, hem de tüm yüksek yargı organlarını halkın karşısında bir noktaysa koyuyor. Ülkeyi engelleyen, halkın geri kalmışlığından sorumlu, icraatların önünü kesen bir konumda bırakılıyor yargıyı. Bu değişiklikle de yürütme kendini tek ve tek güç olarak bırakarak, tam bir demokrasi getirme vaadinde bulunuyor. Öyle ya, artık karşı çıkan olamayacağına göre, gerçek demokrasi gelecek ülke mize..