HALK OYLAMASI- 2
Yeni anayasamız için halk oylaması süreci devam ediyor. Liderlerin meydanlardaki konuşmalarını izliyoruz. Bu anayasa oylaması konusu bize sanki hayır ve şer oylaması gibi geliyor. Hele de Sayın Devlet Bahçeli’nin tavırları bizi şaşırtıyor. İkili oynuyormuş gibi bir görünümü var. Diyebiliriz ki sayın Bahçeli siz 12 Eylül’e de karşıydınız. Bu ne perhiz, 12 eylüle karşı oldunuz mu? Şimdi bu kapsamlı anayasa değişikliğinin yanında olacaksınız. Yahutta 12 Eylül müdhalesini tenkit etmeyeceksiniz. Kaldı ki: bu 12 Eylül döneminde sizin çok önemli insanlarınız da idam sehpasına götürülmüştü. Siz şimdi onlar vatana sahip çıkmakla suçluluar mıydı demek istiyorsunuz? Türkiye’de herkes bu askerler darbe yapmakta haklılar mıydı demek istiyorsunuz? Bu anayasa değişikliğine ilk önce sizin sahip çıkmanız gerekiyor. Bu yolda şehitler vermişsiniz.
Burada çok garipsediğim bir olay daha var. Rahmetli Türkeş de 27 Mayıs hareketinde Halk partisinin yanındaydı. Biz bu tür milliyeçilik anlayışlarını anlamakta zorluk çekiyoruz. Sizin mensuplarınızda bu davranışlarınızı anlamakta mutlak zorlanıyorlardır. Görünüm, turşuyla perhiz gibi birbirine zıt görünümlü bir davranış, tabanın büyük ölçüde buna tepki göstereceğini ümit ediyoruz. CHP’nin yanında olmak sizin işiniz değil. Rahmetli Mevlana’nın değidiği gibi: “Ya göründüğünüz gibi olun, yahutta olduğunuz gibi görünün.”
CHP Lideri Sayın Kılıçdaroğlu’nun meydanlardaki sergilediği görünüm de sizinkinden çok farklı değil. illa dokunulmazlık kalkmalı diyor. Dokunulmazlık zaten kendiliğinden kalkıyor. Bir insan ölene kadar parlamenter olamıyor. Bir gün bu normal yollarla bitecek. Siz veya partiniz dokunulmazlığı kendiliğinden biten kaç kişiye hesap sordunuz? Kaldıki haklı konularda parlamento dokunulmazlığı kaldırıyor. Sayın Kılıçdaroğlu siz dokunulmazlığın kaldırılmasını değil, onu istismar etmek istiyorsunuz. Bunu da millet anlıyor. Siz: koalisyon şeklinde de olsa iktidarda olduğunuz dönemlerde: Siz, yahutta partiniz dokunulmazlık kaldırılsın dediniz mi? Bunu ne sizin ne de sizin konumunuzda olan insanların ağzından duymadık. En iyisi kendinizi ikili oynuyor şeklinde siyaset yapma görünümünden kurtarın ve halka dönük siyaset yaparak oylarınızı arttırmaya bakın, en yakışanı da herhalde bu.
FİSKOBİRLİK
Fındık denilince ilk akla gelen Fiskobirlik’tir. “Fındık Tarım Satış Kooperatifleri Birliği” Fiskobirlik’in son dönemlerde siyasete bilaşması kendisine ve ortaklarına zarar verdi. Fiskobirlik bir kooperatif de olsa çok ortaklı bir devlet kuruluşu görünümünde hareket etmesi gerekiyor. Çünkü bu devlete dayalı bir kooperatif, kesinlikle siyasete bulaşmamalı ve bulaştırılmamalı. Biz şimdi Fiskobirlik’in bu yanlış tutumunu bir derece düzelttiğini görüyoruz. Kolları sıvayıp çok sıkı bir çlışma içerisine girmelisiniz. Biliyorsunuz, borcunuz var. borçlunun malı olmazmış. Mülkünüzü satıp borçlarınızı ödeyebilirsiniz. Borçları başka bir borçla ödemek: Kiri daha kötü birşeyle yıkamaya benzer.
Siz çok tecrübeli bir kuruluşsunuz. Borçları ödemeden başka sermaye içinde mülk satın. Kendi sermayenizi kullanın. Fındık alım satımında devlete yük olmaktan kurtulun. Dev bir kuruluş olursunuz. Sıkı bir denetimle paranızı kimseye kaptırmamanız mümkün. Fındık ticaretinden başka iş yapmayın bu size yeter. İllaki kendi paranızla iş yapın. Allah c.c. da size yardımcı olur. Ortaklarda sizi destekler. Bir devrim yapmalısınız ve yapın İnşallah...