KURAN YILI
KURAN YILI
Sayın Diyanet İşleri Başkanımız 2010 yılını Kuran yılı ilan etmiş ve bu islam aleminde kabul görmüştür. Burada çok güzel bir tevafuk da vardır. 2010 yılı aynı zamanda Kuran’ı kerimin nüzülünün 1400’üncü yılına da gelmektedir. Bu güzel olayı gerçekleştiren Fatsa ilçe müftülüğümüz “İNSANLIK KUR’AN’A MUHTAÇTIR” konulu bir gece düzenlemişlerdir. Fatsa hasret düğün saonunda: 17 Temmuz akşamı düzenlenen bu geceye halkımız çok alaka gösterdi, salon balkonuyla beraber tamamen doldu. Bizde oradaydık. Ta gençlik yıllarımdan beri bu tür toplantıları severim. Geçmiş zamanlarda bizde Fatsa gençlik kulübü olarak birkaç defa bunun benzeri geceler düzenlemiştik. Fakat bu gece hayatımda beni en çok etkileyen ve çok istifade etmiş olduğuma inandığım bir gece oldu. bu geceyi halkımızın istifadesine sunmaya vesile olduğu için: İlçemiz müftüsü sayın Şenel Yılmaz beye candan teşekkür ediyoruz. Gerçekten çok duygulu bir gece yaşadık, Allahın cc. inayetiyle, sayın müftümüzden gelecek senelerde de böyle anlamlı geceler düzenlenmesini bekliyoruz. Kendisine dağlar kadar teşekkür ediyoruz.
Gecenin sunuculuğunu değerli imam Hatibimiz Atila Hacıvelioğlu yaptı. “Kur’an’ın anlamıyla buluşmak” konulu konferansıda: Diyanet işleri başkanlığı baş müfettişlerinden sayın Dr. Dursun Aygün bey yaptı. Kalplere hitap eden bu değerli konferans çok dikkatle dinlendi. Hepimiz kuran’ı kerim karşısında eksiklerimizi anladık. Kuran meali ve tefsirlerden Allah’ın cc. buyruğunu okuyamamış olduğumuzun üzüntüsünü yaşadık. Gerçekten çok doyurucu bir konuşma idi, eksiklerimiz çok güzel bir üslupla ifade edilerek, kalplerimize yerleştirildi. İnşallah bu eksikliğimizi, kısa sürede tamamlamanın gayreti içinde oluruz.
Kuran’ı kerim ziyafetinide, Süleymaniye camii imam hatibi sayın Ekrem Nalbant’la, Kızıltoprak: Zühtü paşa cami’i imam hatibi Adem Karabey sundular. Bu ünlü hafızlar gerçekten, Kuran’ı kerimi emsalsiz diyebileceğim bir duygu ile sundular. Koskoca salonda nefesler tutuldu. İfade etmekte zorlandığım bir duygu yaşadık. Biz yaşı ilerlemiş bir insanız, böylesine duygulu ve kalpleri fetheden bir Kuran tilaveti görmedim, yaşamadım. Tartışmasız dünya derecelerine girebilecek bu değerli imam hatiplerimizi candan tebrik ediyoruz. Bize gerçekten bir Kuran ziyafeti yaşattılar. 5 – 6 yüz kişilik salonda nefesler tutuldu. Biz bu salonda benzeri gecelerde yaşadık. Amma bu gece, gerçekten çok daha farklı idi. Tahmin ediyorum insanlar buraya boş geldiler, dolu gittiler. Böyle müstesna bir geceyi halkımıza yaşatmaya vesile olan değerli müftümüz: Şenel Yılmaz beyefendi hocamıza tekrar, tekrar teşekkür ediyoruz. Allah cc. gönlünce yaşatsın...
Elbetteki, muhteşem Süleymaniye camisinede böyle insanlar yakışır. Ufacık bir tepe kadar azametli olan bu camiye elbetteki böyle imamlar yakışır. Biz burada birazda: Mimar Sinan’ın bu muhteşem eserinden bahsetmek istiyoruz. Bir ziyaretimde bu seçkin camimiz hakkında bilgilerde almıştım. Temel kazılarını Mimar Sinan, haliç seviyesine kadar indirmiş. Temel doldurulunca 6 ay gizlenmiş. Kanuni Sultan Süleyman caminin bir an önce bitmesini istiyormuş. Temellerin oturması için padişahtan altı ay izin isteyecekmiş, padişahın bunu vermeyeceğini anlayınca gizenmek zorunda kalmış. Altı ay sonra ortaya çıkınca: Sultan Süleyman ne kadar acele ettiğimi biliyorsun demiş. Sinan’ın cevabı şu olmuş: Hünkarım ben size öyle bir camii yapmak istiyorum ki: Kıyametin ahrında hallacı Mansurun yayının önünde kubbe dağılmadan bir top güllesi gibi gitsin demiş.
Yaz aylarında günde ortalama 70 tane turist otobüsü ziyarete geliyor. Kubbeyi tutan direkler 11.50 ve 13.50 mt. Bir direğin kalınlığı 155 m2. Büyük bir daire kadar. Kubbe 34.5 m çapı, yüksekliği 14,5 mt. Yarı küreden 2.75 mt daha alçak kubbenin mesahası bir dönüme yakın. Altından bakılınca kubbe düzmüş gibi görülüyor. Bu emsalsiz kubbe bir dünya harikası...