GÖNLÜMDEKİ DUYGULAR
Sınavlar Hayatımızın Parçasıdır
Yazar Turgay Polat’ın düşüncelerini paylaşıyorum. Çok önemli gördüğüm noktaları ele alarak okurlara sunuyorum:
Sınavla ne elde edersiniz? Bu soruyu ben ülkemizde sorsam herkes üniversite ya da Anadolu lisesine girme olarak cevap verir. Caba öyle midir? Ya da birileri yıllarca kendi eksiklerini kapatmak için bizi mi yönlendiriyor?
Amerika Birleşik Devletleri’nin New York eyaleti sınavlar yürütme kurulu başkanı Prof. Dr. Robert Tobias şöyle diyor: “Biz New York eyaletinde ilkokul birincisi snıftan üniversite son sınıfa kadar 4000 sınav ve test uyguluyoruz. Bu sınavların hepsinin amacı farklı. Bir kısmını sadece okulu, öğretmeni ve müfredatı ölçmek amacıyla uyguluyoruz. Bir kısmını öğrenciyi tanımak için. Bir kısmını da bir üst okula geçiş için uyguluyoruz.” “Okulu, öğretmeni ve müfredatı ölçmek için yaptığımız sınavlarda özellikle ayırt edici soru kullanmayız. Çünkü amaç sıralamak değildir. Ama New York’ta bulunan 12 okula öğrenci yerleştirmek için yapılan sınavda, son 7 yılda soruların tamamını ypan öğrenci çıkmadı. Çünkü bu sınavda başarı ölçmeyi değil sıralama yapmayı hedefliyoruz. Bu sebeple sorular ayırt edici ve seçicidir.” İşte bizim Türkiye’d SBS’de yapamadığımız bu. Ama bakın elin Amerikalısı bu işi gayet iyi çözmüş. Uygulamaları planlı ve yapıcı. “Geçen yıl başarı odaklı sınavların sonucunda başarısız olan 17 okulu kapattık. Sebep başarılı olamıyorlar.” Düşünebiliyor musunuz? Okul, eğitim ve öğretimi iyi yapamadığı için kapatılıyor. Yani devlet diyor ki, ben bu kadar yatırım yapıyorum. Bu kadar maaş ödüyorum. Bunun hesabını da sorarım. Bunun sakıncası var mı sizce? Peki, biz neden soramıyoruz? 20 milyon öğrenci, 55 bin okul, 800 bin öğretmen, 33 milyar para harcanıyor. Ama biz bunun verimli olup olmadığını soramıyoruz. Olacak iş değil. Bu fikirden dolayı neden geri kalmış ülke olduğumuzu daha iyi anladım.
ABD’de bundan önceki başkan Bush seçimde bir vaatte bulunuyor. “Hiçbir çocuk geride kalmasın, her çocuğu eğitmek görevimizdir” diyor. Sonuçta bu işi nasıl ypacaklarına karar veriyorlar. “Her adımı ölçeceğiz. Sınavlar yapacağız. Sınav sonuçlarına göre ortaya çıkan sorunları çözeceğiz.”
Biz ne yapıyoruz? “Aman sınav sonuçlarını vermeyelim, toplum sınav konuşmasın.”İşte bir ülkenin neden geri kaldığını gösteren zihniyettir bu.
Bir ülke kalkınmanın eğitimle olacağını düşünüyor. Diğeri eğitimi “mış” gibi yapıyor. Sonuç ortada.
Ülkemizde her göreve gelen hükümet sınavsız bir hayat pompalıyor topluma. Sonucunda da ne yaratmak istiyorlar biliyor musunuz? Durağan bir eğitim sistemi ve başarısız bir nesil. Oysa öğrencilerin hedeflere yürümesinin ne sakıncası var ki?
Sonuç olarak sınavlar cesurdur. Her şeyi söylerler, size ayna tutarlar. Ama siz aynada görmek istemediğiniz birşey varsa ya aynayı kırarsınız ya da makyaj yaparsınız. Ama makyajda kapatamıyorsa yapacağınız tek şey kalır ki o da aynayı kırmaktır. İşte biz de sürekli bize ayna tutan ama görüntüsü hiç hoşumuza gitmediği için sınavları yok etmeye çalışıyoruz. Ama unutmayın güneş balçıkla sıvanmaz.
Rehber doğru yolda. Sen ise kendine başka yolda rehber arıyorsun.
Napolyon Bonapart’ı uyandırırlar. NE oluyor diye sorar: Savaş hazırlığına başlıyoruz. Hazır olunuz haşmetmeap. “Ben de sınav var zannettim” der. Belleğinde kalan sınav korkusudur. Koca Napolyon sınavı ciddiye alarak yetişmiştir.
Sınav eğitimle iç içedir. Bundan dolayı ulu önder Atatürk’ün şu sözü ile yazımı bitiriyorum: “Eğitimdirki bir milleti hür ve bağımsız kılar; yine eğitimin yanlış verilmesi o milleti köle ve uşak yapar.”