OLMAZ OLMAZ DEME HİÇ OLMAZ OLMAZ SEÇMENİM
OLMAZ OLMAZ DEME HİÇ OLMAZ OLMAZ SEÇMENİM
İspanyol bilim adamları üşenmemiş 2003 yılında hiçbir masraftan kaçınmayarak adeta araklamacı gazetecilik örneği sergileyerek bir araştırma yapmışlar. Bu araştırmaya göre iddiaları o ki, o dönem şampuan reklamlarından arta kalan zamanlarda olsa gerek,uzaydan edindikleri ve uzaylılara ait olduğunu beyan ettikleri ses dosyalarındaki dil türkçe imiş. İyi güzel de bunda haber değeri taşıyacak ,şaşılacak ne var?Biz köpek insanı değil de insan köpeği ısırdığında haber olur sanıyorduk oysaki. İletişim ve gazetecilik kuralları değişmiş demek.
Hani eskiden olsa hakikaten bu olaya ilk reaksiyonumuz kabaca “hadi be” falan olabilirdi. Ama biz artık hiçbir şeye şaşırmıyoruz. Bundan 5-10 önce olsa bu gibi haberlere düzenli aralıklarla kronik botoxlu sosyetik hanımlar gibi sürekli şaşkın bir ifadeyle tepki verirdik ama artık biz hakikaten hiçbir şeye şaşırmıyoruz. Hem kim bilir belki de ispanyol bilim adamlarının o malum uzaylı frekanslarına bizim türkü radyolarından birinin frekansı karışmıştır. Belki de herhangi bir Mustafa Topaloğlu kasetini o niyetle dinlemiş bile olabilirler. Sonuçta bir uzaylı “penceresi camcama muallim,selam söyle amcama muallim” şeklinde neşelenemez mi yani?
Biz yıllarca küpeli,pala bıyıklı Şah İsmail ‘in tarih kitaplarında dahi yer alan resmine Yavuz Sultan Selim diye bakmış öyle bir neslin evlatlarıyız ki ,alenen türkçe konuşan uzaylıya mı inanmayacakmışız? Bizde itfaiye aracı kendiliğinden alev alır da o aracın içinde varlık amacını yalanlarcasına su bile olmaz. Üzerine vatandaş yardıma koşup aracı söndürür de bir de üzerine itfaiye vatandaşı “canım siz de aynen türk polisi gibi olaya olay bittikten sonra müdahale ediyorsunuz” diye azarı basıverir. Bizde bunlar zaten çok normaldir.
Hani bu gün savaş olsa malum soruşturmadan dolayı neredeyse cephede bulunacak yeterli sayıda üst düzey askeri yetkili bile bulamazsınız. Siyasilerin yüzünden bizim bütün askeri stratejimiz kum torbalarının önünde diz çöküp çökmeme üzerine kuruludur. Siyasilere sorsanız Hamlet ‘ e halt ettirircesine tüm mesele çökmek ya da çökmemekten ibaret serbest konulu seyretmektedir. Hadi bunları da geçtik diyelim Adli Tıptaki yaşlandırma tekniğinin televizyon kanallarında son derece acemice, sadece şahsın eldeki vesikalık resminin saçlarının ağartılması ile yapıldığı bir ülkede uzaylının türkçe konuşması ihtimali parkta yürüyüşe çıkmak kadar basit bir eylem olarak kalır. Adli Tıp eski başkanının dizi jeneriğinde dediği gibi deliller şaşmaz, yanılmaz, yalan söylemez ama gerçekte deliller bu haliyle ağlar. Hem de hüngür hüngür ,tepine tepine ağlar.
Özel hayatların magazin programlarında 7/24 call centerdan bozma şekilde deşifre edildiği, evcilik oyunlu, aktörleri kadar sahte evlilik programlarının reyting yaptığı , evlendirme programlarında abartısız 3 neslin birden hunharca rezil rüsva edildiği, , siyasilerin çok özel görüntülerine ait kasetlerinin elden ele dolaştığı bir ülkede bırakın uzaylıların türkçe konuşma olasılığının olduğuna şaşmayı , biz devlet büyüklerinden birinin ET ile çekilmiş çok özel görüntülerinin olduğu haber sitesi görsek aşk- memnu oynuyor sanırız. Yıldız Savaşlarından Jar Jar Binks ile Yılmaz Morgül kardeş deseler ona da inanırız.
Bizler hala 64.bölümün sonunda Bihter ‘ in galiba Adnan Bey ‘i kandırdığı hem de günahını almıyorsak Behlül ile aldattığını sandığımız ama kati suretle emin olamadığımız öyle bir alacakaranlıktayız ki uzaylılar türkçe konuşuyormuş çok mu?Mustafa Topaloğlu ‘ nun uzaylıdan hallice hani türkçesi az daha el verse kuvvetle muhtemel söyleyeceğini düşündüğümüz üzere “olmaz olmaz deme hiç,olmaz olmaz seçmenim, hayat neler gösterir belli olmaz seçmenim”. Netice olarak bizi bir uzaylının türkçe konuşması değil, bir türkün daha doğru düzgün ana dili türkçeyi konuşmayı bile beceremezken yemeyip içmeyip azmedip sanskritçe ya da aramice olmadı eski ahitten ibranice falan konuşması şaşırtabilir ancak. Biz o vakit araştırmaya araştırma deriz.